İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in Mescid-i Aksa’ya yaptığı provokatif baskın, Türkiye’nin sert tepkisine yol açtı. Dışişleri Bakanlığı, İsrail’in saldırgan tutumunu ve Filistin topraklarındaki artan baskıyı kınadı.

Türkiye’den İsrail’e sert tepki: “Mescid-i Aksa’ya yönelik provokasyonları kınıyoruz”

Kudüs yine karıştı. İsrail hükümetinin aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, bildiğiniz gibi yine yaptı yapacağını. Mescid-i Aksa’ya bir baskın daha düzenledi. Bu provokasyon, sadece Filistin’de değil, tüm dünyada tepkiyle karşılandı. Ankara da sessiz kalmadı, Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklama ile İsrail’e sert bir mesaj gönderildi.

Türkiye’den Sert Kınama: “Tehlikeli Bir Adım”

Dışişleri Bakanlığı, yaptığı yazılı açıklamada, İsrail’in Mescid-i Aksa’ya yönelik bu saldırgan tutumunu ve Filistin topraklarında artan baskıyı şiddetle kınadı. Açıklamada, “İsrail hükümetinin bir üyesinin Mescid-i Aksa’ya gerçekleştirdiği baskını şiddetle kınıyoruz. Netanyahu’nun suç ortaklarının bu eylemi, bölgedeki gerilimi daha da tırmandırmayı amaçlayan tehlikeli bir adımdır” ifadelerine yer verildi. Bu, aslında buzdağının sadece görünen kısmı. Ankara, uzun zamandır İsrail’in bölgedeki politikalarından rahatsız ve bu rahatsızlık her fırsatta dile getiriliyor.

Bakanlık yetkilileri, bu tür provokasyonların özellikle hassas dönemlerde, örneğin Ramazan ayında yapılmasının, Filistin halkı üzerindeki baskıyı daha da artırdığını ve yeni bir çatışma sürecini tetikleyebileceğini vurguluyor. Yani, ortalık zaten gergin, bir de üzerine benzin dökmek gibi bir durum bu.

Gazze ve Batı Şeria’daki Gerilim Tırmanıyor

Sadece Mescid-i Aksa değil, İsrail’in Gazze’ye yönelik askeri operasyonları ve Batı Şeria’daki yasa dışı yerleşim faaliyetleri de Ankara’nın tepkisini çekiyor. Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, bu eylemlerin uluslararası hukuku hiçe sayan bir yaklaşım olduğu belirtildi. “İsrail’in işgal yoluyla topraklarını genişletmesine engel olmak ve kutsal mekanların dokunulmazlığını korumak için uluslararası toplumun kararlı bir duruş sergilemesi gerekmektedir” denildi. Yani, Türkiye, uluslararası toplumu da bu konuda daha aktif olmaya çağırıyor.

Peki, bu ne anlama geliyor? Türkiye, İsrail’in bu politikalarına karşı yalnız mı? Elbette değil. Birçok ülke, özellikle İslam ülkeleri, İsrail’in Filistinlilere yönelik tutumunu eleştiriyor. Ancak, bu eleştirilerin ne kadar etkili olduğu da tartışma konusu. İsrail, bildiğiniz gibi, uluslararası arenada güçlü müttefiklere sahip ve bu müttefiklerin desteğiyle politikalarını sürdürmekte kararlı.

Türkiye’nin Filistin Duruşu ve Bölgesel İstikrar Vurgusu

Türkiye, Filistin halkının haklarını savunmaya devam edeceğini her fırsatta dile getiriyor. Dışişleri Bakanlığı açıklamasında da bu vurgu yinelendi. İsrail’in saldırgan politikalarının Ortadoğu’da barış ve istikrarı tehlikeye attığına dikkat çekildi. Bölgedeki diğer ülkeler de bu durumdan endişeli. Zira, Filistin-İsrail sorunu, sadece iki ülkeyi değil, tüm bölgeyi etkileyen bir sorun.

Peki, Türkiye bu konuda ne yapabilir? Diplomatik girişimlerde bulunmak, uluslararası platformlarda konuyu gündeme getirmek, Filistin halkına insani yardım sağlamak gibi çeşitli yollarla destek olabilir. Ancak, sorunun çözümü için daha kapsamlı ve uluslararası bir çaba gerekiyor. Tek başına Türkiye’nin yapabilecekleri sınırlı.

Uluslararası Toplum Ne Yapmalı?

Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasında da belirtildiği gibi, uluslararası toplumun İsrail’in bu politikalarına karşı daha kararlı bir duruş sergilemesi gerekiyor. Birleşmiş Milletler başta olmak üzere, uluslararası kuruluşların daha aktif rol oynaması, İsrail’e yönelik yaptırımlar uygulanması gibi adımlar atılabilir. Ancak, bu adımların atılması da kolay değil. Birçok ülke, İsrail ile olan ilişkilerini bozmak istemiyor ve bu da uluslararası toplumun elini kolunu bağlıyor.

Özetle, Kudüs’te yaşanan bu son olay, bölgedeki gerilimi daha da tırmandırdı. Türkiye, İsrail’e sert bir mesaj göndererek tepkisini dile getirdi. Ancak, sorunun çözümü için daha kapsamlı bir çaba gerekiyor. Uluslararası toplumun daha aktif rol oynaması, İsrail’in bu politikalarına karşı daha kararlı bir duruş sergilemesi şart. Yoksa, bölgede barış ve istikrar hayal olmaya devam edecek.

Bu arada, sokaktaki vatandaş ne diyor diye merak ediyorsanız, şunu söyleyebilirim: Çoğu kişi, İsrail’in bu tür provokasyonlarına alışkın. Ancak, bu durum, tepkileri azaltmıyor. Aksine, Filistin halkına duyulan destek ve İsrail’e duyulan öfke her geçen gün artıyor. Umarız, bu gerginlik daha fazla tırmanmaz ve bölgede bir an önce barış sağlanır.