TÜRKİYE AB İLİŞKİLERİ

TÜRKİYE AB İLİŞKİLERİ
Yayınlama: 10.04.2025
A+
A-

TÜRKİYE AB İLİŞKİLERİ

T.C. 31 Temmuz 1959’da Avrupa Ekonomik Topluluğu’na katılma başvurusu yapmış, 12 Eylül 1963’te bir ortaklık anlaşması imzalanmıştır. Ankara Anlaşması olarak da anılan anlaşma, 1 Aralık 1964’te yürürlüğe girmiş olup günümüze kadar devam etmektedir. Türkiye-Avrupa Ekonomik Topluluğu (AB) temelini oluşturan Ankara Anlaşması, 33 madde dışında bazı protokol ve bildirilerden oluşmaktadır. Anlaşmanın temel amacı Türkiye’nin, AB’ye entegrasyonunu sağlamaktır. Önce ekonomik sonra da siyasi entegrasyon gerçekleşecektir. Anlaşma diğer devletlerin de katılımıyla karma anlaşma olarak akdedilmiştir ve çerçeve anlaşma niteliği taşımaktadır. Anlaşmada yer alan hükümlerin çoğunun hukuki bağlayıcılığı olmayıp siyasi program niteliğindedir. Türkiye ortaklık sürecinin tamamlanmasını beklemeden, 14 Nisan 1987’de dönemin Avrupa Toplulukları’na tam üyelik başvurusu yapmıştır. Türkiye’nin başvurusu reddedilmemekle birlikte, işleme de alınmamıştır. 1996 Helsinki Zirvesi’nde alınan kararlarla beraber olumlu gelişmeler yaşanmış ve 3 Ekim 2005’te tam üyelik müzakerelerine başlanmıştır.

AB Ortaklık Anlaşmaları’nın özellikleri şunlardır:

* Roma Anlaşması’nın 238, Maastricht Anlaşması’nın 310, Lizbon Anlaşması’nın 188N maddesine dayanır.

* Yakın bir ekonomik ve siyasi işbirliği niyeti taşır.

* Ortaklık ilişkisini yöneten, tarafların temsil edildiği organlar yaratır.

* Taraflar arasındaki dış ticarette gümrük vergileri ve diğer ticaretin önündeki engellerin ortadan kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlar.

* Taraf olan ülke ile AB arasında ayrıcalıklı bir ilişki yaratır.

* Hem AB hem de 3. ülke için karşılıklı hak ve yükümlülükler tanımlar.

* Özellikle 1994 yılından itibaren insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü gibi temel değerlere saygı koşullarını içerir.

Avrupa Birliği Delegasyonu’nun dört temel görevi vardır:

  1. Dış ilişkiler alanında Türkiye’nin dış politikasına ilişkin rapor hazırlamak ve Avrupa Birliği’ni diplomatik düzeyde temsil etmek.
  2. Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki gümrük birliğine ilişkin olarak Türkiye’deki ekonomik, manevi ve ticari gelişmelerin yanı sıra GB hükümlerinin uygulanmasını izlemek.
  3. Avrupa Birliği’ne katılım müzakereleri çerçevesinde siyasi kriterler ve müktesebata uyum konusunda Türkiye’nin kaydettiği ilerlemeyi izlemek ve müzakerelerin açılmasına yardımcı olmak.
  4. Katılım öncesi yardım programlarına ilişkin olarak delegasyon, merkezi olmayan işbirliği prosedürlerinin uygulanmasında sorumlu Türk kurumlarına destek vermek ve projelerin etkin şekilde uygulanmasını takip etmek.

Soğuk Savaş sonrasında, Yalta Konferansı’nda, bir üs kurulma kararı alındı ve davet edilenlerin örgüt başı olacağı söylendi. Bunun içinse 2 şart sunuldu; Almanya’ya savaş açmak ve BM bildirisini imzalamak (Türkiye, BM’nin kurucu üyesidir).

 

Haber : Dilara Baydi

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.