ABD’nin mesajı net: “Sana ihtiyacım yok, sensiz de süper güç olurum.” Ekonomik savaş mı geliyor? İşte detaylar…
ABD’nin Çin’e uyguladığı gümrük vergisini %145’e çıkarması, küresel ticaret savaşlarında yeni bir dönemi başlattı. Ancak bu savaşın cephanesi tank değil; vergi, üretim ve ekonomik baskı. Dünya ise bu sessiz savaşa sahne oluyor.
ABD’nin mesajı net: “Sana ihtiyacım yok, sensiz de süper güç olurum.”
Çin ise altta kalır mı? “Senin pazarına bağlı değilim, kendi göbeğimi kendim keserim” diyor.
Ama gerçek şu ki bu iki dev, birbirinin varlığına mahkûm. Ticaret akıyor, ama artık doğrudan değil. Araya bir ülke giriyor: Türkiye
Artan maliyetler, yüksek vergiler, siyasi gerilimler… Hepsi ABD ve Çin’i fabrika ve üretim üslerini başka ülkelere taşıma stratejisine yöneltti. İşte burada devreye Türkiye giriyor.
Bu tablo, yatırımcı için “gel ve üret” anlamına geliyor. Ama ne pahasına?
ABD ve Çin’in ekonomik savaşında Türkiye köprü değil, fabrika haline geliyor. Ham madde, düşük ücretli iş gücü, vergi avantajları ile dünyanın taşeron fabrikası olma yolunda.
Yani iki dev, Türkiye üzerinden hem birbirine mesaj veriyor hem de çıkarlarını sürdürüyor. Ve tüm bu sistemin kazananı yine onlar oluyor.
Döviz mi geliyor? Evet.
İstihdam mı artıyor? Belki.
Ama bir süre sonra Türkiye sadece ucuz iş gücü olarak anılmaya başlarsa, yerli sanayileşme biter, beyin göçü artar, TL daha da değersizleşir.
Bu sürecin sonunda Türkiye kaybeden olabilir.
Vergi savaşları küresel ekonomiyi sarsarken, Türkiye bu savaşın kurbanı mı yoksa yeni stratejik yıldızı mı olacak, bunu zaman gösterecek. Ama şu an için tablo net: İki büyük güç çatışıyor, fatura Türkiye’nin ucuz kaynaklarına kesiliyor.
Haber: Serkan Çakar