Antalya Kumluca’da yaz sıcakları seraları cehenneme çevirirken, işçiler 50 dereceyi bulan sıcakta ekmek parası için mücadele ediyor. Zorlu koşullara rağmen üretim devam ediyor, ancak işçilerin sağlığı için acil önlemler alınması gerekiyor.

Kumluca’nın Kavurucu Sıcağında Ekmek Kavgası: Seralarda Ter Akıtan İşçiler

Antalya’nın incisi Kumluca, turizmle olduğu kadar tarımıyla da adından söz ettiriyor. Ancak bu güzide ilçede, güneşin yakıcı sıcakları altında, seralarda çalışan işçilerin verdiği zorlu mücadele pek bilinmiyor. Termometrelerin 40 dereceyi gösterdiği bu günlerde, seraların içinde hissedilen sıcaklık 50 dereceye kadar yükseliyor. İşte bu cehennem sıcağında, kadın erkek demeden onlarca işçi, ekmek parası için ter döküyor.

Seralarda Hayat Durdu Mu? Asla!

Kumluca’da hava sıcaklıkları adeta dayanılmaz seviyelerde. Öğle saatlerinde sokakta insan görmek neredeyse imkansız. Herkes bir gölge arayışında, klimalar sonuna kadar açık. Peki, seralarda hayat durdu mu? Asla! Sabahın erken saatlerinden itibaren seralara doluşan işçiler, öğle sıcağına kadar fideleri büyütmek için canla başla çalışıyor. Nemle birleşen sıcaklık, dayanılmaz bir hal alsa da, onlar için durmak yok. Çünkü biliyorlar ki, bu fideler büyümese, sofralarımıza lezzetli sebzeler gelmeyecek.

Seralarda çalışan işçilerin çoğu kadın. Sabahın köründe kalkıp ev işlerini bitirdikten sonra seraların yolunu tutuyorlar. Yüzlerindeki çizgiler, hayatın zorluklarını, alınlarındaki ter ise çalışkanlıklarını gösteriyor. Onlar, Kumluca’nın isimsiz kahramanları.

“Başka İş Yok, Ne Yapalım?”

Sera Fide Tesisinde çalışan Hacer Kurt, yaşadıkları zorlukları şöyle anlatıyor: “Dışarısı 40 dereceye yakınsa, içerisi 50 derece civarında. Sürekli terlediğim için sık sık tişört değiştirmek zorunda kalıyorum. Gerçekten aşırı bir sıcak var ama ekmek parası için başka iş yok. Biz fide yetiştirmezsek, sizler nereden yiyeceksiniz?” Hacer Hanım’ın sözleri, aslında birçok işçinin ortak feryadı. Onlar, zorlu koşullara rağmen üretmeye devam ediyor, çünkü başka çareleri yok.

Ziraat Odası Başkanı’ndan İşçilere Destek

Kumluca Ziraat Odası Başkanı Tevfik Kökçe, seralarda çalışan işçilerin durumuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Türkiye’nin en sıcak bölgesinde fide üretimi yapan cefakar kadınlarımızı tebrik ediyorum. Hava sıcaklığı ne olursa olsun, kadınlarımız çok çalışkan. Ancak bu günlerde sıcaklık nedeniyle çalışma koşulları oldukça zor. Sera içindeki 50 dereceyi bulan sıcaklık nedeniyle işçilerin bazen sıcaktan bayıldığını görüyoruz.” Başkan Kökçe, işçilerin sağlığı için gerekli önlemlerin alınması gerektiğini vurguluyor.

Sıcak Havalarda Çalışma Koşulları Nasıl İyileştirilebilir?

Peki, bu zorlu koşullarda çalışan işçilerin hayatını kolaylaştırmak için neler yapılabilir? Uzmanlar, öncelikle seraların havalandırma sistemlerinin iyileştirilmesi gerektiğini belirtiyor. Ayrıca, işçilerin sık sık dinlenmeleri ve bol sıvı tüketmeleri de büyük önem taşıyor. Bazı seralarda, işçilerin serinlemesi için özel duş alanları oluşturulmuş durumda. Ancak bu tür uygulamaların yaygınlaştırılması gerekiyor.

Sadece havalandırma ve dinlenme alanları yeterli mi? Elbette hayır. İşçilerin bilinçlendirilmesi de büyük önem taşıyor. Sıcak çarpmasının belirtileri, alınması gereken önlemler gibi konularda eğitimler düzenlenmeli. Ayrıca, işverenlerin de bu konuda daha duyarlı olması gerekiyor. Unutulmamalıdır ki, sağlıklı ve mutlu işçiler, daha verimli üretim demektir.

Gelecek Ne Gösterecek?

Kumluca’daki seralarda yaşanan bu zorlu mücadele, aslında Türkiye’nin dört bir yanındaki tarım işçilerinin yaşadığı sorunların bir yansıması. İklim değişikliğinin etkileriyle birlikte, sıcaklıkların daha da artması bekleniyor. Bu durum, tarım sektöründe çalışan işçilerin sağlığını tehdit etmeye devam edecek. Bu nedenle, yetkililerin ve sivil toplum kuruluşlarının bu konuya daha fazla eğilmesi, işçilerin çalışma koşullarını iyileştirmek için somut adımlar atması gerekiyor.

Kumluca’nın kavurucu sıcağında ter döken işçiler, aslında hepimizin sofrasına lezzet getiren kahramanlar. Onların sağlığı ve refahı için hepimizin sorumluluk alması gerekiyor. Belki de bir sonraki domatesi yerken, bu zorlu koşullarda çalışan işçileri hatırlamak, onlara minnet duymak, yapabileceğimiz en anlamlı şeylerden biri olacaktır.