Türkiye, enerji alanında dışa bağımlılığı azaltmak ve sürdürülebilir kaynaklara yönelmek amacıyla yerli nükleer reaktör geliştirme çağrısı başlattı. Bu hamle, ülkenin enerji güvenliğini güçlendirme ve çevresel hedeflere ulaşma yolunda önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

Türkiye’den Enerji Bağımsızlığına Dev Adım: Yerli Nükleer Reaktör Çağrısı

Ankara, 8 Ekim 2025 – Türkiye, enerji alanında tarihi bir adım atarak yerli nükleer reaktör geliştirme çalışmalarını resmen başlattı. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın sosyal medya üzerinden yaptığı duyuruyla kamuoyuna açıklanan bu çağrı, ülkenin enerji bağımsızlığı ve sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasında kritik bir rol oynayacak.

Yerli Üretimle Enerji Güvenliği

Bakan Kacır, yaptığı açıklamada, Milli Teknoloji Hamlesi’nin bir parçası olarak savunma sanayisinden yapay zekaya, kimyadan çelik üretimine kadar birçok alanda artan enerji ihtiyacının yerli, karbonsuz ve sürdürülebilir kaynaklarla karşılanmasının amaçlandığını vurguladı. Bu kapsamda başlatılan ‘Yerli Nükleer Reaktör Geliştirilmesi Çağrısı’ ile Türkiye’nin enerji güvenliğinin güçlendirilmesi, dışa bağımlılığın azaltılması ve net sıfır emisyon hedefine katkı sunulması hedefleniyor.

Kacır, “Yüksek teknolojiye sahip reaktörleri, Türk sanayisinin yerli üretim kapasitesi, TENMAK ve TÜBİTAK enstitülerimiz ile üniversitelerimizin katkısıyla ülkemize kazandıracağız,” ifadelerini kullandı. Bu açıklama, projenin sadece bir enerji üretim hamlesi olmanın ötesinde, yerli sanayinin gelişimine de önemli katkılar sağlayacağının bir işareti olarak yorumlandı.

Başvurular Başladı, Gözler 31 Aralık’ta

Çağrıya başvurular, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın resmi internet sitesi üzerinden (rip.sanayi.gov.tr) 31 Aralık 2025 tarihine kadar yapılabilecek. Bu süreçte, yerli ve yabancı yatırımcıların, mühendislik firmalarının ve akademisyenlerin projeye yoğun ilgi göstermesi bekleniyor. Ankara’da konuştuğumuz bir enerji uzmanı, “Bu çağrı, Türkiye’nin enerji sektöründe yeni bir sayfa açacak potansiyele sahip. Özellikle yerli sanayinin bu projeye dahil olması, uzun vadede çok önemli kazanımlar sağlayacaktır,” dedi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz’dan Destek Mesajı

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz da sosyal medya üzerinden yaptığı değerlendirmede, yerli nükleer reaktör geliştirme çağrısının Türkiye için hayırlı olmasını dileyerek, savunma sanayisinde elde edilen başarının yeni stratejik alanlara yayılacağını belirtti. Yılmaz, Orta Vadeli Program’da enerjinin stratejik bir öncelik olduğunu vurgulayarak, “Yerli ve temiz enerji alanında atılacak her adım, çevresel sürdürülebilirlik hedefimize hizmet etmenin yanı sıra cari açığın azalmasına ve makroekonomik istikrara katkı sağlar,” dedi.

Yılmaz’ın bu açıklamaları, hükümetin yerli nükleer enerji projesine verdiği önemi ve desteği açıkça ortaya koyuyor. Özellikle cari açığın azaltılması ve makroekonomik istikrarın sağlanması hedefleriyle projenin ne kadar stratejik bir öneme sahip olduğu vurgulanıyor.

Peki Bu Ne Anlama Geliyor? Vatandaş Ne Diyor?

Bu çağrı, aslında Türkiye’nin enerji politikalarında bir dönüm noktası anlamına geliyor. Yıllardır dışa bağımlı bir enerji politikası izleyen Türkiye, bu projeyle birlikte kendi kaynaklarını kullanarak enerji üretme yolunda önemli bir adım atmış oluyor. Peki, bu durum vatandaşın cebine nasıl yansıyacak? Ankara sokaklarında mikrofon uzattığımız vatandaşlar, bu projeden umutlu olduklarını dile getiriyor. “Elektrik faturaları artık dayanılmaz hale geldi. İnşallah bu proje sayesinde daha ucuz ve temiz enerjiye kavuşuruz,” diyen bir emekli vatandaş, projenin bir an önce hayata geçirilmesini temenni ediyor.

Elbette, nükleer enerji santrallerinin güvenliği ve çevresel etkileri konusunda endişeler de yok değil. Ancak yetkililer, en modern teknolojilerin kullanılacağını ve tüm uluslararası güvenlik standartlarına uyulacağını belirtiyor. Bu konuda şeffaf bir iletişim politikası izlenmesi, vatandaşların endişelerini gidermede önemli bir rol oynayacak.

Savunma Sanayisindeki Başarı, Enerjiye İlham Veriyor

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz’ın da belirttiği gibi, savunma sanayisindeki son yıllardaki başarılar, enerji ve sağlık gibi diğer stratejik alanlarda da benzer atılımların yapılabileceğine dair inancı artırıyor. Özellikle yerli üretim ve teknoloji geliştirme konusunda kazanılan deneyimler, nükleer reaktör projesinin hayata geçirilmesinde önemli bir avantaj sağlayacak.

Ankara’da konuştuğumuz bir mühendis, “Savunma sanayisinde elde ettiğimiz başarılar, bize özgüven verdi. Artık daha büyük hedeflere yönelebiliriz. Nükleer enerji, zorlu bir alan ama Türk mühendisleri ve bilim insanları bu zorluğun üstesinden gelebilecek kapasitede,” dedi.

Sonuç olarak, Türkiye’nin yerli nükleer reaktör geliştirme çağrısı, sadece bir enerji projesi olmanın ötesinde, ülkenin teknolojik bağımsızlığı ve ekonomik kalkınması için de önemli bir fırsat sunuyor. Bu süreçte, yerli sanayinin, üniversitelerin ve araştırma kuruluşlarının işbirliği içinde çalışması, projenin başarısı için kritik bir öneme sahip olacak. Gözler şimdi 31 Aralık’ta, bakalım bu tarihi çağrıya kimler yanıt verecek?