Kadına Şiddet Sadece Fiziksel Olarak Mı?

Şiddet, ne yazık ki insanlık tarihi boyunca yaşamın her alanında; siyasal, ekonomik, toplumsal ve psikolojik olmak üzere çeşitli biçimlerde deneyimlediği olgulardan ve sorunlardan biridir. Olay gerçek veya potansiyel olsun, şiddet bireylerin yaşam kalitesini önemli ölçüde etkilemekte ve düşürmekte, duruma göre çeşitli olumsuz sonuçlara yol açmakta ve bu nedenle günümüzde ele aldığı en büyük toplumsal sorunlardan biridir. Şiddetin merkezinde yer alan bir grup olan kadınlar, içinde bulundukları durumdan dolayı fiziksel, psikolojik, sosyal ve ekonomik açıdan da olumsuz sonuçlarla karşı karşıya kalmaktadırlar. Bu köşe yazımızda Kadına yönelik şiddetin nedenleri ve sonuçları üzerinde durulmaktadır.

Şiddet Biçimleri Nelerdir? 

Fiziksel şiddet: Fiziksel şiddet, güç kullanımına dayalı ve fiziksel zarar vermeyi amaçlayan her türlü saldırgan davranış olarak tanımlanmaktadır.

Cinsel Şiddet: Dünya Sağlık Örgütü cinsel şiddeti işyerinde, evde veya herhangi bir ortamda meydana gelebilecek eylemler olarak tanımlamaktadır. Cinsel ilişkiye zorlama, istenmeyen cinsel aktivitede bulunma, müdahale etme, eleştirel veya cinsel yorumlarda bulunma veya istenmeyen cinsel konuşmalarda bulunma olarak tanımlanır. Bu nedenle baskı ve zorlama, doğası gereği yalnızca fiziksel değildir, aynı zamanda tehdit veya psikolojik baskı da olabilir.

Psikolojik Şiddet: Psikolojik şiddet, kişinin özgüvenini yok etmeyi ya da en azından zedelemeyi amaçlayan her türlü saldırı olarak tanımlanabilir. Psikolojik şiddet, kişiye birkaç ay boyunca her gün düzenli olarak saldıran bir veya daha fazla kişinin saldırıya uğraması ve kişinin yardıma muhtaç hale gelmesiyle başlayan bir süreçtir.

Yoksunluk ve İhmal: Yoksunluk ve ihmalin şiddet olarak kabul edilmesinin temel nedeni kasıtlı olmasıdır. Bireyler ulaşmak istedikleri şeyden mahrum bırakılarak cezalandırılabilirler. Örneğin birini sevgisinden veya ilgisinden mahrum bırakmak psikolojik şiddet olarak değerlendirilebilir.

Şiddet Türleri Nelerdir? 

Kendi kendine uygulanan şiddet: Kendi kendine uygulanan şiddet, kişinin kendi kendine uyguladığı fiziksel yaralanma, intihar eğilimi ve intihar davranışı vakasını içermektedir. Sıklıkla bireylerdeki psikolojik sorunlar sonucunda ortaya çıksa da aşağıda ele alınan bu şiddet türünün kişilerarası şiddet sonucu da uygulanabileceği gösterilmiştir.

Kişilerarası Şiddet: Kişilerarası şiddet iki alt gruba ayrılır: Aile İçi Şiddet ve Toplumsal Şiddet:

1. Aile İçi Şiddet: Genellikle ev içinde eş veya diğer aile bireyleri tarafından uygulanan şiddet, birbirlerine ve özellikle kadınlara uygulanan şiddettir.

1.a. Kadına yönelik şiddet: En çok rastlanan şiddet kadına şiddet türüdür. Kadına yönelik şiddet, “kamusal ya da özel hayatta bir kadına fiziksel, cinsel ya da psikolojik acı veren ya da vermesi muhtemel olan, cinsiyete dayalı her türlü eylem ya da eylem ya da zorlama” olarak tanımlanmaktadır.

1.b.Çocuğa Karşı Şiddet: Çocuğa yönelik şiddet, çocuk istismarı ve ihmalini de kapsayacak şekilde daha geniş bir çerçevede ele alınmaktadır. Çocuk istismarı ve ihmali, anne, baba veya bakıcı gibi bir yetişkinin, sosyal kurallar veya profesyoneller tarafından uygunsuz veya zararlı olduğu düşünülen ve çocuğun gelişimini engelleyen veya sınırlayan herhangi bir eylem veya ihmalidir.

2.Topluluk İçi Şiddet: Etkileşimler Hane dışındaki kişiler arasında meydana gelen, bilinen veya bilinmeyen şiddet olayını içerir. Bu şiddet türü işyerlerinde, eğitim kurumlarında, cezaevlerinde, huzurevlerinde veya benzeri kurumlarda fiziksel ve psikolojik şiddet, tecavüz, cinsel istismar, cinsel taciz ve saldırıyı içermektedir.

2.a.İşyerinde Şiddet: İşyerinde şiddet, sadece fiziksel şiddeti değil, cinsel taciz, psikolojik taciz, korkutma gibi mağdura psikolojik zarar vermeyi amaçlayan eylemleri de içermektedir. Psikolojik şiddet, zorbalığı, cinsel tacizi, korkutmayı, korkutmayı ve diğer psikolojik saldırganlık biçimlerini içerir.

Kadına Yönelik Şiddet Ortamı 

Dünyanın pek çok yerinde kadınlar, insan yaşamı için gerekli olan temel işlevleri yerine getirme konusunda yetersiz kalıyor. Eşit olmayan sosyal ve politik koşullar, kadınların insan olarak hak ettikleri doğal ve insani kapasitelere eşit erişime sahip olmalarını engellemektedir. “Ne olabilir?” sorusuna cevap vermek. Yani başkalarına pasif bir şekilde vermekten ne kadar memnun olduğumuz veya kendimizden ne kadar memnun olduğumuz. Bu yaklaşımın temel politika hedefi, kadınların toplumda sahip oldukları kalıplaşmış roller çerçevesinde hareket etmeleri değil, her alanda birey olarak gerekli insani kapasiteleri keşfetmeleri ve geliştirmeleridir. Bu nedenle dünyanın birçok yerinde kadınlar, insan yaşamı için gerekli olan temel işlevlerden mahrumdur. Kadınlar erkeklere göre daha yetersiz besleniyor ve sağlıkları daha kötü, ayrıca fiziksel şiddete ve cinsel tacize daha duyarlılar. Kadınlar erkeklere göre daha az eğitimlidir ve bu nedenle daha az mesleki ve teknik eğitim almaktadırlar. İş dünyasına girmeye çalıştıklarında çoğu yasal yaptırımlardan, aile ve eşlerinin muhalefetinden, işyerinde cinsiyet ayrımcılığından, işyerinde cinsel tacizden vb. muaftır. Benzer engeller de dahil olmak üzere birçok engelle karşılaşıyorlar. Bütün bunlar, kadınlara bahşedilen eşitsiz toplumsal ve siyasal koşulların insani yeteneklerdeki eşitsizliğinin sonucudur. Günden güne artan KADINA ŞİDDET olaylarının durulması için birlik zamanı. Belki ülkemizde binlerce kadın şiddete maruz kalmakta ama seslerini duyuramadıkları için buna katlanmak zorunda kalıyorlar. Kadın korkmamalı hakkını aramalı, susmamalı kendini ifade etmeli…

“Kadın kadının düşmanı değildir, yurdudur”…

HeyHaber/ Hatice Çelikel