Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, çocukları internetin karanlık yüzünden korumak için seferber oldu. Kurulan özel birim, bugüne kadar 2 bin 704 zararlı içeriğe el koydu, ailelere ve çocuklara destek eli uzatıldı.
ANKARA-BHA – Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, çocuklarımızın geleceği için hayati bir adım attı. Dijital dünyada kol gezen tehlikelere karşı yürütülen titiz çalışmalar meyvesini veriyor. Bakanlık bünyesinde kurulan özel bir ekip, internette çocukların maruz kalabileceği siber zorbalık, mahremiyet ihlali ve uygunsuz içeriklere karşı amansız bir mücadele başlattı. Bu mücadelenin sonucunda, bugüne kadar tam 2 bin 704 zararlı içerik tespit edilerek gerekli müdahaleler yapıldı.
Günümüz dünyasında internet, hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Ancak bu durum, özellikle çocuklar için beraberinde ciddi riskler de getiriyor. Siber zorbalık, kimlik avı, uygunsuz içeriklere erişim gibi tehlikeler, çocuklarımızın psikolojik ve sosyal gelişimini olumsuz etkileyebiliyor. İşte tam da bu noktada Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı devreye girerek, çocuklarımızı bu tür tehditlerden korumak için adeta bir kalkan oluşturuyor.
Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, sadece 2025 yılı içerisinde 272 zararlı içerik hakkında işlem yapıldı. Bu rakamlar, tehlikenin boyutunu gözler önüne sererken, bakanlığın kararlılığını da ortaya koyuyor. Peki bu mücadele nasıl yürütülüyor? Risk teşkil eden içeriklerin tespiti ve takibi için Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), Emniyet Genel Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı ve Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ile koordineli bir şekilde çalışılıyor. Yani devletin tüm kurumları, çocuklarımızın dijital güvenliği için tek yürek olmuş durumda.
Bakanlık, dijital mecralarda çocukları hedef alan içerikleri sadece kendi takibiyle değil, aynı zamanda vatandaşlardan gelen ihbarlar doğrultusunda da inceliyor. Bu kapsamda kurulan Çocuk İçin Dost Uygulamalar (DUY) ihbar hattı, WhatsApp ve BİP gibi iletişim kanalları üzerinden gelen bildirimleri değerlendirmeye alıyor. Yani siz de gördüğünüz bir olumsuzluğu, bir tehlikeyi anında yetkililere bildirebilir, bir çocuğun hayatını kurtarabilirsiniz.
DUY ihbar hattının ne kadar önemli olduğunu anlamak için, etrafımızdaki örneklere bakmamız yeterli. Belki de komşunuzun çocuğu, okul arkadaşınızın kardeşi veya kendi çocuğunuz internette bir zorbalığa maruz kalıyor, bir tuzağa düşmek üzere. İşte bu noktada sizin yapacağınız bir ihbar, o çocuğun hayatını değiştirebilir.
Bakanlığın bu konudaki yaklaşımı sadece zararlı içeriği engellemekle sınırlı değil. Tespit edilen vakalarda, riske maruz kalan çocuklara yönelik gerekli psikososyal destek de sağlanıyor. Yani bakanlık, sadece dijital içeriği ortadan kaldırmakla kalmıyor, çocuğun yaşadığı olumsuzlukların etkisini en aza indirmeyi amaçlayan destek mekanizmalarını da devreye sokuyor. Bu da gösteriyor ki, devletimiz çocuklarımızın sadece fiziksel değil, ruhsal sağlığını da önemsiyor.
Bu destekler neler mi? Örneğin, siber zorbalığa maruz kalan bir çocuğa psikolojik danışmanlık hizmeti veriliyor, ailelere rehberlik yapılıyor, okulda öğretmenlerle işbirliği yapılarak çocuğun sosyal uyumu sağlanmaya çalışılıyor. Kısacası, devletimiz her türlü imkanı seferber ederek, çocuklarımızın bu zorlu süreçten en az hasarla çıkmasını sağlamaya çalışıyor.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, sadece müdahale etmekle kalmıyor, aynı zamanda farkındalık çalışmalarıyla da toplumun bilinçlenmesine katkı sağlıyor. “Çocuk için Duy, Duyarlı Ol” mottosuyla yayında olan duy.aile.gov.tr web sitesi düzenli olarak güncelleniyor. Bu site üzerinden çocuklara, ailelere ve çocuklarla çalışan profesyonellere yönelik bilgilendirici ve farkındalık artırıcı içerikler paylaşılıyor. Yani internette güvenliğin püf noktaları, siber zorbalıkla nasıl mücadele edileceği, çocukların hangi tehlikelerle karşı karşıya olduğu gibi konularda bilgi sahibi olmak isteyen herkes, bu siteyi ziyaret edebilir.
Unutmayalım ki, çocuklarımızın dijital güvenliği hepimizin sorumluluğunda. Aileler olarak çocuklarımızı internetin tehlikelerinden korumak, öğretmenler olarak öğrencilerimizi bilinçlendirmek, devlet olarak da gerekli önlemleri almak zorundayız. Ancak bu şekilde, çocuklarımızın geleceğine güvenle bakabiliriz.
Peki, siz bu konuda neler yapabilirsiniz? Öncelikle çocuklarınızın internet kullanımını takip edin, onlarla bu konuda açık ve dürüst bir iletişim kurun, şüpheli gördüğünüz durumlarda mutlaka yetkililere başvurun. Unutmayın, bir çocuğun hayatı sizin duyarlılığınıza bağlı olabilir.