Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Rum lider Nikos Hristodulidis’in açıklamalarına sert tepki göstererek, Kıbrıs Türk halkının tehditlere boyun eğmeyeceğini vurguladı. Tatar, Rum yönetiminin düşmanca politikalarını kınadı ve Kıbrıs Türk halkının yalnız olmadığını belirtti.
Ankara, 5 Eylül 2025 – Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, bugün yaptığı yazılı açıklama ile Rum lider Nikos Hristodulidis’in Kıbrıs Türk mahkemelerinin kararlarını “korsanlık” olarak nitelendirmesine sert bir dille karşılık verdi. Tatar, bu tür açıklamaların Kıbrıs Türk halkına ve bağımsız yargıya yapılmış açık bir hakaret olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Tatar, Rum lider Hristodulidis’in gerginliği tırmandırmaya yönelik bir gündem izlediğini belirterek, özellikle Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri ile yapılan yapıcı temasların hemen ardından “tutuklama ve korku yayma siyasetini” devreye soktuğunu iddia etti. Tatar, bu yaklaşımın Rum liderliğinin gerçek niyetini açıkça ortaya koyduğunu söyledi.
Tatar’ın açıklamaları, son dönemde Kıbrıs’ta yaşanan gerginliğin tırmanmasının ardından geldi. Bilindiği üzere, Rum yönetimi, Kıbrıs Türk tarafında bazı kişilerin tutuklanması için girişimlerde bulunmuştu. Bu durum, iki taraf arasındaki ilişkileri daha da germiş durumda.
Cumhurbaşkanı Tatar, Rum liderliğinin uzun süredir Kıbrıs Türk topraklarından yasa dışı yollarla bilgi, belge ve teknik ölçümlerle veri topladığını ve bu verilerin Rum polis teşkilatı aracılığıyla kendi mahkemelerinde delil olarak sunulduğunu iddia etti. Tatar, şimdi verilen tepkilerin, Rum liderin bu hukuk dışı faaliyetlerinin açığa çıkmasından ve yargı önünde sorgulanmaya başlanmasından kaynaklandığını savundu.
Peki, bu iddiaların ardında ne yatıyor? Ankara’daki siyasi kulislerde konuşulanlara göre, Rum yönetiminin bu tür faaliyetleri uzun zamandır biliniyordu. Ancak, son dönemde elde edilen bazı belgelerin, bu faaliyetleri daha da somutlaştırdığı ve Türkiye’nin tepkisini tetiklediği söyleniyor.
Tatar, Rum yönetiminin uluslararası polis mekanizmalarını Kıbrıslı Türklere karşı baskı aracı gibi kullandığını ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından tanınan Taşınmaz Mal Komisyonu’nu da yok saymaya çalıştığını belirtti. Tatar, hukuki çözüm yollarını görmezden gelen bu yaklaşımın yeni olmadığını ve Kıbrıs Türk halkını hedef aldığını ifade etti.
Taşınmaz Mal Komisyonu, Kıbrıs’ta 1974’ten sonra mülklerini kaybedenlerin başvurularını değerlendiren ve tazminat ödeyen bir kurum. Ancak, Rum yönetimi, bu komisyonun yetkilerini tanımamakta ve mülkiyet sorunlarının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde çözülmesini istemektedir. Bu durum, Kıbrıs Türk tarafının tepkisine neden oluyor.
Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk halkını hedef alan ve sistematik baskı kurmaya çalışan bu anlayışın “korkuya ve yıldırmaya dayalı bir terör siyaseti” olduğunu savundu. Tatar, bu siyasetin ne hukukla ne de insanlıkla bağdaştığını vurgulayarak, halkı korkutarak bir yere varabileceklerini zannedenlerin büyük bir yanılgı içerisinde olduklarını söyledi.
Tatar’ın bu sert ifadeleri, Kıbrıs’ta gerginliğin daha da artabileceği sinyallerini veriyor. Ankara’daki siyasi analistler, Türkiye’nin Kıbrıs konusunda taviz vermeyeceğini ve Kıbrıs Türk halkının haklarını sonuna kadar savunacağını belirtiyorlar.
Tatar, açıklamalarını şu sözlerle tamamladı: “Mahkemelerimizi hedef almakta, kurumlarımızı itibarsızlaştırmaya çalışmaktadırlar. Kıbrıs Türk Halkını topluca tehdit eden, her gelişmeyi bir düşmanlık fırsatına çeviren bu tutumu reddediyoruz. Bu saldırgan dili esefle kınıyor ve aynen iade ediyorum. Devletimizin, kurumlarımızın, yargımızın ve Halkımızın arkasındayız. Kıbrıs Türk Halkı yalnız değildir. Bu Halk hiçbir tehdide boyun eğmeyecek kadar güçlü, kendi hukukuna sahip çıkacak kadar kararlıdır.”
Cumhurbaşkanı Tatar’ın bu açıklamaları, Kıbrıs’ta önümüzdeki günlerde yaşanacak gelişmelerin seyrini belirleyecek gibi görünüyor. Taraflar arasındaki gerginliğin nasıl aşılacağı ve diyalog yollarının yeniden açılıp açılamayacağı merakla bekleniyor.