Yüzlerce sivil toplum kuruluşu, Türk Birliği idealini devlete taşımak için Ankara’da bir araya geldi. Zirvede alınan kararlar, hayallerin gerçeğe dönüşüp dönüşmeyeceği sorusunu akıllara getirdi.

Türk Dünyası STK’ları Ankara’da Buluştu: Birlik Hayali Devlet Politikası mı Oluyor?

Ankara, 17 Eylül 2025 – Türk dünyası için çalışan 200’ü aşkın sivil toplum kuruluşu (STK), 12 Haziran’da Ankara’da tarihi bir zirve gerçekleştirdi. Bu buluşma, STK’ların ilk kez iktidarla doğrudan temas kurması ve Türk dünyasıyla ilgili tüm devlet yetkililerine ulaşabilmesi açısından büyük önem taşıyor. Zirve, Türk Birliği fikrine giden yolda ortak bir yol haritası belirleme ve STK’ların sorunlarını dile getirme fırsatı sundu.

Türk Birliği Artık Devlet Politikası Olmalı mı?

Cumhur İttifakı’nın önde gelen isimleri, bu konuya sıcak bakıyor gibi görünüyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Türk dünyasının kederi ortak, sevinci ortak, geleceği de ortak olmalıdır” sözleri ve Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Türk milliyetçiliğine vurgusu, bu birliğin devlet politikası haline gelmesi yönünde umutları artırıyor. 250 milyondan fazla nüfusa ve 1.9 milyar dolarlık ticaret hacmine sahip, tarihi, dini ve kültürel bağlarla birbirine bağlı “Türk”ün birliği, artık somut adımlarla desteklenmeli.

Bu beklenti, aslında yeni değil. “Turan” hayaliyle nice nesiller geçti. Vatandaşlar, artık bu hedefe emin adımlarla ilerlenmesini istiyor. Ankara’daki zirve de bu beklentinin bir yansıması olarak değerlendiriliyor. Zirveye katılanların ortak düşüncesi, “Ben göremezsem bari kızım Almila görsün Türk Birliği’ni…” şeklinde özetlenebilir.

Kürşad Zorlu Faktörü: Umut Mu, Yoksa Hayal Kırıklığı mı?

AK Parti bünyesinde kurulan Türk Devletleri İlişkiler Başkanlığı ve bu başkanlığa getirilen Prof. Dr. Kürşad Zorlu, zirve öncesinde ve sonrasında dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. Zorlu’nun makamı, Türk dünyasıyla ilgili her derdi olanın uğrak yeri haline geldi. İstişareye önem vermesi, muhataplarını dinlemesi ve güzel fikirleri hayata geçirme konusundaki cesareti, takdir topluyor.

Ancak, beklentiler de yüksek. Zirve katılımcıları, Zorlu’nun bu umudu boşa çıkarmaması gerektiğine dikkat çekiyor. “Konuşmalar sadece konuşmada, alınan kararlar sadece kararda kalırsa, kusura bakmayın, bugün sizi umut olarak gören Türk dünyası sivil toplumu, yarın ‘bu da sıradanmış, lafta usta, icraatta sıfır’ der” şeklinde uyarılar yapılıyor. Zorlu’nun işi gerçekten “ZORLU”, ancak bahane üretme lüksü yok. Türk dünyası ideali için kendini adamış, yetişmiş müthiş bir güç elinin altında. Bu gücü harekete geçirebilirse, “Turan” için her türlü fedakarlığı yapmaya hazır bir kitle var.

Zirveden Çıkan Sonuçlar: 10 Maddelik Yol Haritası

Zirvenin sonuç bildirgesi, Türk dünyası için umut vadeden 10 maddeden oluşuyor. Bu maddelere internetten “Türk Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Zirvesi” başlığıyla ulaşılabilir. Bildirgede, Türk dünyasıyla ilgili STK’ların etkinliğinin artırılması, ortak veri tabanı oluşturulması, vize, göç, oturum ve çalışma izinleri sorunlarına çözüm aranması, ortak alfabe çalışmaları ve zirvenin kurumsallaştırılması gibi önemli konular yer alıyor.

Elbette, bu 10 madde Türk dünyası için yeterli değil. Ancak, bu maddelerin bile hayata geçmesi büyük bir zafer olacaktır. Özellikle Türk dünyası STK’larının destekleyici değil, yön veren, sonuç odaklı ve dönüştürücü bir güç olarak tanımlanması, yeni vizyonun kamuoyuna ilanı anlamına geliyor. Şimdi, bu kararların hayata geçirilip geçirilmeyeceği merakla bekleniyor.

Peki, Şimdi Ne Olacak?

Ankara’daki zirve, Türk dünyası için çalışan STK’lar açısından önemli bir dönüm noktası oldu. Yıllardır dillendirilen Türk Birliği hayali, ilk kez bu kadar somut bir şekilde devletin gündemine taşındı. Ancak, hayallerin gerçeğe dönüşmesi için daha çok çalışmak gerekiyor. Zirvede alınan kararların takipçisi olmak, Türk dünyası kamuoyunun en önemli görevi olacak. Bakalım, bu defa “Turan” hayali gerçek olacak mı?