Mersin’de Tarih Yeniden Yazılıyor: Yumuktepe Höyüğü’nden Erken Tunç Çağı Sürprizi

Yayınlama: 11.07.2025
A+
A-

Mersin’deki Yumuktepe Höyüğü kazılarında Erken Tunç Çağı’na ait mutfak kalıntıları bulundu. Höyük, “Arkeopark Projesi” ile açık hava müzesine dönüştürülerek ziyaretçilere kapılarını açacak.

Mersin’de Tarih Yeniden Yazılıyor: Yumuktepe Höyüğü’nden Erken Tunç Çağı Sürprizi

Mersin’in Toroslar ilçesinde yükselen Yumuktepe Höyüğü, binlerce yıllık sırlarını bir bir açığa çıkarıyor. “Medeniyetler beşiği” olarak anılan bu tarihi alanda devam eden kazı çalışmaları, Erken Tunç Çağı’na ait yepyeni ve heyecan verici bulgularla arkeoloji dünyasını hareketlendirdi. Sanki toprak altından fısıltılar yükseliyor, geçmişin insanları günlük yaşamlarından kesitler sunuyor.

Yumuktepe: Anadolu Arkeolojisinin Gizemli Sandığı

İlk kazmaların vurulduğu 1937 yılından bu yana, Yumuktepe Höyüğü adeta bir zaman yolculuğu sunuyor. Neolitik Dönem’den Orta Çağ’a uzanan katmanlarıyla Anadolu arkeolojisinde kendine özel bir yer edinen bu höyükte, şu sıralar 31. dönem kazı çalışmaları tüm hızıyla sürüyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Geleceğe Miras Projesi” kapsamında desteklenen kazılar, İnönü Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Burhan Ulaş’ın liderliğindeki 10 kişilik bir ekip tarafından yürütülüyor. Doç. Dr. Ulaş ve ekibi, her gün toprağı sabırla eşeleyerek, tarihin tozlu sayfalarını aralıyor.

Orta Çağ’dan İzler: Çöp Çukurları, Ocaklar ve Demir Eritme Fırını

Kazı çalışmalarının kalbi, höyüğün güney yamacında atıyor. Burada, Orta Çağ’a tarihlenen tabakalarda yoğun bir faaliyet izine rastlanmış durumda. Doç. Dr. Ulaş’ın sözleriyle, “Bu alanda, 11. ve 12. yüzyıllara tarihlenen at nalı biçimli çöp çukurları ve içlerinde buğday, arpa gibi tahılların bulunduğu ocaklar tespit ettik.” Düşünün bir; bin yıl önce bu topraklarda yaşayan insanlar, tıpkı bizler gibi karınlarını doyuruyor, ateş yakıyor ve hayatlarını sürdürüyordu. Bulunan ocaklarda yakılan ateşin dumanı, sanki hala tütüyor gibi.

Ancak sürprizler bununla sınırlı değil. Aynı bölgede, o döneme ait bir demir eritme ocağı da gün yüzüne çıkarılmış. Bu bulgu, Orta Çağ insanının metal işleme teknikleri hakkında önemli ipuçları sunuyor. Belki de bu ocakta üretilen demirler, savaşlarda kalkan olmuş, saban olmuş, hayatı kolaylaştıran araçlara dönüşmüştür.

Kerpiç Sürprizi: Orta Çağ Mimarisine Yeni Bir Bakış

Kazı ekibini şaşırtan bir diğer gelişme ise mimari alanda yaşandı. Orta Çağ dönemine ait yapılarda, kerpiç kullanımına dair ilk somut izlere ulaşıldı. Doç. Dr. Ulaş, “Güney yamaçta, yaklaşık 6 metreye ulaşan kerpiç bloklardan oluşan büyük bir yapıyla karşılaştık. Bu yapının bir platform mu yoksa sur duvarı mı olduğu henüz net değil ama oldukça anıtsal bir yapıdan söz ediyoruz,” diyor. Karbon-14 testleri, bu yapının 1050-1250 yılları arasına tarihlendiğini gösteriyor. Kerpiç, o dönemde yaygın bir yapı malzemesi olmasa da, Yumuktepe’deki bu keşif, Orta Çağ mimarisi hakkındaki bilgilerimizi yeniden gözden geçirmemize neden olabilir.

Erken Tunç Çağı’na Yolculuk: Mutfak İzleri Geçmişe Işık Tutuyor

Kazıların en can alıcı noktası ise höyüğün Erken Tunç Çağı’na dair sunduğu yeni veriler oldu. Daha önce sadece kuzeybatı yönünde dar bir alanda izlerine rastlanan bu evre, şimdi güney yamaçta daha belirgin bir şekilde ortaya çıkarılıyor. Doç. Dr. Ulaş’ın ifadesiyle, “16. tabakanın hemen altında, Erken Tunç Çağı’na ait bir yapı katı tespit ettik.” Bu yapı katı, o dönemin insanlarının yaşam tarzına dair önemli ipuçları barındırıyor.

Alanın içinde bir ocak, bir tandır parçası, bir silo, kırık öğütme taşları ve buğday, mercimek, menengiç gibi gıda kalıntıları bulunmuş. Bu bulgular, o dönem insanlarının beslenme alışkanlıkları ve mutfak kültürleri hakkında bize bilgi veriyor. Doç. Dr. Ulaş, “Burasının o dönem insanları için bir yiyecek hazırlama ve pişirme alanı olarak kullanıldığını düşünüyoruz,” diye ekliyor. Belki de o tandırda pişen ekmeklerin kokusu, binlerce yıl sonra bile toprağın altında hissediliyor.

Yumuktepe Açık Hava Müzesi Oluyor: Tarih Halkla Buluşuyor

Yumuktepe Höyüğü’ndeki kazılar, sadece bilimsel çalışmalarla sınırlı kalmayacak. Doç. Dr. Ulaş, İtalya Bari Aldo Moro Üniversitesi’nden Prof. Dr. Giulio Palumbi ile yürütülen eş zamanlı çalışmaların yanı sıra, Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin desteklediği “Arkeopark Projesi” ile Yumuktepe’nin bir açık hava müzesine dönüştürülmesinin planlandığını söylüyor. Bu proje sayesinde, Yumuktepe’nin tarihi dokusu korunacak ve ziyaretçilere geçmişe doğru bir yolculuk yapma fırsatı sunulacak.

Zirvedeki kilise kalıntılarına bağlı yerleşim alanında yürütülen temizlik ve restorasyon çalışmaları da bu projenin bir parçası. Amaç, hem 11. ve 13. yüzyıla ait mimariyi korumak hem de kente tarihsel bir cazibe merkezi kazandırmak. Yumuktepe, sadece arkeologların değil, tüm Mersinlilerin ve Türkiye’nin gurur kaynağı olacak. Belki de bir gün, elinizde bir kahveyle bu açık hava müzesini gezerken, binlerce yıl önce burada yaşamış insanların ayak izlerini takip edeceksiniz.

Yumuktepe Höyüğü’ndeki çalışmalar devam ederken, her yeni bulgu tarihin yeniden yazılmasına katkıda bulunuyor. Bu kadim topraklar, geçmişin sırlarını saklamaya ve gelecek nesillere aktarmaya devam edecek.

REKLAM VERMEK İÇİN ARAYIN
0532 659 8130