AK Parti Milletvekili Fuat Oktay, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi lideri ve Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposunun Paskalya mesajlarına sert tepki gösterdi. Oktay, Kıbrıs Türklerine yönelik tehditkâr söylemlerin kabul edilemez olduğunu vurguladı.
ANKARA-BHA – Ankara’dan yükselen sert bir ses, Kıbrıs meselesini yeniden gündeme taşıdı. AK Parti Ankara Milletvekili ve TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Fuat Oktay, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) lideri Nikos Hristodulidis ve Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu Georgios’un Paskalya Bayramı dolayısıyla yayımladıkları mesajlara sert bir dille yanıt verdi. Oktay, mesajlardaki Kıbrıs Türk halkına yönelik ifadeleri “kabul edilemez” olarak nitelendirerek, gerginliğin fitilini ateşledi.
Oktay, yaptığı yazılı açıklamada, Rum liderlerin mesajlarını “Kıbrıs Türk halkına yönelik hegemonyacı tehditkâr söylemlerle hamaset” olarak değerlendirdi. Açıklamasında, “Kimsenin şüphesi olmasın ki, Kıbrıs Türklerine yönelik kalkacak eller dün olduğu gibi bugün de kırılacaktır,” ifadelerini kullanan Oktay, Türkiye’nin Kıbrıs Türklerinin yanında dimdik durduğunu ve bu duruşun asla değişmeyeceğini vurguladı. Bu sert çıkış, Ankara’nın Kıbrıs konusundaki hassasiyetini bir kez daha gözler önüne serdi.
Peki, Oktay’ı bu kadar sert tepki vermeye iten neydi? Edinilen bilgilere göre, Hristodulidis ve Georgios’un Paskalya mesajlarında Kıbrıs Türk halkına karşı üstten bakan, tehdit içeren ifadeler yer alıyordu. Bu ifadeler, Ankara’da büyük bir rahatsızlık yarattı. Oktay, bu tür söylemlerin iki toplum arasındaki barış umutlarını zedelediğini ve kabul edilemez olduğunu dile getirdi.
Oktay’ın açıklamaları sadece Rum liderlere yönelik bir eleştiriyle sınırlı kalmadı. Aynı zamanda uluslararası topluma da bir çağrı niteliği taşıyordu. Oktay, uluslararası toplumu Rum kesiminin ayrımcı ve tehdit içeren söylemlerine karşı sessiz kalmamaya davet etti. Bu çağrı, Türkiye’nin Kıbrıs meselesini uluslararası platformda da gündemde tutma kararlılığının bir göstergesi olarak yorumlandı.
Türkiye’nin Kıbrıs konusundaki tutumu uzun yıllardır biliniyor. Ankara, Kıbrıs Türk halkının haklarını savunmakta ve adada adil ve kalıcı bir çözüm bulunması için çaba gösteriyor. Oktay’ın açıklamaları da bu tutumun bir yansıması olarak değerlendirilebilir. Ancak, kullanılan sert dil ve tehdit içeren ifadeler, bölgedeki gerginliği tırmandırabileceği endişesini de beraberinde getiriyor.
Kıbrıs adası, uzun yıllardır devam eden bir anlaşmazlığın merkezi konumunda. 1974’teki Barış Harekatı’ndan bu yana ada, kuzeyde Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve güneyde Güney Kıbrıs Rum Yönetimi olmak üzere ikiye bölünmüş durumda. Türkiye, Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanırken, uluslararası toplumun büyük bir çoğunluğu Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni Kıbrıs’ın tek meşru temsilcisi olarak kabul ediyor. Bu durum, adadaki sorunun çözümünü zorlaştıran en önemli etkenlerden biri.
Son yıllarda, iki toplum arasında diyalog ve işbirliği çabaları artmış olsa da, henüz kalıcı bir çözüme ulaşılamadı. Özellikle doğal gaz kaynakları üzerindeki anlaşmazlıklar, gerginliği tırmandıran bir diğer faktör olarak öne çıkıyor. Türkiye, Kıbrıs Türk halkının da bu kaynaklar üzerinde eşit hakka sahip olduğunu savunurken, Rum tarafı bu iddiayı reddediyor.
Ankara’daki vatandaşlar, Oktay’ın açıklamalarına farklı tepkiler gösteriyor. Kimi vatandaşlar, Oktay’ın sert çıkışını desteklerken, kimileri ise daha ılımlı bir yaklaşımın daha faydalı olacağını düşünüyor. Özellikle Kıbrıs kökenli vatandaşlar, konunun hassasiyetine dikkat çekerek, sağduyulu olunması gerektiğini vurguluyor.
Bir Kıbrıs gazisi olan Ahmet Bey, “Oktay’ın sözleri bizim hislerimize tercüman oldu. Yıllardır Kıbrıs Türk’ünün hakları gasp ediliyor. Artık sesimizi yükseltmemiz gerekiyor,” derken, Ankara’da yaşayan bir Kıbrıslı Türk olan Ayşe Hanım ise, “Elbette haklarımızı savunmalıyız ama bunu yaparken daha dikkatli olmalıyız. Gerginliği tırmandırmak kimseye fayda sağlamaz,” şeklinde konuştu.
Oktay’ın açıklamaları, Kıbrıs meselesini yeniden sıcak bir gündem maddesi haline getirdi. Önümüzdeki günlerde, bu açıklamaların yankıları hem Türkiye’de hem de uluslararası arenada yakından takip edilecek. Özellikle Avrupa Birliği’nin ve Birleşmiş Milletler’in bu konudaki tutumu merakla bekleniyor. Ankara’nın bu sert çıkışının, Kıbrıs’ta yeni bir dönemin başlangıcı olup olmayacağı, zamanla netlik kazanacak.
Kıbrıs sorunu, çözümü zorlu ve karmaşık bir denklem olmaya devam ediyor. Ancak, diyalog ve işbirliği çabalarının sürdürülmesi, adada kalıcı bir barışın sağlanması için tek yol olarak görülüyor. Umarız, önümüzdeki dönemde tüm taraflar, sağduyulu bir yaklaşımla hareket ederek, adada yaşayan herkesin huzur ve güven içinde yaşayabileceği bir ortamın oluşturulmasına katkı sağlar.