Almanya’nın Düsseldorf kentinde düzenlenen 11. Dünya Döner Zirvesi, dönerin uluslararası arenadaki yükselişini bir kez daha gözler önüne serdi. Gastronomi dünyasının önde gelen isimlerini buluşturan zirve, Türk mutfağının bu sevilen lezzetinin küresel çapta tanınırlığını artırmayı hedefliyor. Zirveye katılım yoğundu; döner sektörünün temsilcileri, akademisyenler ve gurmeler, dönerin geleceği üzerine fikir alışverişinde bulundu.
Türkiye Cumhuriyeti Düsseldorf Muavin Konsolosu Esra Yaprak Aldı da zirveye katılarak destek verdi. Konsolos Aldı, yaptığı konuşmada dönerin sadece bir yiyecek olmadığını, aynı zamanda Türkiye’nin kültürel mirasının önemli bir parçası olduğunu vurguladı. “Döner, bizim için sadece bir karın doyurma aracı değil, aynı zamanda bir kültür elçisidir. Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız için bir memleket hasreti giderme vesilesi, yabancılar için ise Türkiye’ye açılan bir lezzet kapısıdır,” dedi.
Zirvede, döner sektöründe faaliyet gösteren ve uluslararası alanda marka haline gelmiş birçok işletme de yerini aldı. Firmalar, stantlarında dönerin farklı çeşitlerini sergileyerek katılımcılara lezzet şöleni yaşattı. Sektör temsilcileri, bu tür organizasyonların dönerin küresel gastronomide hak ettiği yere gelmesi için önemli bir adım olduğunu dile getirdi. Bir döner üreticisi, “Bu zirve, sadece dönerimizi tanıtmakla kalmıyor, aynı zamanda sektördeki diğer oyuncularla işbirliği yapmamıza ve yeni pazarlara açılmamıza olanak sağlıyor,” şeklinde konuştu.
Etkinlik boyunca dönerin tarihçesi, üretim teknikleri, dünya pazarındaki yeri ve gelecekteki hedefleri gibi konular ele alındı. Uzmanlar, dönerin geleneksel yöntemlerle üretilmesinin yanı sıra, modern üretim tekniklerinin de kullanılması gerektiğini vurguladı. Dönerin sağlıklı ve hijyenik koşullarda üretilmesi, tüketici güveninin sağlanması açısından büyük önem taşıyor.
Zirvede, döner sektöründeki iş birlikleri ve ihracat potansiyelleri de değerlendirildi. Özellikle Avrupa pazarında dönerin büyük bir talep gördüğü belirtilirken, Uzak Doğu ve Amerika pazarlarına açılma konusunda da çalışmalar yapılması gerektiği vurgulandı. Bir ihracat uzmanı, “Döner, dünya çapında sevilen bir lezzet. Doğru stratejilerle bu potansiyeli daha da artırabiliriz. Özellikle helal sertifikalı döner ürünlerine olan talep giderek artıyor,” dedi.
Dönerin sadece bir yiyecek olmanın ötesinde, kültürel bir köprü görevi gördüğü de sıkça dile getirildi. Özellikle Almanya’da yaşayan Türklerin, döneri bir nostalji unsuru olarak gördüğü ve sıkça tükettiği belirtildi. Döner, aynı zamanda Alman mutfağına da entegre olmuş durumda ve Almanlar tarafından da sevilerek tüketiliyor.
Zirveye katılanlardan Ayşe Teyze, “Ben 40 senedir Almanya’dayım. Döner benim için memleket demek. Ne zaman canım sıkılsa, bir döner yiyince kendime geliyorum,” dedi. Bu sözler, dönerin sadece bir lezzet değil, aynı zamanda bir duygu olduğunu da gösteriyor.
11. Dünya Döner Zirvesi, Türk mutfağının dünyaya tanıtılması açısından önemli bir platform olmayı sürdürdü. Zirvenin düzenlenmesinde emeği geçen kişi ve kurumlara teşekkür edilirken, gelecek yıl yapılacak zirve için şimdiden hazırlıklara başlandığı belirtildi. Dönerin dünya çapındaki yolculuğu, bu tür etkinliklerle daha da güçlenerek devam edecek gibi görünüyor.
Zirveden ayrılırken, dönerin sadece bir fast food ürünü olmadığını, aynı zamanda bir kültür mirası olduğunu bir kez daha anladım. Belki de bu yüzden, döner yerken sadece karnımız değil, ruhumuz da doyuyor.