Akıllı telefonlar, tabletler ve bilgisayarlar günümüz yaşamının ayrılmaz bir parçası haline geldi. Ancak dijital cihazlara bu kadar yoğun şekilde maruz kalmak, zamanla dijital bağımlılık riskini artırıyor. Uzmanlar, bu durumun yalnızca zihinsel değil, aynı zamanda fiziksel sağlığı da olumsuz etkileyebileceği konusunda uyarıyor.
Ekran karşısında geçirilen uzun saatler; gözlerde kuruluk ve yorgunluk, baş ağrısı, uyku düzeninde bozulma ve postür (duruş) problemleri gibi sorunlara yol açabiliyor. Ayrıca dijital içeriklere sürekli maruz kalmak, dikkat dağınıklığı, sosyal ilişkilerden uzaklaşma, kaygı bozukluğu ve depresyon gibi ruhsal sıkıntıları da beraberinde getirebiliyor.
Dijital araçlar hayatı kolaylaştırsa da kontrolsüz kullanım, zamanla yaşam kalitesini olumsuz etkileyebiliyor. Dijital bağımlılıkla mücadelede en önemli adım ise farkındalık. Kendini tanımak
Kendini tanımak, dijital alışkanlıkların ne zaman ve neden kontrolden çıktığını fark etmekle başlıyor. Özellikle stres, can sıkıntısı ya da yalnızlık gibi duygular, ekran başında geçirilen zamanı artırabiliyor. Bu gibi durumlarda alternatif yollarla duygusal ihtiyaçlara cevap vermek, bağımlılığın önüne geçmek açısından oldukça önemli.
Çocuklar ve ergenler ise dijital bağımlılığa karşı daha hassas bir grup. Ebeveynlerin rol model olması, aile içinde teknolojiye dair kurallar koyulması ve birlikte geçirilen kaliteli zamanlar, bu yaş grubunda sağlıklı bir teknoloji kullanım süresini belirler.
Dijital dünyanın sunduğu imkanlardan faydalanırken, sağlığı koruyacak sınırları da belirlemek uzun vadede daha dengeli bir yaşamın anahtarıdır.
Haber: Fatma KIVRAK