Hayatımda hiç “Bir oturuşta tüm bölümleri izlerim” deyip bu kadar pişman olacağımı düşünmemiştim. Sırtıma yastık dayayıp kahvemi almıştım, ama kahve bitti, heyecan gelmedi. Tabii ki bazı sahnelerde umutlandım ama sonra senaryo bana hafif bir tebessümle fısıldadı: “Sen bekle, daha çok hayal kırıklığı var.”
Öncelikle hakkını teslim edelim: Aras Bulut İynemli, “Ben bir karakteri alır, harmanlar, duygudan duyguya sürüklerim” diyor ve gerçekten de sürüklüyor. Adam öyle bakıyor ki ekranın karşısında “Vay be, Devran ne çekmiş!” diyorsunuz. Ama senaristler de tam o sırada giriyor devreye ve “Devran ne çekmiş, peki biz neler izliyoruz?” sorusunu sorduruyor. Uğur Polat zaten sahnede yürümüyor, adeta oyunculuk dersi veriyor. Taner Ölmez’in sessiz sertliği desen ayrı bir performans zirvesi. Ama ne yazık ki iyi oyuncular kötü yazılmış bir hikâyeyle, sanki Ferrari’yi stabilize yolda sürüyor gibi hissediliyor.
Şimdi dürüst olalım: Dizinin konusu müthiş bir dizi matematiği vadediyor, ama hikâyenin o matematiği çözemeyip sınıfta kaldığı yerler var. Yani Devran’ın IQ’su yüksek olabilir ama senaryo bazen ikiyle ikiyi toplayıp beş yapıyor. Gergin baba-oğul hesaplaşması klişe sahnelerle dolu. Her sahnede “Acaba burada ne olacak?” diye değil, “Bu sahnede hangi klişe yaşanacak?” diye soruyorsunuz.
Bir noktada flashbackler geldi, gittim kendime ikinci kahveyi yaptım. Flashback hala bitmemişti. Senaristlerin amacı dram katmak mıydı yoksa beni yormak mı, karar veremedim. Hele bazı yan karakterler var ki… Boran karakterinin sahnesi geldiğinde “Aaa hâlâ buradasın, ben unuttum seni” diyesim geliyor. Cesur desen devrim ruhuyla tanıtılmış ama bir sahnede devrimci, bir sahnede sadece “orada” duran adam.
Diziyi bir günde izledim ama o gün benim için 48 saat gibiydi. Oyunculuklar şahane, senaryo ise çay keyfimi bile bozdu. Yine de ikinci sezon çıkarsa izler miyim? Muhtemelen evet. Çünkü oyuncu kadrosuna laf yok. Ama senarist arkadaşlar, lütfen bu kez Devran’ın dehasını bizim de anlayacağımız bir hikâyede kullanın. Zira zekâya değil, dayanıklılığa sınav olduk!
Sevgiyle,
Özgür VATANSEVER