Prof. Dr. Avşar’dan Muhalefete Sert Eleştiri: “Darbe Söylemi Yersiz ve Anlamsız”

Yayınlama: 16.10.2025
A+
A-

Prof. Dr. Zakir Avşar, muhalefetin yolsuzluk operasyonlarına karşı geliştirdiği söylemleri eleştirerek, “darbe” ithamlarının yersiz olduğunu savundu. Avşar, Türkiye’nin demokratikleşme sürecinde önemli adımlar attığını ve yargının bağımsızlığının her zamankinden daha güçlü olduğunu vurguladı.

Prof. Dr. Avşar’dan Muhalefete Sert Eleştiri: “Darbe Söylemi Yersiz ve Anlamsız”

Özet: Prof. Dr. Zakir Avşar, muhalefetin yolsuzluk operasyonlarına karşı geliştirdiği söylemleri eleştirerek, “darbe” ithamlarının yersiz olduğunu savundu. Avşar, Türkiye’nin demokratikleşme sürecinde önemli adımlar attığını ve yargının bağımsızlığının her zamankinden daha güçlü olduğunu vurguladı.

Ankara – Başkent Haber Ajansı’na (BHA) konuşan Prof. Dr. Zakir Avşar, “Hafıza Tazeleme Rehberi” başlıklı yazısında, Türkiye’deki siyasi tartışmalara dair çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Özellikle muhalefetin son dönemde sıklıkla dile getirdiği “yargı darbesi” iddialarına sert tepki gösteren Avşar, bu söylemlerin gerçeği yansıtmadığını ve Türkiye’nin demokratik kazanımlarına zarar verdiğini savundu.

Türkiye’nin Demokratikleşme Süreci ve Muhalefetin Yaklaşımı

Avşar, Türkiye’nin demokratikleşme sürecinin sadece seçim sandığına indirgenemeyeceğini, aynı zamanda kamu hizmetlerinin yaygınlaştırılması, sosyal devletin güçlendirilmesi ve milli iradenin etkin bir şekilde temsil edilmesiyle de genişlediğini belirtti. Ancak, muhalefetin kendi içindeki yolsuzluk iddialarına yönelik soruşturmalara karşı takındığı tavrı eleştirdi. Bu tür soruşturmaların “darbe” olarak nitelendirilmesinin kabul edilemez olduğunu vurguladı.

“Muhalefetin bu yaklaşımları dikkatle değerlendirilmelidir,” diyen Avşar, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in “yargı kararlarını tanımayacakları” yönündeki açıklamalarını “zirve zırva” olarak nitelendirdi. Ardından, soruşturmayı yürüten başsavcıyı hedef almanın ve hakkında asılsız iddialarda bulunmanın kabul edilemez olduğunu sözlerine ekledi.

Hukukun Üstünlüğü Yerine Hukuku Değersizleştirme Çabası

Prof. Dr. Avşar, muhalefetin yolsuzluk soruşturmalarından sıyrılmak için hukukun üstünlüğüne saygı göstermek yerine, hukuku değersizleştirmeye çalıştığını iddia etti. Yolsuzluk ve yozlaşmayı meşrulaştırma girişimlerinin demokrasiye zarar verdiğini savunan Avşar, bu tür suçlamaların siyasi meşruiyeti ve devletin demokratik reflekslerini hedef aldığını ifade etti.

Avşar’a göre, Türkiye darbe ve müdahale dönemlerini geride bırakmış, sandığın ve milletin iradesinin üstünlüğünü tesis etmiş bir ülke. Yolsuzlukla mücadele için hukuksal süreçlerin işlemesini “darbe”, “cunta” veya “otoriterleşme” gibi kavramlarla ilişkilendirmek, bu kazanımlara gölge düşürmek anlamına geliyor.

Yolsuzlukla Mücadele ve Halkın Devlete Güveni

Demokratik devletlerde yolsuzlukla mücadelenin, halkın devlete olan güveninin temel taşı olduğunu vurgulayan Avşar, bu mücadelenin yargının bağımsız ve tarafsız bir şekilde işlemesini, kamu gücünü kullananların hesap verebilmesini, kamusal kaynakların denetlenmesini ve kamu vicdanının rahatlatılmasını amaçladığını belirtti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) başta olmak üzere bazı CHP’li belediyelerde yürütülen operasyonların da bu çerçevede, hukukun çizdiği sınırlarda ve delillere dayalı olarak yürütüldüğünü ifade etti.

Avşar, hiçbir demokraside yolsuzluk soruşturmalarının “yargısal darbe” veya “siyasi darbe” olarak nitelendirilemeyeceğini, aksi takdirde yolsuzluk yapanların dokunulmazlığının ilan edilmiş olacağını savundu. Bu durumun hukuk devleti ilkesine değil, imtiyazlı bir sisteme yol açacağını söyledi.

“Seçimle Geldik, Bize Dokunamazsınız” Anlayışı

Muhalefetin sıklıkla tekrarladığı “seçimle geldik, bize dokunamazsınız” anlayışının demokratik sistemin doğasına aykırı olduğunu belirten Avşar, sandığın yöneticilere meşruiyet sağladığını, ancak bu meşruiyetin sınırsız bir dokunulmazlık anlamına gelmediğini vurguladı. Seçimle gelen yöneticilerin de hukukun, etik kuralların ve kamunun denetimine tabi olduğunu hatırlattı. Bir belediye başkanının halkın oyuyla seçilmiş olsa da kamu kaynaklarını şahsi çıkarları için kullandığında artık sadece bir yerel yönetici değil, hukuk karşısında sorumlu bir kamu görevlisi olduğunu ifade etti.

Türkiye’nin Demokratik Birikimi ve Reform Süreçleri

Türkiye’nin son 20 yılda ekonomik, askeri, diplomatik alanda olduğu gibi demokratik kültürde de önemli bir birikim oluşturduğunu belirten Avşar, tek partili dönemden çok partili sisteme, darbe dönemlerinden sivil siyasetin yükselişine, vesayetçi yapılardan reformcu anayasa süreçlerine kadar Türkiye’nin her yönüyle olgunlaşan bir demokrasi örneği olduğunu söyledi. AK Parti’nin öncülüğünde kurumsallaşan reformların, Türkiye’yi “otoriterleşme” değil, tam tersine “hesap verilebilirlik” zeminine taşıdığını vurguladı.

“Darbe Söylemi Yersiz ve Anlamsız”

Avşar, muhalefetin başvurduğu “darbe” söyleminin yersiz ve anlamsız olduğunu yineleyerek, siyasi meşruiyet krizi yaşayan bir muhalefetin, halkın gündeminden kopuk bir şekilde yolsuzluk iddialarına karşı “tehdit” retoriği ürettiğini savundu. Bu retoriğin içinin boş olduğunu, ortada siyasi veya silahlı bir müdahale olmadığını, sivil siyaseti tasfiye eden bir yapı olmadığını ve yargının iradesine el koyan bir vesayet sistemi olmadığını ifade etti. Avşar, Türkiye’de yargının bugün ilk kez bu kadar cesur, şeffaf ve bağımsız bir şekilde hareket edebildiğini sözlerine ekledi.

Prof. Dr. Zakir Avşar’ın bu açıklamaları, Türkiye’deki siyasi tartışmaların ve yolsuzluk soruşturmalarının seyrini etkileyecek gibi görünüyor. Muhalefetin bu eleştirilere nasıl bir yanıt vereceği ise merak konusu.

REKLAM VERMEK İÇİN ARAYIN
0532 659 8130