Bir hayal edin… Dökülebilen ama darbelere karşı kurşun gibi sertleşen, bir an sıvı bir an sonra duvara dönüşebilen bir robot! Bilim kurgu filmlerinden fırlamış gibi dursa da bu teknoloji artık laboratuvar masalarında değil, mühendislerin ellerinde can buluyor: Parçacık zırhlı sıvı robotlar.
Peki, bu robotlar ne yapar, bizim hayatımızı nasıl değiştirir?
Aslında hikâye oldukça büyüleyici. Bu robotlar, temel olarak sıvı hâlde dolaşabilen ama dış etkilerle karşılaştığında anında katılaşabilen özel malzemelerden oluşuyor. Düşünün; dar bir borudan sıvı hâlde süzülüp geçtiğini, sonra tekrar sağlam bir yapıya bürünüp bir nesneyi kaldırabildiğini. Hem akıyor, hem koruyor, hem de taşıyor.
Bilim insanları bu yapıları oluşturmak için manyetik alanlara duyarlı nanoparçacıklar kullanıyor. Bu parçacıklar, sıvı içindeki düzenlerini değiştirerek şekil alabiliyorlar. Özellikle medikal alanda devrim yaratabilirler. Vücudun içinde sıvı olarak gezip, ihtiyaç duyulan bölgede katılaşıp mikro cerrahi yapan bir robot düşünün… Hayal değil artık.
Sadece tıp değil, arama kurtarma, savunma sanayi, hatta uzay çalışmaları bile bu teknolojiyle başka bir boyuta geçebilir. Enkaz altına sıvı hâlde sızan bir robotun orada sağlamlaşıp bir canı bulduğunu düşünmek bile tüyleri diken diken etmeye yeterli.
Ama teknoloji ne kadar heyecan verici olursa olsun, onu nasıl kullandığımız belirleyici olacak. Çünkü büyük güç, büyük sorumluluk ister, değil mi?
Henüz yolun başında olsak da bu robotlar bize şunu söylüyor: Gelecek artık katı ya da sıvı değil, ikisinin tam ortasında bir akışkanlıkta şekilleniyor.
Belki bir gün çocuğunuzun elindeki oyuncak, bir an sıvılaşıp sonra tekrar şekil alacak… Belki de sadece “bir damla” hayat kurtaracak.
Kim bilir?
Tülay Ataman