Şanlıurfa’daki Göbeklitepe’de, Neolitik döneme ışık tutan yeni bir kazı alanı kapılarını açmaya hazırlanıyor. Ziyaretçiler, 12 bin yıllık tarihe daha yakından tanıklık edecek.
Şanlıurfa’nın kalbinden, tarihin derinliklerine bir yolculuğa çıkmaya hazır mısınız? Göbeklitepe, o gizemli taşlarıyla, insanlık tarihine bambaşka bir pencere açmaya devam ediyor. Kent merkezine sadece 18 kilometre uzaklıkta, adeta bir zaman kapsülü gibi duran bu ören yeri, şimdi de yeni bir sürprize hazırlanıyor: Yepyeni bir kazı alanı, ziyaretçilerini ağırlamak için gün sayıyor.
Göbeklitepe denince akla ilk gelenler, o devasa “T” biçimli dikili taşlar oluyor. Her biri 3 ila 6 metre boyunda, ağırlıkları ise 40 ila 60 ton arasında değişiyor. Üzerlerindeki oymalar, binlerce yıl öncesinden günümüze ulaşan birer mesaj gibi. Yaban hayvanı figürleri, adeta birer şifre gibi çözülmeyi bekliyor. 1995 yılından beri Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın destekleriyle yürütülen kazılar, Göbeklitepe’nin sadece Türkiye değil, tüm dünyanın insanlık tarihine bakışını değiştirmesine neden oldu. Şimdiye kadar hepimiz, o beyaz çatının altında korunan Göbeklitepe Kazı Alanı 1’i (GT1) ziyaret edebiliyorduk.
Peki, şimdi ne değişiyor dersiniz? Hemen söyleyelim: Alanın kuzeybatısında, yeşil bir çatıyla korunan Göbeklitepe Kazı Alanı 2 (GT2), yaklaşık bir ay içinde ziyarete açılacak. Bu, Neolitik döneme ait o taşları, üzerlerindeki o eşsiz hayvan figürlerini çok daha yakından görebileceğimiz anlamına geliyor. Düşünsenize, 12 bin yıl öncesine ait bir eseri, neredeyse dokunacak kadar yakınında inceleyebileceksiniz. Bu, tarihle adeta el ele tutuşmak gibi bir şey!
Göbeklitepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul, bu yeni gelişmeyi “Geleceğin Mirası Projesi” kapsamında değerlendiriyor. Amaç, alanı daha konforlu ve anlaşılır bir şekilde gezebilmemizi sağlamak. Yeni yürüyüş yolları, yeni ziyaret rotaları… Her şey, tarihin bu eşsiz mirasını daha iyi anlamamız için tasarlanmış. Karul’un ifadesiyle, “GT2 alanında bir platform inşa ediyoruz. Bu platform tamamlandığında kazı alanı ziyaretçilere açılacak. Çalışmalar burada sürerken ziyaretçiler alana zarar vermeden görebilecek.” Yani hem tarihin korunması sağlanacak, hem de bizler bu tarihi yolculuğa ortak olabileceğiz.
Prof. Dr. Karul’un özellikle vurguladığı bir nokta daha var: Göbeklitepe’de üretilen bilginin topluma doğru şekilde ulaşması. “Alanlarımızın korunması ve arkeolojik araştırmaların sağlıklı biçimde yürütülmesi önceliğimizdir. Ziyarete açtığımız alanlarda, çalışmalar tamamlanmadan baskı oluşturulmasını istemiyoruz,” diyor Karul. Bu sözler, aslında hepimize bir mesaj niteliğinde. Tarihi korumak, onu doğru anlamak ve gelecek nesillere aktarmak hepimizin sorumluluğu.
Yeni kazı alanının açılmasıyla birlikte, Göbeklitepe’nin tarihine daha yakından bakma fırsatı bulacağız. Ancak bu sadece bir başlangıç. Alanın korunması ve bilimsel çalışmaların sürdürülebilmesi de aynı derecede önemli. Bu dengeyi koruyarak, Göbeklitepe’nin sırlarını çözmeye ve insanlık tarihine ışık tutmaya devam edeceğiz. Düşünsenize, belki de bu yeni kazı alanında, tarihin akışını değiştirecek yeni keşifler yapılacak. Kim bilir, belki de Göbeklitepe, gelecekte çok daha büyük sürprizlerle karşımıza çıkacak.
Şanlıurfa şehir merkezinden Göbeklitepe’ye ulaşım oldukça kolay. Özel aracınızla yaklaşık 20 dakikada ulaşabileceğiniz gibi, toplu taşıma araçlarını da kullanabilirsiniz. Şanlıurfa Belediyesi’nin düzenlediği otobüs seferleri ile Göbeklitepe’ye rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Ziyaret saatleri ve giriş ücretleri hakkında güncel bilgileri Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın internet sitesinden veya Göbeklitepe ziyaretçi merkezinden öğrenebilirsiniz.
Göbeklitepe’yi ziyaret etmeden önce mutlaka rahat bir ayakkabı giymenizi öneririz. Alan oldukça geniş ve yürüyüş parkurları bulunuyor. Ayrıca, güneşin etkili olduğu saatlerde şapka ve güneş kremi kullanmayı unutmayın. Yanınıza su alarak da susuz kalmanın önüne geçebilirsiniz. Göbeklitepe’nin büyülü atmosferini doyasıya yaşamak için en az 2-3 saatinizi ayırmanızı tavsiye ederiz. Unutmayın, bu sadece bir gezi değil, aynı zamanda tarihin derinliklerine yapılan unutulmaz bir yolculuk olacak.
Şanlıurfa’ya yolunuz düşerse, Göbeklitepe’yi mutlaka ziyaret edin. O taşların fısıltısını dinleyin, tarihin kokusunu içinize çekin. Kim bilir, belki de siz de bu kadim topraklarda yeni bir şeyler keşfedersiniz.