Tülay Ataman – HeyHaber Özel
İzmir bir kez daha alevlerle mücadele ediyor. Sıcak hava dalgası, sert rüzgarlar ve ihmaller zinciri birleşince ortaya çıkan tablo, sadece doğayı değil, vicdanları da yakıyor. Son günlerde art arda çıkan orman yangınları, şehir genelinde kritik bir alarm durumunu zorunlu hale getiriyor.
Çeşme, Menderes, Urla ve Selçuk hattında yükselen dumanlar kilometrelerce öteden görülebiliyor. Alevler rüzgarın da etkisiyle orman sınırlarını aşarak yerleşim yerlerine yaklaşırken, vatandaşlar kendi imkânlarıyla tahliyelere hazırlanıyor.
Yangınlar kontrol altına alınamıyor.
Gönüllüler ve yerel itfaiye ekipleri yetersiz kalıyor.
Sıcak hava 40 dereceyi aştı, yangın riski maksimum seviyeye ulaştı.
Sosyal medya platformlarında yükselen çığlıklar, “Seferberlik ilan edilsin!” çağrısına dönüşüyor. Özellikle yangın bölgelerine yakın yaşayan vatandaşlar, kendi evlerinin önünde hortumlarla savunma hattı kuruyor.
Gönüllü ekipler, maskesiz ve ekipmansız şekilde alevlere müdahale etmeye çalışıyor. Birçok bölgede hava desteği geciktiği için yangınlar büyüyor.
“Mevcut müdahale kapasitesi bu yangınları durdurmaya yetmez. Tüm kurumların ortaklaşa harekete geçmesi gerekiyor. Bu bir krizdir, bu bir doğa felaketidir. Acil koordinasyon şart!”
Bu sadece bir yangın değil.
Bu, çocuklarımızın geleceği, temiz hava hakkımız, ekosistemimizin çığlığıdır.
İzmir Valiliği’ne, Tarım ve Orman Bakanlığı’na, AFAD’a ve İçişleri Bakanlığı’na çağrımızdır:
Artık yeter. Gecikmeyin. Tüm gücünüzle İzmir’e destek verin.
“İzmir yeniden doğar, ama küllerden doğmak zorunda kalmasın!”
İzmir halkı bugüne kadar depreme, pandemiye, yoksulluğa direndi. Ama bu yangınlar, sadece fiziksel değil ruhsal bir çöküntü yaratıyor.
Yangın söndüğünde geriye sadece siyah bir toprak değil, ihmallerle dolu kara bir tarih kalmasın.
Bir fidan gibi birleşelim.
️ Ormanları değil, umudu yeşertelim.