CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, İBB soruşturmasında tutuklu bulunanların savcı ve avukatlar aracılığıyla itirafçı yapılmak istendiğini iddia etti. Özel, yargı içinde de “borsa” benzeri yapıların olduğunu öne sürerek, Adalet Bakanı’na müdahale çağrısında bulundu.
Ankara hareketli bir güne uyandı. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, bugün CHP Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında gündemi sarsacak iddialarda bulundu. Özel’in hedefinde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) soruşturması ve yargı içindeki bazı isimler vardı. Sabahın erken saatlerinde başlayan toplantı, siyasilerin ve gazetecilerin yoğun ilgisiyle takip edildi.
Özel, konuşmasına AK Parti’yi eleştirerek başladı. Bayrampaşa’da geçtiğimiz günlerde düzenlenen “Millet İradesine Sahip Çıkıyoruz” mitinginde yaptığı açıklamaları hatırlatan Özel, “Bugün ‘Erdemliler Hareketi’ olarak yola çıkanların, ‘kumpasçılar, iftiracılar hareketine’ dönüştüğünü görüyoruz. AK Parti’nin iktidarında yaşanan savruluş ve tükeniş sürecinin önemli kilometre taşlarından birine gelmiş bulunuyoruz,” dedi. Bu sözler, salonda kısa süreli bir sessizliğe neden oldu. Ardından, Özel’in açıklamalarına ilişkin notlar alınmaya başlandı.
Süreç içinde yaşanan operasyon ve iddialara değinen Özel, Ekrem İmamoğlu’na yönelik yolsuzluk iddialarını da gündeme getirdi. “19 Mart’ta yayımlanan bildirinin ana manşeti, ‘Ekrem İmamoğlu 560 milyar lira yolsuzluk yaptı. Bu paralar ele geçirildi’ oldu. Ancak dev kasalar, vinçler ve paralar ispatlanamadı,” ifadelerini kullandı. Bu hatırlatma, salonda bulunan gazetecilerin hafızasında tazeliğini koruyordu.
Özel, savcıların ve avukatların rolüne ilişkin iddialarını daha da detaylandırarak, “Şimdi öyle bir çorap söküğü başlayacak ki, bu iftiraları yapanlar itiraf yapmaya zorlandıklarını anlatacaklar,” dedi. Bu sözler, önümüzdeki günlerde yargı cephesinde yaşanabilecek gelişmelerin sinyali olarak yorumlandı.
Konuşmasının devamında çarpıcı bir iddiayı dile getiren Özel, “Bir sürü savcı mütevazi lojmanlarda oturuyor ama bir savcı, 80 yıllık maaşıyla alabileceği yatı gezebiliyor, Boğaz’da kendisine lojman tahsis edilmiş. Karşımıza çıkan cesaret ve pervasızlık, geçmişteki örnekleri aratmayacak düzeyde,” şeklinde konuştu. Bu iddia, salonda bulunanların dikkatini daha da çekti. Birçok gazeteci, bu savcının kim olduğuna dair sorular sormaya başladı.
Özel, yargı içindeki iddiaları daha da somutlaştırarak, “Çağlayan’da çok yönlü borsa var, İBB’nin ayrı borsası var. Borsa içinde borsa var,” sözleriyle özetledi. Bu benzetme, yargı içindeki bazı ilişkilerin karmaşıklığına ve çıkar odaklı olduğuna işaret ediyordu. Elindeki belgeleri Hakimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) ilettiğini ve AK Partililere de durumu aktardığını belirten Özel, “Herkesin bildiği bir gerçek bugün somut olarak ortaya dökülmek zorunda. Tüm Çağlayan bilmiyorsa, tüm yargı bilmiyorsa, yüksek yargıda izleyenler bilmiyorsa, AK Partililer bilmiyorsa, Türkiye’de yargıda paraya pulla olan işler, kararlar buna göre çıkıyor,” dedi. Bu sözler, yargı sistemine olan güvenin sarsıldığı bir dönemde daha da dikkat çekiciydi.
Özel, Adalet Bakanı’na da çağrıda bulunarak, “Sadece ‘ben de rahatsızım’ demekle olmuyor. Cesaret gösterip sürece müdahil olmak gerekiyor,” ifadelerini kullandı. Bu çağrı, Adalet Bakanlığı’nın konuyla ilgili nasıl bir tutum sergileyeceği sorusunu akıllara getirdi. Birçok kişi, Adalet Bakanı’nın bu iddialara nasıl bir yanıt vereceğini merak ediyordu.
İddiaların en dikkat çekici noktalarından biri, İBB soruşturmasında tutuklu bulunan Yener Toruner’e yönelik olduğu öne sürülen baskılar oldu. Özel’in aktardığına göre, Mehmet Yıldırım isimli bir kişi Toruner’e yaklaşarak, kızının düğünüyle ilgili konuşmuş ve “Düğüne kadar çıkabilirsin. Oğlun İBB’de çalışıyor,” demiş. Savcının da bu durumu bildiği ve “Oğlanı da alırız, oğlana da yazık olacak,” ifadelerini kullandığı öne sürüldü. Toruner’in bu baskı ve tehditleri satır satır yazarak HSK’ya ilettiği belirtildi. Bu iddia, soruşturmanın seyrini değiştirebilecek nitelikteydi.
Özel, arama tutanaklarının da itirafçılara bilgi olarak verildiğini belirterek, “Evinde sarı bir zarf içinde 15 bin dolar bulunan bir kişi, tutanak üzerinden geriye dönük ilişkilendiriliyor. Tüm meseleyi bunun üzerine kurmaya çalışıyorlar,” dedi. Bu durum, soruşturmanın delil toplama yöntemleri hakkında soru işaretleri yarattı.
Özel, son olarak şunları ekledi: “Mağdurlar ve suçlananlar avukat tutar, dünya genelinde böyledir. Ancak Türkiye’de savcılar avukat tutuyor ve hapishanedeki kişilere dayatılan kumpaslar, çıkar sağlama amacıyla uygulanıyor.” Bu sözler, yargı sistemindeki bazı uygulamaların etik sınırları aştığına dair bir eleştiri olarak değerlendirildi.
Özgür Özel’in basın toplantısında dile getirdiği bu iddialar, Ankara’da yankı uyandırdı. Siyasi kulislerde bu iddiaların ne gibi sonuçlar doğuracağı tartışılırken, kamuoyu da yargıdan ve Adalet Bakanlığı’ndan gelecek açıklamaları merakla bekliyor. Önümüzdeki günlerde bu iddiaların nasıl soruşturulacağı ve hangi adımların atılacağı yakından takip edilecek.