Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, Ege Denizi’nde meydana gelen 4,6 büyüklüğündeki depremin ardından yaptığı açıklamada, bölgedeki gerilmeye dikkat çekerek, Helen-Kıbrıs yayının etkilerini vurguladı. Görür, Ege Denizi’nin bu tektonik hareketler nedeniyle gerildiğini belirtti.
Ege Denizi’nde yaşanan 4,6 büyüklüğündeki deprem, bölge halkını tedirgin ederken, yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür’den de dikkat çekici bir uyarı geldi. Görür, depremin ardından yaptığı açıklamada, Ege Denizi’nin altında yatan tektonik dinamiklere dikkat çekerek, “Ege geriliyor” ifadesini kullandı. Peki, bu ne anlama geliyor? Vatandaşlar neye dikkat etmeli?
Prof. Dr. Naci Görür, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, depremin Helen-Kıbrıs yayı ile ilişkili olduğunu ve odağının üzerleyen levha üzerinde bulunduğunu belirtti. Bu durumun, dalma-batma zonlarındaki hareketliliğin bir sonucu olduğunu ifade eden Görür, Ege Denizi’nin bu tektonik etkilerle gerildiğini vurguladı. Bu açıklama, özellikle Ege kıyısında yaşayan vatandaşlar arasında endişeye yol açtı.
Ege Bölgesi’nde yaşayan birçok kişi, deprem gerçeğiyle yüzleşerek hayatlarını sürdürüyor. Ancak, Naci Görür’ün bu açıklaması, bölgedeki riskin daha da arttığı yönünde bir algı yarattı. Özellikle yaz aylarında nüfusun arttığı kıyı bölgelerinde, deprem bilincinin daha da yükseltilmesi gerektiği belirtiliyor.
Peki, Prof. Dr. Görür’ün bahsettiği Helen-Kıbrıs yayı tam olarak ne anlama geliyor? Bu yay, Ege Denizi ve Akdeniz’in doğusunda yer alan, Afrika levhasının Avrasya levhasının altına doğru dalmasıyla oluşan bir tektonik kuşak. Bu dalma-batma hareketi, bölgede sık sık depremlere neden oluyor. Uzmanlar, bu yayın aktif bir fay hattı sistemi olduğunu ve sürekli olarak enerji biriktirdiğini belirtiyor.
Jeoloji mühendisleri, Helen-Kıbrıs yayının karmaşık bir yapıya sahip olduğunu ve farklı segmentlerden oluştuğunu ifade ediyor. Bu segmentlerin her birinin farklı davranışlar sergileyebileceği ve farklı büyüklüklerde depremler üretebileceği vurgulanıyor. Bu nedenle, bölgedeki sismik aktivitenin yakından takip edilmesi büyük önem taşıyor.
Prof. Dr. Naci Görür’ün “Ege geriliyor” ifadesi, bölgedeki tektonik hareketlerin bir sonucu olarak ortaya çıkıyor. Afrika levhasının Avrasya levhasının altına dalması, Ege Denizi’nde bir gerilme kuvveti yaratıyor. Bu gerilme, bölgedeki fay hatları üzerinde baskı oluşturarak deprem riskini artırıyor. Uzmanlar, bu durumun uzun vadeli etkilerinin daha büyük depremlere yol açabileceği konusunda uyarıyor.
Bir diğer yandan, bazı jeofizikçiler, Ege Denizi’ndeki gerilmenin sadece dalma-batma hareketiyle açıklanamayacağını, bölgedeki diğer tektonik faktörlerin de etkili olduğunu belirtiyor. Örneğin, Anadolu levhasının batıya doğru hareketi ve Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın aktivitesi de Ege Denizi’ndeki gerilmeye katkıda bulunuyor. Bu karmaşık etkileşimler, bölgedeki deprem riskini daha da karmaşık hale getiriyor.
Peki, Ege Bölgesi’nde yaşayan vatandaşlar, bu uyarılar karşısında ne yapmalı? Öncelikle, deprem bilincini artırmak ve depreme hazırlıklı olmak büyük önem taşıyor. Evlerde deprem çantası bulundurmak, acil durum planları yapmak ve binaların depreme dayanıklılığını kontrol ettirmek, alınabilecek önlemler arasında yer alıyor.
Bunun yanı sıra, yetkililerin de deprem riskini azaltmak için çeşitli adımlar atması gerekiyor. Özellikle, kentsel dönüşüm projelerinin hızlandırılması, riskli binaların tespit edilerek güçlendirilmesi veya yıkılması, deprem yönetmeliklerine uygun yapılaşmanın teşvik edilmesi ve halkın bilinçlendirilmesi, hayati önem taşıyor.
Son olarak, Prof. Dr. Naci Görür’ün uyarıları, deprem gerçeğiyle yüzleşmemiz ve gerekli önlemleri almamız için bir fırsat olarak değerlendirilmelidir. Unutmayalım ki, deprem öldürmez, tedbirsizlik öldürür.