Türkiye’de 2025 yılı itibarıyla zorunlu hale getirilen Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi (UTTS), araç sahipleri arasında büyük bir tartışma konusu haline geldi. Bu sistem, akaryakıt istasyonlarında yakıt alım sürecini dijitalleştirmeyi amaçlayarak, vergi kaçakçılığını önlemek için tasarlanmış olsa da, uygulamanın maliyeti ve işleyişi hakkında ciddi eleştiriler yükseliyor.
Türkiye’de 2025 yılı itibarıyla zorunlu hale getirilen Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi (UTTS), araç sahipleri arasında büyük bir tartışma konusu haline geldi. Bu sistem, akaryakıt istasyonlarında yakıt alım sürecini dijitalleştirmeyi amaçlayarak, vergi kaçakçılığını önlemek için tasarlanmış olsa da, uygulamanın maliyeti ve işleyişi hakkında ciddi eleştiriler yükseliyor.
UTTS cihazlarının maliyeti konusunda kamuoyunda geniş bir tartışma var. Sosyal medyada ve çeşitli platformlarda, bu cihazların üretim maliyetinin yaklaşık 10 TL civarında olduğu, ancak satış fiyatının 2700 TL’ye kadar çıktığı iddia ediliyor. Bu durum, sistemden beklenen kamusal yararın ötesinde, bir tür “haksız kazanç” olarak görülüyor. Araç sahipleri, bu fahiş fiyatlandırmanın kendilerine ek bir mali yük getirdiğini ve bu zorunluluğun adaletli olmadığını savunuyor.
Araç sahipleri, özellikle küçük işletmeler ve bireysel kullanıcılar, UTTS’nin getirdiği mali yükün altında ezildiklerini belirtiyorlar. Yeni araç alımında veya araç değişiminde, her seferinde yeni bir UTTS cihazı almak zorunda kalmanın mantıklı olmadığına dikkat çekiyorlar. Bu durum, işletme maliyetlerini artırırken, bireysel araç sahipleri için de ek bir harcama kalemi oluşturuyor.
Ekonomik olarak, bu sistem, işletmeler için yeni bir gider kalemi anlamına geliyor. Özellikle, ticari araç sahipleri, akaryakıt faturalarını gider olarak gösterebilmek için bu sisteme mecbur bırakılıyor. Ancak, 2700 TL gibi bir maliyet, küçük ölçekli işletmeleri ve bireysel kullanıcıları ciddi şekilde zorluyor. Bu da, işletmelerin verimliliğini ve rekabet gücünü olumsuz etkileyebilir.
Araç sahipleri ve sivil toplum kuruluşları, UTTS’nin maliyetinin düşürülmesi veya devlet tarafından sübvanse edilmesi için çağrıda bulunuyor. Alternatif olarak, cihazların yeniden kullanılabilir olması veya maliyetlerin daha makul seviyelere çekilmesi öneriliyor. Ayrıca, sistemdeki teknolojinin yerli üretimle desteklenmesi ve böylece maliyetlerin azaltılması yönünde de görüşler var.
UTTS sisteminin amaçları iyi niyetli olsa da, uygulama biçimi ve maliyeti, araç sahipleri arasında büyük bir hoşnutsuzluk yaratmış durumda. Vatandaşın bu ek maliyet altında ezilmemesi için, sistemin gözden geçirilmesi ve daha adil bir uygulamaya dönüştürülmesi gerektiği açık. Bu konuda, hükümetin ve ilgili mercilerin, araç sahiplerinin sesine kulak vererek, daha dengeli ve adil bir çözüm üretmesi bekleniyor.
Haber: Serkan Çakar