ABD Eski Başkanı Donald Trump’ın Rusya’ya yönelik olası gümrük vergisi tehdidi ve Orta Doğu’daki ateşkes görüşmeleri petrol piyasalarını hareketlendirdi. Suudi Arabistan’ın üretim artışı ve talep düşüşü beklentisi ise piyasaların geleceği hakkında soru işaretleri yaratıyor.
Özet: ABD Eski Başkanı Donald Trump’ın Rusya’ya yönelik olası gümrük vergisi tehdidi ve Orta Doğu’daki ateşkes görüşmeleri petrol piyasalarını hareketlendirdi. Suudi Arabistan’ın üretim artışı ve talep düşüşü beklentisi ise piyasaların geleceği hakkında soru işaretleri yaratıyor.
Ankara – Küresel piyasalar, özellikle de petrol fiyatları, yine bir belirsizlik girdabının içinde. Hem jeopolitik gerilimler hem de arz-talep dengesindeki oynamalar, akaryakıt fiyatlarından tutun da sanayide kullanılan hammaddelere kadar pek çok kalemi etkiliyor. Son günlerde ise eski ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna savaşına ilişkin sert açıklamaları, piyasaları adeta diken üstünde tutuyor.
Trump, her zamanki üslubuyla, Ukrayna savaşının 50 gün içinde sona ermemesi halinde Rusya’ya yüzde 100 ikincil gümrük vergisi uygulayacağını açıkladı. Bu açıklama, enerji piyasalarında adeta bomba etkisi yarattı. Peki bu ne anlama geliyor? Eğer Trump’ın bu tehdidi hayata geçerse, Rusya’dan petrol ve doğalgaz ithalatı yapan ülkeler alternatif kaynaklara yönelmek zorunda kalacak. Bu da, diğer üretici ülkelerden daha fazla alım yapılması ve dolayısıyla fiyatların yükselmesi anlamına gelebilir. Tabi ki, bu durum en çok da cebinden benzin parası çıkan vatandaşı etkileyecek.
Konuyla ilgili olarak enerji uzmanı Kerem Akdemir, “Trump’ın bu çıkışı, zaten hassas olan piyasaları daha da gerdi. Yüzde 100 gümrük vergisi, Rusya’nın enerji ihracatını ciddi şekilde sekteye uğratır. Bu durumda, Avrupa başta olmak üzere pek çok ülke enerji tedarikinde sıkıntı yaşayabilir ve fiyatlar tırmanışa geçebilir,” dedi.
Bir yandan Ukrayna savaşı, diğer yandan Orta Doğu’daki gerilimler… İsrail medyasında yer alan haberlere göre, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun, Trump’ı Hamas ile ateşkes görüşmeleri için bir hafta daha beklemeye ikna ettiği iddia ediliyor. Bu iddia, bölgedeki tansiyonun düşebileceği ve petrol arzında bir aksama yaşanmayacağı beklentisini beraberinde getirdi. Ancak, bu sadece bir iddia ve ateşkesin sağlanıp sağlanmayacağı henüz belirsiz. Unutmayalım ki, bölgedeki en ufak bir kıvılcım, petrol fiyatlarını anında yukarı çekebilir.
Yılın başından bu yana OPEC+ ülkelerinin üretim artışına gitmesi, aslında petrol fiyatlarını aşağıya çekmesi bekleniyordu. Ancak, Trump’ın ticaret politikaları ve jeopolitik riskler, bu etkiyi büyük ölçüde azalttı. Şimdi ise Suudi Arabistan’ın üretimi daha da artırması ve küresel petrol talebinde düşüş sinyalleri gelmesi, piyasalarda yeni bir dengesizlik yaratabilir. Analistler, bu durumun petrol fiyatları üzerindeki baskıyı artırabileceğini düşünüyor.
Peki bu durum Türkiye’yi nasıl etkileyecek? Türkiye, enerji ihtiyacının büyük bir bölümünü ithalat yoluyla karşılıyor. Dolayısıyla, petrol fiyatlarındaki yükseliş, doğrudan akaryakıt fiyatlarına ve dolaylı olarak da enflasyona yansıyor. Özellikle de nakliyecilik sektöründe çalışan esnaf, bu durumdan oldukça mustarip. Ankara’da taksicilik yapan Ali Bey, “Benzine gelen her zam, bizim kazancımızdan gidiyor. Müşteriye zam yapmaya çekiniyoruz, yapmasak biz zarar ediyoruz. Ne yapacağımızı şaşırdık,” diyerek durumun vahametini özetliyor.
Özetle, petrol piyasaları şu anda bir yol ayrımında. Trump’ın tehditleri, Orta Doğu’daki gelişmeler, OPEC+’ın kararları ve küresel talep, fiyatların yönünü belirleyecek. Vatandaş olarak bizler de, bu gelişmeleri yakından takip etmeli ve bütçemizi buna göre ayarlamalıyız. Zira, benzin fiyatlarındaki en ufak bir değişiklik bile, mutfaktaki yangını körükleyebilir.