“Yenidoğan Çetesi” Davasında Kritik Eşik: 30. Duruşma Gerçekleşti
“Yenidoğan Çetesi” Davasında Kritik Eşik: 30. Duruşma Gerçekleşti
Özet: İstanbul’da, acil durumdaki yenidoğan bebeklerin bazı özel hastanelerin yoğun bakım ünitelerine yönlendirilerek, hem ölümle sonuçlanan ihmallere hem de haksız kazanca yol açıldığı iddia edilen “Yenidoğan Çetesi” davasının 30. duruşması bugün görüldü. Duruşmada, tanıkların dinlenmesine devam edilirken, sanık avukatları müvekkillerinin beraatini talep etti.
İstanbul Adliyesi’nde bugün görülen duruşma, sabah saatlerinde başladı. Aileler ve avukatlar erken saatlerde adliye önünde toplanırken, yaşanan olayların vahameti bir kez daha gözler önüne serildi. İddiaya göre, bazı doktorlar ve sağlık çalışanları, acil durumdaki yenidoğan bebekleri, daha donanımlı devlet hastaneleri yerine, önceden anlaşmalı oldukları özel hastanelere yönlendiriyordu. Bu durumun, hem bebeklerin sağlık durumlarının kötüleşmesine, hatta ölümlerine yol açtığı, hem de hastanelerin haksız kazanç elde etmesine neden olduğu öne sürülüyor.
Ailelerin Feryadı Dinmedi
Duruşma salonunda, bebeklerini kaybeden ailelerin feryatları yankılandı. Gözyaşları içinde yaşadıklarını anlatan anne ve babalar, sorumluların en ağır şekilde cezalandırılmasını istedi. Bir anne, “Bebeğimi kucağıma alacağım günü beklerken, şimdi mezarına gidiyorum. Bu acıyı yaşatanlar cezasını çekmeli,” diyerek yaşadığı derin üzüntüyü dile getirdi. Ailelerin avukatları da, olayın sadece bir ihmal değil, organize bir suç örgütünün faaliyeti olduğunu vurgulayarak, delillerin karartılmaya çalışıldığını iddia etti.
Davanın seyrini etkileyebilecek önemli tanıkların dinlenmesine devam edildi. Tanıklar, hastanelerdeki yönlendirme süreçlerine dair çarpıcı bilgiler verdi. Bir tanık, “Ambulansla gelen bebeklerin hangi hastaneye götürüleceği önceden belliydi. Devlet hastanesine götürülmek yerine, özel hastaneye yönlendiriliyordu,” şeklinde konuştu. Bu ifadeler, davanın seyrini değiştirebilecek nitelikte.
Sanık Avukatlarından Beraat Talebi
Sanık avukatları ise, müvekkillerinin suçsuz olduğunu savunarak, beraatlerini talep etti. Avukatlar, yönlendirmelerin tamamen tıbbi gereklilikler doğrultusunda yapıldığını, hastanelerin bebeklerin sağlığı için en uygun koşulları sağladığını iddia etti. Ayrıca, ailelerin yaşadığı acıyı anladıklarını, ancak bu durumun müvekkillerinin suçlu olduğu anlamına gelmediğini savundular. Bir avukat, “Müvekkillerim, hayat kurtarmak için ellerinden geleni yaptı. Onları suçlamak, adalete aykırıdır,” dedi.
Usulsüzlük İddiaları ve Hastane Yönlendirmeleri
Davanın temelini oluşturan iddialar, bazı özel hastanelerin, acil durumdaki yenidoğan bebekleri, daha donanımlı ve uygun fiyatlı devlet hastaneleri yerine, kendi yoğun bakım ünitelerine yönlendirmesi üzerine kurulu. Bu yönlendirmelerin, hastanelerin yoğun bakım ünitelerindeki doluluk oranlarını artırarak, daha fazla gelir elde etmelerini sağladığı öne sürülüyor. Aynı zamanda, bazı bebeklerin bu yönlendirmeler sonucu zamanında müdahale alamadığı ve hayatını kaybettiği iddiaları da dosyada yer alıyor.
Peki, bu iddialar ne kadar gerçek? Yetkililer bu konuda ne diyor? Sağlık Bakanlığı yetkilileri, olayla ilgili soruşturmanın titizlikle yürütüldüğünü, sorumluların tespit edilmesi halinde gerekli cezaların verileceğini belirtiyor. Ancak, soruşturmanın ne zaman tamamlanacağı ve sonuçlarının ne olacağı henüz belirsiz. Davanın seyrini etkileyecek yeni delillerin ortaya çıkması bekleniyor.
Dava Süreci Nasıl İlerleyecek?
Mahkeme heyeti, tanıkların dinlenmesinin ardından, dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi. Bir sonraki duruşmada, yeni tanıkların dinlenmesi ve bilirkişi raporlarının incelenmesi bekleniyor. Davanın ne zaman sonuçlanacağı ise henüz bilinmiyor. Ancak, ailelerin adalet arayışı ve kamuoyunun dikkati, davanın seyrini yakından takip etmesine neden oluyor.
Duruşma sonrası adliye önünde açıklama yapan aileler, adaletin yerini bulacağına dair umutlarını koruduklarını ifade etti. “Bu dava sadece bizim davamız değil, tüm bebeklerin davası. Adaletin tecelli etmesini bekliyoruz,” şeklinde konuştular. Dava süreci, Türkiye’deki sağlık sistemindeki sorunları ve etik tartışmaları da beraberinde getirdi. Yenidoğan yoğun bakım ünitelerindeki kapasite sorunları, yönlendirme süreçlerindeki şeffaflık eksiklikleri ve özel hastanelerin ticari kaygıları, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı.
Bu dava, sadece bir yargı süreci değil, aynı zamanda bir vicdan muhasebesi. Bebeklerin hayatı üzerinden rant sağlamaya çalışanların, en ağır şekilde cezalandırılması, toplumun adalet duygusunu tatmin edecek en önemli adım olacaktır. Dava, Türkiye’deki sağlık sisteminin daha şeffaf, adil ve etik bir yapıya kavuşması için bir fırsat olabilir.
0532 659 8130
