Türk Dünyasının Ortak Kahramanlık Destanı Gençlere Aktarılmalı

Yayınlama: 06.09.2025
A+
A-

Azerbaycan’dan yükselen ses, Türk dünyasının ortak kahramanlık destanlarının gelecek nesillere aktarılmasının önemini vurguluyor. Kahramanlık, vatanseverlik ve devlete bağlılık gibi değerlerin gençler arasında yaygınlaştırılması hedefleniyor.

Türk Dünyasının Ortak Kahramanlık Destanı Gençlere Aktarılmalı

Özet: Azerbaycan’dan yükselen ses, Türk dünyasının ortak kahramanlık destanlarının gelecek nesillere aktarılmasının önemini vurguluyor. Kahramanlık, vatanseverlik ve devlete bağlılık gibi değerlerin gençler arasında yaygınlaştırılması hedefleniyor.

Tarih kitapları, belgeseller, ortak bayramlar… Bunlar sadece birer araç. Asıl amaç, Türk dünyasının ortak kahramanlık destanını genç nesillere aktarmak, onlara vatan sevgisini aşılamak. Azerbaycan Cumhuriyeti Sivil Toplum Kuruluşlarına Devlet Desteği Ajansı’nın desteklediği “Türk Dünyası: Ortak Mirastan Ortak Geleceğe Doğru” projesi tam da bu amaca hizmet ediyor. “Orta Asya ve Güney Kafkasya İfade Özgürlüğü Ağı” (CASCFEN) tarafından yürütülen bu proje, Türk dünyasının ortak değerlerini ve kahramanlıklarını gün yüzüne çıkarmayı hedefliyor.

Türklerin Mücadele Ruhu Tarihi Köklerden Geliyor

Türkiye’nin Azerbaycan’daki eski askeri ataşesi, emekli general Dr. Yücel Karauz, Türklerin mücadele ruhunun köklerini tarihin derinliklerine dayandırıyor. “Türkler, yaşadıkları toprakları vatan kılmayı, hem ekip biçmeyi hem de korumayı bilmişlerdir,” diyor Karauz. Orhun yazıtlarından beri ‘il’ ve ‘yurt’ kavramlarının kutsal sayıldığını, Göktürklerde Ötüken’in siyasi merkez ve manevi yurt sembolü olduğunu hatırlatıyor. Anadolu’ya göç eden Oğuz boyları için ise yurt, ataların kanıyla kazanılmış toprak demekti.

Bugüne geldiğimizde, Azerbaycan’ın 44 günlük Vatan Savaşı zaferi, Türkiye’nin sınır bölgelerindeki terörle mücadelesi, Kazakistan’ın bağımsızlık günlerindeki coşkusu… Tüm bunlar, Türk dünyasının ortak ruhunu yansıtıyor. Karauz, spor müsabakalarında bile milli kimlik ve bayrak sevgisinin ön planda olduğunu vurguluyor. Ancak bu değerleri korumak için sürekli çalışmak gerektiğinin altını çiziyor.

Karauz’a göre Türklerin vatanseverliği, devlet kuruculuğunda da belirleyici olmuş. Tarihte Göktürkler, Uygurlar, Karahanlılar, Selçuklular, Osmanlılar gibi birçok Türk devleti kurulmuş. Devlet, kalıcı ve kutsal bir yapı olarak görülmüş, ‘töre’ ve adalet geleneği tesis edilmiş. Bugün de Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan ve KKTC gibi bağımsız Türk devletleri var. Türk Devletleri Teşkilatı’nın kurulması ise ortak siyasi iradenin bir göstergesi.

“Türk’ün gücü devlet ve millet birliğindedir,” diyor Karauz. Orhun yazıtlarında Bilge Kağan’ın “Türk milleti için gece uyumadım, gündüz oturmadım” sözlerini hatırlatarak, liderin görevinin milleti korumak, halkın görevinin ise devlete sadık kalmak olduğunu belirtiyor. Türkiye’de milli seferberlik çağrılarına halkın desteği, Azerbaycan’da Karabağ zaferinde gençlerin öne çıkması, Kırgızistan’da 2010 olaylarında halkın devlet düzenini koruma çabaları… Bunlar, bu birliğin modern örnekleri.

Kahramanlar Dün Vardı, Bugün de Var, Yarın da Olacak

Peki, bu kahramanlıkları gençlere nasıl aktaracağız? Karauz’un önerileri net: Tarih ders kitapları, belgeseller, ortak bayramlar (Nevruz gibi), gençlerde vatanseverlik duygusunu güçlendiren projeler, kahramanlık ansiklopedileri, sinema yapımları… Türk dünyası okullarında ortak kahramanlık destanları okutulmalı.

Tarihin derinliklerinde Alparslan, Timur, Fatih Sultan Mehmet; yakın dönemde Nuri Paşa; modern çağda Karabağ için şehit düşen Polad Həşimov ve 15 Temmuz şehitleri… Hepsi birer kahramanlık örneği. Bu kahramanlıkların ortak miras olarak öğretilmesi için adımlar atılmalı.

Karauz, gençler arasında ortak kültürel semboller ve değerlerin tanıtılmasının da önemine dikkat çekiyor. Bozkurt, tuğ, otağ, Nevruz ateşi, toy; Dede Korkut, Manas, Köroğlu; kopuz, dombra, kaval gibi değerler gençlere tanıtılmalı. Ortak televizyon ve dijital platformlar kurulmalı, kültür festivalleri ve Pan-Türk spor oyunları organize edilmeli.

Tüm bunların hayata geçirilmesi için bir program, beş ya da on yıllık bir strateji hazırlanmalı. Karauz, “Eğer biz böyle bir teklif sunuyorsak, yarın onun ilk hazırlanma biçimi için öneri paketini de sunmaya hazırız,” diyor. CASCFEN’in projesinin bu yönde atılacak adımlar için bir başlangıç olacağına inanıyor.

44 Günlük Zafer: Tüm Türk Halklarının Gururu

Azerbaycan Milletvekili Hikmet Babaoğlu da 44 günlük Vatan Savaşı’nda elde edilen zaferin sadece Azerbaycan’ın değil, tüm Türk dünyasının gurur kaynağı olduğunu belirtiyor. “Uzun yıllar Türk halkları birbirinden koparıldı, yenilgilerle sınandı,” diyor Babaoğlu. Türkistan’ın işgali, Azerbaycan’ın ikiye bölünmesi, Osmanlı’nın çöküşü, Türk dünyasının küresel siyasetteki yerini zayıflattı. XX. yüzyılın sonunda bağımsızlığını kazanan bazı Türk halkları savaşlarla sınandı, diğerleri siyasi baskılar altında kaldı. İşte böyle bir dönemde milli iradenin zaferine, savaşçı geçmişimizin yeniden dirilmesine büyük ihtiyaç vardı.

Babaoğlu’na göre Azerbaycan, zaman zaman Türk devletleri arasında en hassas halka olarak seçilmiş ve sürekli olarak çeşitli imparatorlukların tehditleriyle karşı karşıya kalmış. Azerbaycan Cumhurbaşkanı’nın “Düşmanlarımızdan biri de hala bize sömürge gözüyle bakan ülkelerdir” sözlerini hatırlatan Babaoğlu, bu ülkelerin kimler olduğunu iyi bildiklerini ifade ediyor. Azerbaycan’ın tarihi zaferini hala kabul etmemelerinin, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in bu konudaki haklılığını gösterdiğini söylüyor.

Milli iradesi kısıtlanmak istenen Azerbaycan, kendi gücünü ortaya koyarak öyle bir tarihi zafer kazandı ki, bu, kuzeyden güneye tüm Azerbaycan’ın kalbinden yükselen ve imparatorluklara meydan okuyan bir başarı oldu. Azerbaycan bu zaferi sadece savaş alanında değil, diplomasi masasında da koruyarak mantıklı bir sonuca ulaştırdı. Bu zafer, tüm Türk halklarının zaferine dönüştü.

Bu zaferin sembolik onayını 2021 İstanbul zirvesinde gördüklerini belirten Babaoğlu, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Türk Dünyası Yüce Nişanı ile ödüllendirilmesinin sadece bir ödül olmadığını, Türk halklarının özgüvenini tazeleyen ve neler başarabileceklerini gösteren tarihi bir olay olduğunu söylüyor. Herkes gördü ki, Azerbaycan, en zor ve hassas coğrafyada muhteşem bir zafer kazandı.

Babaoğlu’na göre bu zafer, milli kimliğimizin ve ortak değerlerimizin yeniden şekillenmesi açısından büyük önem taşıyor. Türk Devletleri Teşkilatı büyük bir geleceğe doğru ilerlerken, ortak kimlik ve ortak siyasi bakış hayati önem taşıyor. Azerbaycan’ın zaferi bu yolda bir örnek oldu; tüm Türk halkları için hem rol modeli hem de ilham kaynağına dönüştü. Bu sadece ekonomik veya iletişim boyutunda değil, aynı zamanda tarihi ve manevi birliğimiz açısından da yeni bir yol açtı.

Babaoğlu, sözlerinin sonunda Türk gençliğine özel bir mesaj veriyor: “Türk gençliği bunu derinlemesine öğrenmelidir

REKLAM VERMEK İÇİN ARAYIN
0532 659 8130