Saraybosna’nın Kalbinde Bir Osmanlı Mirası: Başçarşı Sebili

Yayınlama: 04.07.2025
A+
A-

Saraybosna’nın Kalbinde Bir Osmanlı Mirası: Başçarşı Sebili

Özet: Saraybosna’nın simgelerinden Başçarşı Sebili, asırlardır şehrin kalbinde yer alıyor. Osmanlı döneminden kalma bu tarihi yapı, yangınlar ve savaşlar görmesine rağmen hala ziyaretçilerini ağırlıyor. Bursa’da bir benzeri de bulunan sebil, iki ülke arasındaki kültürel bağları simgeliyor.

Saraybosna’ya yolunuz düşerse, Başçarşı’ya uğramadan dönmeyin derler. Başçarşı’nın da en can alıcı noktası, güvercinlerin dört bir yanı sardığı, su sesinin hiç eksik olmadığı Başçarşı Sebili. Bu tarihi çeşme, sadece bir su kaynağı değil, aynı zamanda şehrin hafızası, canlı bir tanığı adeta. Osmanlı’dan miras kalan bu güzellik, yüzyıllardır Saraybosnalıların ve turistlerin buluşma noktası olmuş.

Tarihin Tanığı: Yangından Bombardımana

Başçarşı Sebili’nin hikayesi 1753’te başlıyor. O zamanın valisi Hacı Mehmet Paşa, bu zarif yapıyı şehre kazandırıyor. Ahşap işçiliği ve süslemeleriyle göz kamaştıran sebil, tam bir Osmanlı eseri. Ama gel zaman git zaman, sebil de tarihin acımasız yüzüyle karşılaşıyor. 1852’de çıkan büyük bir yangın, sebilin büyük zarar görmesine neden oluyor. Neyse ki, Saraybosnalılar bu mirasa sahip çıkıyor ve 1891’de sebil yeniden inşa ediliyor.

Ancak sebilin çilesi bitmiyor. 1992-1995 yılları arasındaki Bosna Savaşı, Saraybosna’yı harabeye çevirirken, Başçarşı Sebili de bombardımandan nasibini alıyor. Kurşun izleri, savaşın acı hatıraları olarak sebilin duvarlarında duruyor. Buna rağmen, sebil dimdik ayakta kalmayı başarıyor. Tıpkı Saraybosna gibi, o da yeniden doğuyor.

Meydanın Kalbi, Şehrin Ruhu

Sebilin bulunduğu meydan, günün her saati cıvıl cıvıl. Sabahın erken saatlerinde esnaf dükkanlarını açarken, öğlen güvercinleri besleyen turistler, akşamüstü ise çayını yudumlayan Saraybosnalılarla dolup taşıyor. Meydanda oturup etrafı seyrederken, şehrin nabzını tutmak mümkün. Çocuklar güvercinleri kovalıyor, gençler buluşma yeri olarak sebili seçiyor, yaşlılar ise geçmiş günleri yad ediyor.

Başçarşı Sebili, Saraybosna’nın sadece tarihi bir simgesi değil, aynı zamanda sosyal yaşamının da ayrılmaz bir parçası. Burası, farklı kültürlerin, farklı insanların bir araya geldiği, kaynaştığı bir yer. Sebilin suyu, sadece susuzluğu gidermekle kalmıyor, aynı zamanda insanları birbirine bağlıyor, dostlukları pekiştiriyor.

Bursa’da Bir Kardeşi Var

Saraybosna ile Bursa arasında güçlü bir kardeşlik bağı var. Bu bağın en güzel örneklerinden biri de Başçarşı Sebili’nin bir benzerinin Bursa’da inşa edilmiş olması. 2009 yılında Osmangazi Belediyesi, Şehreküstü Meydanı’na (şimdiki 15 Temmuz Demokrasi Meydanı) Başçarşı Sebili’nin replikasını yaptırıyor. Amaç, Osmanlı mirasını yaşatmak ve iki ülke arasındaki kültürel ilişkileri güçlendirmek.

Bursa’daki sebil, Saraybosna’daki aslına oldukça benziyor. Aynı mimari detaylar, aynı süslemeler… Bursa’ya yolu düşenler, Başçarşı Sebili’ni gördüklerinde Saraybosna’yı hatırlıyor, iki şehir arasındaki gönül bağını hissediyor. Bu da gösteriyor ki, tarihi ve kültürel miras sadece bir şehre değil, tüm insanlığa aittir.

Velhasıl, Saraybosna’ya giderseniz Başçarşı Sebili’ni mutlaka ziyaret edin. Orada sadece bir çeşme değil, bir tarih, bir kültür, bir yaşam tarzı bulacaksınız. Ve unutmayın, Bursa’da da sizi bekleyen bir kardeş sebil var. Bu iki sebil, iki ülke arasındaki dostluğun ve kardeşliğin sembolü olarak yüzyıllar boyunca yaşamaya devam edecek.

REKLAM VERMEK İÇİN ARAYIN
0532 659 8130