Papa Francis’in vefatının ardından dünya merakla yeni papanın kim olacağı sorusunun cevabını arıyor. Yeni Papa, daha açık fikirli ve kapsayıcı bir kilise mi yaratacak, yoksa kurallara sıkı sıkıya bağlı, geleneksel bir çizgide mi ilerleyecek? İşte detaylar…
Papa Francis’in vefatının ardından şimdi tüm dünya “Sıradaki papa kim olacak?” sorusuna kilitlenmiş durumda. Vatikan’da şimdiden pek çok isim konuşuluyor. Adaylar arasında hem Francis’in açtığı ilerici yolu devam ettirmeyi düşünenler var, hem de “Artık geri dönelim, eski düzene” diyenler.
Bazı adayların kadınların kilisede daha aktif roller üstlenmesini savunduğu görülürken , bazılarının ise geleneksel kurallardan asla taviz vermediği açık. Bazıları sessiz ve derinden ilerlerken, bazılarıysa açık açık konuşarak kendini gösteriyor. Bu seçim sadece yeni bir dini liderin belirlenmesi değil, aynı zamanda Katolik kilisesinin hangi yolda ilerleyeceğini belirleyecek bir karar olacak. Daha açık, daha kapsayıcı bir kilise mi? Yoksa kurallara sıkı sıkıya bağlı daha geleneksel bir çizgi mi? Cevap yakında gelecek. Ve bu karar, tüm Katolikler için pek çok şeyi değiştirecek.
Parolin, Papa Francis’e yakın bir isim olarak bilinir. 2013 yılından bu yana Vatikan’ın dışişleri bakanı olarak görev yapıyor ve Çin ile Orta Doğu’daki hükümetlerle gerçekleştirilen hassas müzakereler gibi diplomatik süreçlerde önemli bir rol üstleniyor. Laik diplomatlar, onu güvenilir ve etkili bir papalık temsilcisi olarak tanıyor. 2018 yılında, Çin hükümetiyle yapılan ve bazı kesimler tarafından komünist rejime karşı bir taviz olarak eleştirilen piskopos atama anlaşmasının arkasındaki en önemli isimdi. Eleştirmenleri, Parolin’i inançların katı gerçeklerini bir kenara bırakarak ideoloji ve diplomatik çözümleri ön planda tutan bir modernist ve pragmatist olarak değerlendiriyor. Öte yandan, destekçileri onu cesur bir idealist ve barışın tutkulu bir savunucusu olarak tanımlıyor.
Manila’nın eski başpiskoposu Tagle, Asya’da Katolik nüfusunun en hızlı büyüdüğü bölgede ilk Asyalı papa olma potansiyeline sahip. Bir zamanlar Papa Francis’in tercih ettiği halef ve merhum papanın ilerici gündemini sürdürmek için güçlü bir aday olarak görülüyordu, ancak son dönemde biraz gözden düşmüş gibi görünüyor. Tagle, Kürtajı “cinayet” olarak nitelendirip, Kilise’nin yaşamın ana rahmine düştüğü andan itibaren başladığı yönündeki genel duruşunu savunmuştur. Ayrıca ötenaziye karşıdır. Ancak, 2015’te Manila Başpiskoposu iken, Kilise’nin eşcinsellere, boşanmış kadınlara ve bekar annelere yönelik sert tutumunu yeniden değerlendirmesi gerektiğini savunmuş ve insanların kendilerini damgalanmış hissetmelerine yol açan geçmişteki sertliğin kalıcı zararlar verdiğini belirtmiştir.
Turkson, eğer seçilirse ilk siyahi papa olma potansiyeline sahip. Kilisenin rahiplik, evlilik ve eşcinsellik konusundaki geleneksel tutumlarını savunurken, aynı zamanda iklim krizi, yoksulluk ve ekonomik adalet gibi konularda da sesini yükseltiyor. Birçok Afrika ülkesindeki yasaların oldukça sert olduğunu savunuyor. Ayrıca, yolsuzluk ve insan hakları konularında da önemli açıklamalarda bulunuyor.
Erdő, geleneksel Katolik öğretilerine sıkı sıkıya bağlı, muhafazakâr çizgide bir aday. Seçilirse, Papa Francis’in tarzından baya farklı bir Vatikan görebiliriz. Zaten entelektüel birikimiyle ve kültürel yönüyle de öne çıkan biri. Merhum Kardinal George Pell de onu çok destekliyordu; Francis’ten sonra Vatikan’da hukuku yeniden rayına oturtacak kişi olarak görüyordu. 2015’te ise, göçmenleri kiliselerde ağırlama çağrısında bulunan Francis’e karşı çıkmıştı ve bu tavrıyla Macaristan Başbakanı Viktor Orbán’la benzer bir duruş sergilemişti.
2019’da Papa Francis tarafından kardinal olarak atanan Zuppi, kilisenin ilerici kanadında görülüyor. Seçilirse, Francis’in bıraktığı mirası devam ettirmesi bekleniyor. Özellikle yoksullar ve toplumun dışlanmış kesimleriyle ilgili hassasiyeti, Francis’le ortak bir nokta. Eşcinsel ilişkiler konusunda da kilise içinde (görece) daha liberal bir duruşa sahip. İki yıl önce Francis, onu Ukrayna için Vatikan barış elçisi olarak görevlendirdi. Bu görevle Moskova’yı ziyaret etti ve “insani adımların teşvik edilmesi” için oradaydı. Ziyaret sırasında, Rus Ortodoks Kilisesi’nin lideri ve Putin’in yakın müttefiki Patrik Kirill’le görüştü. Aynı zamanda Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ile de bir araya geldi.
Tolentino, Papa Francis’in olası halefleri arasında en genç isimlerden biri. Bu durum onun aleyhine işleyebilir çünkü bazı hırslı kardinaller, bir sonraki şans için 20-30 yıl daha beklemek istemeyebilir. Aynı zamanda, eşcinsel ilişkilere dair daha hoşgörülü görüşlere yakın durması ve kadınların rahip olmasını savunan, kürtaj hakkını destekleyen feminist bir Benedikten rahibe ile olan yakınlığı nedeniyle bazı çevrelerden tepki almış durumda. Ancak genel olarak Papa Francis’le pek çok konuda aynı çizgideydi. Kilisenin modern kültürle mutlaka bir diyaloğa girmesi gerektiğini savunuyor.
Grech, başta gelenekçi biri olarak görülüyordu ama 2013’te Francis Papa seçildikten sonra daha ilerici görüşlere yönelmeye başladı. Destekçileri, bu değişimi onun gelişime ve dönüşüme açık biri olduğunu gösteren bir işaret olarak yorumluyor. Avrupa’daki bazı siyasi liderlerin, denizdeki sivil toplum kuruluşlarının (STK) faaliyetlerini sınırlama girişimlerini eleştirdi. Ayrıca kadınların diyakoz (yardımcı ruhban) olmasını desteklediğini de açıkça ifade etti.
2020’den bu yana Kudüs’ün Latin Patriği olan Pizzaballa, Kutsal Topraklar’daki Hristiyan azınlığın haklarını savunmada kritik bir rol üstleniyor. 7 Ekim 2023’te Hamas’ın İsrail’e düzenlediği saldırıdan sonra, Gazze’de Hamas tarafından alıkonulan çocukların serbest bırakılması karşılığında kendini rehine olarak teklif etti. Uzun süren müzakerelerin ardından Mayıs 2024’te Gazze’yi ziyaret etti. Kiliseyi Francis’in izinden devam ettireceği düşünülüyor ama bugüne kadar tartışmalı konularda pek fazla kamuya açık açıklama yapmadı.
Sarah, geleneksel ve Ortodoks çizgide bir kardinal. Vatikan gözlemcilerine göre, bir dönem kendisini Papa Francis’e “paralel bir otorite” gibi göstermeye çalıştı. 2020’de, emekli Papa 16. Benedict ile birlikte, din adamlarının bekârlık kuralını savunan bir kitap yazdı; bu da Francis’in otoritesine karşı bir hamle olarak yorumlandı. “Toplumu tehdit eden bir unsur” olarak gördüğü cinsiyet ideolojisini sert şekilde eleştirdi ve İslami köktenciliğe karşı da açıkça konuştu. Turkson gibi, yüzyıllar sonra seçilecek ilk siyah Papa olma ihtimaliyle de dikkat çekiyor.
Haber: Fatma KIVRAK
Kaynak: Haber Merkezi