Zakir Avşar’dan Muhalefete Sert Eleştiri: “Darbe Çağrısı Demokrasiye İhanettir”

Yayınlama: 22.10.2025
A+
A-

Prof. Dr. Zakir Avşar, muhalefetin söylemlerini sert bir dille eleştirerek, “darbe” imalarının demokrasiye aykırı olduğunu ve toplumsal ayrışmayı körüklediğini savundu. Avşar, muhalefetin hukuk devleti ilkelerine bağlı kalması gerektiğini vurguladı.

Zakir Avşar’dan Muhalefete Sert Eleştiri: “Darbe Çağrısı Demokrasiye İhanettir”

ANKARA (BHA) – Ankara’dan yükselen sert eleştiri, siyaset kulislerini hareketlendirdi. Prof. Dr. Zakir Avşar, kaleme aldığı makalede ana muhalefet partisinin son dönemdeki söylemlerini hedef alarak, “Darbe çağıran muhalefet mi olur?” sorusunu gündeme taşıdı. Avşar, muhalefetin kullandığı dilin demokrasi ve hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmadığını savundu.

Muhalefetin Söylemleri Hukuk Devletini Tehdit Ediyor mu?

Avşar, yazısında muhalefetin “yolsuzluk ve yozlaşma batağına saplandığını” ve bu durumdan kurtulmak için yanlış yollara başvurduğunu iddia etti. Özellikle, haklarında idari ve yargısal süreçler devam eden kişileri koruma çabalarını eleştiren Avşar, muhalefetin “düşman hukuku” söylemine sığınmasını kabul edilemez buldu. Bağımsız Türk yargısının somut delillerle tutukladığı kişilere “esir” denilmesinin ve Cumhurbaşkanı’na “darbeci”, hükümete “cunta” gibi yakışıksız ifadeler kullanılmasının kabul edilemez olduğunu belirtti.

Peki, Avşar’ın bu sert eleştirileri ne anlama geliyor? Ankara’daki siyasi gözlemcilere göre, bu çıkış, iktidar kanadının muhalefetin söylemlerinden duyduğu rahatsızlığın bir göstergesi. Özellikle son dönemde artan “erken seçim” tartışmaları ve muhalefetin sokak eylemlerine yaptığı vurgu, iktidar cephesinde endişe yaratmış durumda. Avşar’ın yazısı, bu endişeyi dile getiren bir akademik ses olarak yorumlanıyor.

Demokrasilerde Muhalefetin Rolü Ne Olmalı?

Avşar, demokrasilerde muhalefetin rolünün siyasal sistemin denge ve denetleme işlevini yerine getirmek, çoğulculuğun teminatı olmak ve halk egemenliğinin sürdürülebilirliğini sağlamak olduğunu vurguladı. Siyasi partilerin varlık sebebinin iktidara gelmek olduğunu ancak bu sürecin hukukun üstünlüğü ve demokratik süreçlerin sürekliliği içerisinde gerçekleşmesi gerektiğini belirtti. Bu bağlamda, muhalefetin söylem ve eylemlerinde demokratik istikrarı zedeleyici tutumlardan kaçınmasının temel bir yükümlülük olduğunu savundu.

Ankara’da konuştuğumuz emekli bir siyasetçi, bu konuda şunları söyledi: “Muhalefetin görevi, iktidarın hatalarını eleştirmek, alternatif politikalar sunmak ve halkın sorunlarına çözüm bulmaktır. Ancak bunu yaparken, ülkenin huzurunu ve istikrarını bozacak, toplumu ayrıştıracak söylemlerden kaçınmak gerekir. Aksi takdirde, muhalefet kendi meşruiyetini de sorgulanır hale getirir.”

Hukuk Devleti İlkesi ve Muhalefetin Sorumluluğu

Hukuk devletinin yasaların üstünlüğünü, keyfilikten uzak yönetimi ve temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınmasını esas aldığını hatırlatan Avşar, bu ilkenin sadece iktidarın değil, muhalefetin de riayet etmesi gereken bir ilke seti olduğunu vurguladı. Muhalefetin, iktidarı eleştirirken hukuk devletini aşındıran ve demokratik süreçleri işlevsizleştirmeye yönelik söylemlerden kaçınması gerektiğini belirtti. Meşru siyasal rekabetin sınırlarının, hukuka ve demokratik ilkelere sadakatle çizildiğini ifade etti.

Peki, muhalefet bu eleştirilere ne cevap verecek? CHP Genel Merkezi’nden henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Ancak, parti içinden bazı isimler, Avşar’ın eleştirilerinin “yersiz ve maksatlı” olduğunu savundu. Bir CHP milletvekili, “Bizim amacımız, ülkeyi daha iyi bir yere getirmek. Hukuksuzluklara, yolsuzluklara ve adaletsizliklere karşı mücadele etmek. Bunu yaparken de, her türlü demokratik hakkımızı kullanacağız” şeklinde konuştu.

Toplumsal Barış ve Siyasi Sorumluluk

Avşar, muhalefetin rolünün toplumsal talepleri demokratik süreçlere taşımak ve siyasal çözüm önerileri üretmek olduğunu belirtirken, seçim dışı yöntemlere kapı aralayan çağrıların toplumsal barışı tehdit eden ve demokratik siyaset alanını daraltan riskli bir zemin oluşturduğunu ifade etti. Siyasi aktörlerin söylemlerinin, kitlesel mobilizasyon yetenekleri nedeniyle sorumluluk taşıdığını vurgulayan Avşar, gerilimi yükseltmeye yönelik bir dilin, toplumsal ayrışmayı derinleştirerek kutuplaşmayı beslediğini ve ülkenin istikrarını zedelediğini savundu.

Bu nedenle iktidar eleştirisi yapılırken kullanılan dilin, hukuk ve demokrasi sınırlarında kalmasının, muhalefetin meşruiyeti açısından kritik önem taşıdığını vurgulayan Avşar, muhalefetin iktidarı eleştirirken, kendi iç pratiğinde hukuk devleti ve demokrasiye bağlılığı hiçbir suretle gösterememesinin ciddi bir iç tutarsızlık sorunuyla karşı karşıya olduğunu gösterdiğini iddia etti.

Sonuç olarak, Prof. Dr. Zakir Avşar’ın bu sert eleştirileri, Türk siyasetinde yeni bir tartışma başlatmış durumda. Muhalefetin bu eleştirilere nasıl bir cevap vereceği ve siyasi atmosferin nasıl şekilleneceği merakla bekleniyor. Ankara’nın nabzı, önümüzdeki günlerde bu tartışmalarla daha da ısınacağa benziyor.

REKLAM VERMEK İÇİN ARAYIN
0532 659 8130