Fidan’dan ABD’ye CAATSA Tepkisi: “Tarihi Hata, Trump Çözebilir”

Yayınlama: 08.07.2025
A+
A-

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, NATO toplantısı sırasında yaptığı açıklamada, ABD’nin CAATSA yaptırımlarının Türkiye-ABD ilişkilerine zarar verdiğini ve bu durumun düzeltilmesi gerektiğini vurguladı. Fidan ayrıca, Suriye’deki gerilimlere de değinerek, ülkenin Suriyelilere ait olduğunu belirtti.

Hakan Fidan’dan ABD’ye CAATSA Tepkisi: “Tarihi Hata, Trump Çözebilir”

Belçika’nın başkenti Brüksel, bu kez sadece waffle kokusuyla değil, diplomasi rüzgarlarıyla da çalkalandı. NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı için kente gelen Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, toplantı yoğunluğunun arasında Reuters haber ajansına özel bir röportaj verdi. Fidan, Türkiye’nin dış politikadaki hassas dengelerini, bölgesel sorunlara bakış açısını ve geleceğe dair öngörülerini samimi bir dille paylaştı. Gündemin en sıcak konularından biri de, malumunuz, ABD’nin Türkiye’ye uyguladığı CAATSA yaptırımlarıydı. İşte Fidan’ın o konudaki çarpıcı sözleri…

“CAATSA Yaptırımları Ortaklığa Zarar Veriyor”

Bakan Fidan, ABD’nin Türkiye’ye yönelik CAATSA (Countering America’s Adversaries Through Sanctions Act – Amerika’nın Düşmanlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşılık Verme Yasası) kapsamındaki yaptırımlarını “tarihi bir hata” olarak nitelendirdi. Bu yaptırımların, iki ülke arasındaki stratejik ortaklık ruhuna zarar verdiğini belirten Fidan, “Bu durumun düzeltilmesi gerekiyor. Sayın Trump’ın sorun çözme becerilerine ve ekibine güveniyorum. Onlarla bu konuda bir çözüm üretebileceğimizi düşünüyorum” dedi. Hatırlarsanız, bu yaptırımlar Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sistemleri alımı sonrasında gündeme gelmişti. Peki, Fidan bu yaptırımların ne gibi sonuçlar doğurduğunu düşünüyor?

Fidan’a göre, CAATSA yaptırımları sadece Türkiye’nin değil, NATO’nun da aleyhine bir durum yaratıyor. Yaptırımların, Türkiye’nin savunma sanayii kapasitesini olumsuz etkilediğini ve uzun vadede NATO’nun da bu durumdan zarar göreceğini vurguladı. “Düşünün ki, bir müttefikiniz kendi savunma ihtiyaçlarını karşılayamaz hale geliyor. Bu, hepimiz için bir güvenlik açığı demektir” şeklinde konuştu. Ankara’da konuyla ilgili görüştüğümüz bir savunma sanayii uzmanı, “Yaptırımlar nedeniyle bazı projelerimiz gecikti, bazılarını da tamamen iptal etmek zorunda kaldık. Bu durum, sadece bizim için değil, NATO için de bir kayıp” dedi.

“Suriye, Suriyelilerindir” Mesajı

Röportajın bir diğer önemli başlığı da Suriye’deki durumdu. Suriye’de artan gerilimlere değinen Bakan Fidan, “Suriye’de İsrail ile herhangi bir çatışma görmek istemiyoruz. Çünkü Suriye, Suriyelilere aittir. Ne Türkiye’ye, ne de İsrail’e. Suriyeliler adına konuşamayız” ifadelerini kullandı. Fidan’ın bu sözleri, Türkiye’nin Suriye’nin toprak bütünlüğüne verdiği önemi ve bölgedeki gerginliğin tırmanmasını istemediğini açıkça ortaya koyuyor.

İsrail’in Suriye’deki askeri hedeflere yönelik hava saldırılarını da eleştiren Fidan, bu tür eylemlerin Suriye’deki güvenlik durumunu daha da kötüleştirdiğini ve istikrarsızlığı artırdığını belirtti. “Bu saldırılar, yeni Suriye yönetiminin güvenlik kapasitesini zayıflatıyor. Bu da, bölgede daha fazla kaos ve şiddete yol açabilir” dedi. Ankara’da konuştuğumuz emekli bir diplomat, Fidan’ın bu açıklamalarının, Türkiye’nin Suriye konusundaki kırmızı çizgilerini net bir şekilde ifade ettiğini söyledi.

Trump Faktörü ve Transatlantik İlişkiler

ABD’de yaklaşan seçimler ve olası bir Trump yönetiminin politikaları da röportajda masaya yatırıldı. Fidan, Trump’ın transatlantik güvenlik anlayışında yaratacağı değişimin, Avrupa için stratejik bağımsızlık yolunda bir fırsat oluşturabileceğini dile getirdi. “Eğer ana aktörlerin artık düşmanca olmadığını ve bir şekilde iş birliği yaptıklarını görürsek, Soğuk Savaş’tan miras kalan zihniyette büyük bir kırılma yaşanabilir” diyen Fidan, özellikle ABD ve Rusya arasındaki gerilimin azalmasının, küresel güvenlik denkleminde yeni bir sayfa açabileceğini vurguladı. Bu, aslında uzun zamandır dillendirilen “Avrupa Ordusu” tartışmalarını da yeniden alevlendirecek gibi duruyor.

Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın sona erdirilmesi yönünde Türkiye’nin arabuluculuk çabalarına da değinen Bakan Fidan, tarafların henüz bir anlaşmaya yakın olmadığını, ancak ABD’nin girişimlerinin desteklenmesi gerektiğini ifade etti. “Herhangi bir barış teklifinin hazmedilmesi zor olabilir, ancak savaşın getireceği daha fazla ölüm ve yıkıma kıyasla bir anlaşma her koşulda daha makuldür” diyen Fidan, Türkiye’nin yeniden müzakerelere ev sahipliği yapmaya hazır olduğunu söyledi. Unutmayın, daha önce İstanbul, bu türden önemli müzakerelere ev sahipliği yapmış ve olumlu sonuçlar alınmıştı.

Avrupa, ABD Olmadan Güvenlik Mesajı Verebilir mi?

Ukrayna’ya olası güvenlik garantilerine dair görüşlerini de paylaşan Fidan, Avrupa’nın bu konuda ABD olmadan yeterince caydırıcı olamayacağını belirtti. Ancak Avrupa ülkeleri arasında güvenlik destekleri konusunda ciddi diplomatik çabaların sürdüğüne dikkat çekti. “Rusya dahil tüm tarafların nihai bir anlaşmaya saygı göstermesini beklemeliyiz” diyerek, diplomasinin hâlâ en güçlü çözüm aracı olduğunu vurguladı. Fidan’ın bu sözleri, Avrupa’nın güvenlik mimarisinde ABD’nin rolünün ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.

Bakan Fidan’ın Brüksel’den verdiği bu mesajlar, önümüzdeki dönemde Türkiye’nin dış politikadaki yol haritasını şekillendirecek önemli ipuçları taşıyor. Özellikle ABD ile ilişkilerde yeni bir sayfa açma umudu ve Suriye’deki istikrarın sağlanmasına yönelik kararlılık dikkat çekiyor. Bakalım, önümüzdeki aylarda bu mesajların ne gibi somut sonuçları olacak, hep birlikte göreceğiz.

REKLAM VERMEK İÇİN ARAYIN
0532 659 8130