Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, eski Başbakan Erhürman’ın açıklamalarına sert tepki göstererek, “Halkı yanıltmaya yönelik” ifadeler kullandığını belirtti. Tatar, Erhürman’ın televizyon davetini de kabul ettiğini, ancak davetin kendisinden geleceğini vurguladı.
Ankara, 25 Eylül 2025 – Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile eski Başbakan Tufan Erhürman arasında son günlerde yaşanan gerginlik, Tatar’ın yaptığı yazılı açıklamayla yeni bir boyut kazandı. Tatar, Erhürman’ın kendisine yönelik eleştirilerine sert bir dille yanıt vererek, “Bu ifadelerime tepki göstermesi kendisinde bir sarsıntı yaratmış görünüyor. Doğrular karşısında oyun bozulunca ‘incinmiş’ bir tavır içine girmiştir” dedi.
Hatırlanacağı üzere, Erhürman geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamada, Tatar’ın politikalarını eleştirmiş ve Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik farklı yaklaşımlar öne sürmüştü. Bu eleştirilere yanıt veren Tatar, Erhürman’ı “halkı yanıltmakla” suçlayarak, tartışmanın seyrini değiştirdi. Tatar’ın bu sert çıkışı, siyasi kulislerde yankı uyandırırken, kamuoyunda da merakla takip ediliyor.
Tatar’ın açıklaması, sadece Erhürman’a yönelik bir yanıt olmanın ötesinde, Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin farklı yaklaşımların da bir yansıması olarak değerlendiriliyor. Cumhurbaşkanı Tatar’ın, federasyon önerilerinin “tükendiğini” ve Kıbrıs Türk halkının “kendi devletine ve egemenliğine sahip onurlu bir halk” olduğunu vurgulaması, bu yaklaşımın temelini oluşturuyor.
Tatar, açıklamasında, “Oysa halkımız çok iyi biliyor ki tartışmayı kişiselleştiren ve seviyeyi düşüren kendisidir” ifadelerini kullanarak, Erhürman’ı tartışmayı farklı bir zemine çekmekle suçladı. Cumhurbaşkanı, “İyi niyetimin suistimal edilmesine ve halkın gözlerinin içine bakılarak yalan söylenmesine asla izin vermem. Her sözüm ve duruşum bu sorumluluğun gereğidir” diyerek, pozisyonunu net bir şekilde ortaya koydu.
Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin federasyon önerilerinin artık bir çıkmaz sokak olduğunu savunan Tatar, “Rum tarafının yıllardır sürdürdüğü federasyon masalıyla hiçbir yere varılamaz. Bu yaklaşım, izolasyonların ve ambargoların devamını normalleştirmekten başka bir işe yaramıyor” dedi. Bu sözler, Tatar’ın Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin yeni bir vizyon ortaya koyduğunun işareti olarak yorumlanıyor. Peki bu vizyon, Kıbrıs’ta kalıcı bir çözüm getirebilecek mi? İşte bu soru, önümüzdeki günlerde daha çok tartışılacağa benziyor.
Erhürman’ın televizyon programı çağrısına da değinen Tatar, bu konudaki iddiaları reddederek, “Halkın içinden gelen bir siyasetçi olarak bu çağrıdan ancak memnuniyet duyarım. Hiç merak etmesin, zamanı geldiğinde televizyon davetini bizzat ben yapacağım” dedi. Bu açıklama, iki siyasetçinin yakın zamanda bir televizyon programında karşı karşıya gelebileceği beklentisini artırdı. Vatandaşlar, bu olası düelloda hangi konuların masaya yatırılacağını ve hangi argümanların öne sürüleceğini merakla bekliyor.
Tatar, yaklaşan seçimlerin bir dönüm noktası olduğunu belirterek, “Halkımız, artık Rum’un statükosuna değil, kendi devletine, egemenliğine ve çocuklarının geleceğine sahip çıkacaktır. Büyük değişimden yana tavır koyacaktır” şeklinde konuştu. Bu sözler, Tatar’ın seçimlerde Kıbrıs Türk halkının desteğini alarak, Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin kendi vizyonunu hayata geçirme hedefinde olduğunu gösteriyor.
Peki, Kıbrıs Türk halkı bu “büyük değişim”e ne kadar hazır? Seçim sonuçları, bu sorunun cevabını net bir şekilde ortaya koyacak. Ancak şurası kesin ki, Kıbrıs sorunu, önümüzdeki dönemde de Türkiye’nin ve uluslararası toplumun gündeminde önemli bir yer tutmaya devam edecek.