Kuzey Kıbrıs’ta ilk kez düzenlenen TEKNOFEST, sadece Türkiye’de değil, Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nde de yakından takip edildi. Festival, Rum basınında farklı yorumlara neden oldu.
Özet: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bu yıl ilk kez düzenlenen TEKNOFEST, Türk savunma sanayisinin vitrini olarak değerlendirilirken, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) basınında da geniş yer buldu. Festival, adadaki siyasi dengeler ve Türkiye’nin bölgedeki rolü açısından farklı yorumlara neden oldu.
Ankara – BHA – Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) semalarında yükselen teknoloji ve havacılık coşkusu, güneydeki komşunun da dikkatini çekmeyi başardı. Bu yıl ilk kez düzenlenen Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali, yani TEKNOFEST, sadece Türkiye’den değil, Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nden de gazetecilerin ve yorumcuların merceği altına girdi. 1 Mayıs’ta başlayıp 4 gün süren bu büyük organizasyon, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla daha da bir önem kazandı. Peki, Rum basını bu festivale nasıl yaklaştı?
Rum gazetelerinin manşetlerine baktığımızda, farklı tonlarda yorumlar görmek mümkün. Kimisi festivali bir “güç gösterisi” olarak nitelendirirken, kimisi de Türkiye’nin savunma sanayisindeki ilerlemesini vurguladı. GKRY merkezli Kathimerini Kıbrıs gazetesi, TEKNOFEST’in Türk savunma sanayi ürünlerinin tanıtımı için önemli bir platform olduğunu yazdı. Gazete, özellikle ANKA III ve Bayraktar TB2 gibi insansız hava araçlarının (İHA) KKTC semalarındaki gösterilerine dikkat çekti. Hatta SoloTürk’ün akrobasi uçuşlarını “uluslararası topluma yönelik bir mesaj” olarak yorumlayanlar oldu.
Ancak her yorum bu kadar olumlu değildi. Örneğin, Omega TV akşam haberlerinde TEKNOFEST’i “güç gösterisi” olarak nitelendirdi ve Türk savaş uçaklarının Lefkoşa’nın FIR hattını ihlal ettiğini iddia etti. Bu türden suçlamalar, adadaki gerginliğin bir yansıması olarak görülebilir. Sonuçta, iki taraf arasındaki ilişkiler hala hassas bir denge üzerinde duruyor.
TEKNOFEST sadece havacılık ve teknolojiyle sınırlı kalmadı. Festivalle eş zamanlı olarak Lefkoşa’da düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Aksakallar Konseyi toplantısı da Rum medyasının ilgisini çekti. Simeri Gazetesi, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın açılışta yaptığı “Türk dünyasının birlik ve beraberliği” vurgusunu geniş şekilde yansıttı. Bu vurgu, Rum tarafında farklı anlamlara gelebilir. Kimileri bunu bir tehdit olarak algılarken, kimileri de diyalog çağrısı olarak yorumlayabilir.
Offsitenews adlı haber sitesi ise Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın “Türkiye Yüzyılı, KKTC’nin de yüzyılıdır” şeklindeki açıklamalarına dikkat çekti. Ayrıca, Selçuk Bayraktar’ın KKTC’yi “Mavi Vatan’ın yüreği” olarak tanımladığı sözleri de öne çıkarıldı. Bu türden açıklamalar, Türkiye’nin KKTC’ye verdiği önemi ve bölgedeki stratejik hedeflerini gösteriyor.
Rum basını, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın TEKNOFEST’e katılımını Kıbrıs meselesinin sınırlarını aşan bir hamle olarak yorumladı. Erdoğan’ın “Türk dünyası kardeşlerinin yanındadır” ve “KKTC’nin tanınması için çabalar artacak” şeklindeki ifadeleri, Typos ve CYtoday gibi haber sitelerinde manşetlere taşındı. Bu ifadeler, KKTC’nin uluslararası alanda tanınması için Türkiye’nin kararlılığını gösteriyor.
TEKNOFEST ile eş zamanlı olarak tamamlanan KKTC Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesi de Rum basınının ilgi odağındaydı. Philenews sitesi, kompleksin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılımıyla açılacağını belirterek, yerleşkenin KKTC’nin siyasi statüsüne dair sembolik önemine vurgu yaptı. Politis Gazetesi ise Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile KKTC Başbakanı Ünal Üstel’in Ankara’da gerçekleştirdiği ortak basın toplantısına yer verdi. Haberde, Türk tarafının KKTC’nin kalkınması için yeni yatırımları hızlandıracağı mesajlarına dikkat çekildi. Bu yatırımlar, adadaki ekonomik dengeleri değiştirebilir ve KKTC’nin refah seviyesini yükseltebilir.
Bütün bu haberler ve yorumlar gösteriyor ki, KKTC’de düzenlenen TEKNOFEST sadece bir teknoloji festivali olmanın ötesinde, adadaki siyasi ve diplomatik dengeleri de etkileyen bir olay haline geldi. Rum basınının farklı yaklaşımları, adadaki karmaşık ilişkilerin ve farklı bakış açılarının bir yansıması olarak görülebilir. Önümüzdeki günlerde, bu festivalin adadaki gelişmeler üzerindeki etkilerini daha net göreceğiz.