Mersin – 22 Haziran 2025
Türkiye’nin güneyinde yer alan Akkuyu Nükleer Enerji Santrali ve Mersin Limanı, son günlerde artan uluslararası gerilimle birlikte adeta kuşatma altına alındı. Türkiye, stratejik enerji ve lojistik noktalarını korumak amacıyla bölgeye 8 batarya hava savunma sistemi konuşlandırdı. Bu gelişme, hem iç kamuoyunda hem de uluslararası medya çevrelerinde “Türkiye nükleer silah yapıyor mu?” sorularını beraberinde getirdi.
Akkuyu Nükleer Güç Santrali, Türkiye’nin ilk nükleer enerji üretim tesisi olmasının ötesinde, aynı zamanda jeopolitik anlamda kırılgan bir coğrafyada yer alıyor. Rusya ile yapılan uzun vadeli anlaşmalarla inşa edilen santral, enerji bağımsızlığı hedefinin merkezinde yer alıyor. Ancak bu stratejik tesis, uluslararası tehdit algılarının da hedefi hâline geldi.
️
8 batarya hava savunma sisteminin bölgeye konuşlandırılması, olağan bir koruma önlemi gibi görünse de, bazı çevreler tarafından “önleyici savaş hazırlığı” veya “nükleer tesis askeri üs gibi korunuyor” şeklinde yorumlanıyor. Bu yorumlar özellikle, İsrail, ABD ve NATO içindeki bazı odaklar tarafından dillendiriliyor.
✅ ABD:
Henüz resmi bir açıklama yapılmasa da Washington’daki bazı think-tank kuruluşları, “Türkiye’nin stratejik konumunun yeniden şekillendiği” yönünde raporlar yayımlamaya başladı.
✅ İsrail:
İsrail’de yayın yapan Jerusalem Defense Review, Türkiye’nin Akkuyu çevresindeki savunma hamlesini “nükleer caydırıcılık altyapısı kuruluyor olabilir” başlığıyla haberleştirdi.
✅ Rusya:
Rusya ise sessizliğini koruyor. Akkuyu projesinin finansman ve mühendislik ayağında doğrudan yer aldığı için sürecin politik zemine kaymasını istemiyor olabilir.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, sosyal medya üzerinden şu açıklamayı paylaştı:
“Akkuyu NGS bir enerji projesidir. Türkiye hiçbir ülkenin iznine ya da tehdidine boyun eğmeden altyapılarını koruyacak güçtedir.”
Ayrıca Savunma Sanayii Başkanlığı, yeni geliştirilen radar sistemlerinin Akkuyu’ya entegre edildiğini duyurdu.
Türkiye’nin Akkuyu çevresine yoğun savunma yerleştirmesi; enerji, dış politika, askeri strateji ve medya arasında sıkışan çok boyutlu bir kriz anlatısı yarattı. Bazı çevreler bu tabloyu “Türkiye nükleer silah yapıyor” propagandasıyla okurken, resmi makamlar bunu egemenlik ve güvenlik refleksi olarak yorumluyor.
Zaman gösterecek olan şey şu:
Türkiye gerçekten nükleerle tehdit mi edildi, yoksa uluslararası arenada yeni bir güç tanımı mı yapıyor?
Haber Merkezi