Bakü’de düzenlenen Türk Dünyası Ticaret Fuarı, farklı sektörlerden birçok firmayı bir araya getirirken, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) fuardaki güçlü duruşu dikkat çekti. Murat Anar, fuarın Türk dünyası için ticari ve diplomatik bir zafer olduğunu belirtti.
ANKARA-BHA (11 Eylül 2025) – Aygün Aliyeva’nın organizatörlüğünde düzenlenen “Türk Dünyası Ticareti” fuarı, 10-12 Haziran tarihleri arasında Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de kapılarını açtı. Bakü Expo Merkezi’nde gerçekleşen fuar, sadece bir ticaret etkinliğinden öte, Türk dünyası için önemli bir buluşma noktası oldu. Fuarı yakından takip eden Murat Anar, kaleme aldığı inceleme yazısında organizasyonu “Fuardan Öte” olarak nitelendirdi ve fuarın özellikle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) için diplomatik bir zafer anlamı taşıdığını vurguladı.
Fuar, Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Macaristan, Pakistan ve Çin gibi geniş bir coğrafyadan katılımcıları ağırladı. Tarım, inşaat, organik ürünler, mobilya, otomobil yedek parçaları ve doğal sağlık ürünleri gibi 20’den fazla sektörde faaliyet gösteren yüzden fazla firma, fuarda stant açarak ürünlerini sergileme ve iş bağlantıları kurma fırsatı buldu. Fuarın bu denli geniş bir yelpazeye hitap etmesi, Türk dünyası arasındaki ticaret potansiyelini gözler önüne serdi.
Murat Anar’ın değerlendirmesine göre, fuarın en dikkat çekici ülkesi Özbekistan oldu. Kurduğu stantlar, başarılı pazarlama stratejileri ve görsel sunumlarıyla Özbekistan, fuara damgasını vurdu. Tekstilden ayakkabıya, otomobilden altına kadar birçok sektörde ürünlerini sergileyen Özbekistan, Cumhurbaşkanı yardımcısı düzeyinde bir heyetle fuara katılım gösterdi. Anar, Özbekistan’ın Türk dünyası ticaretinde zamanla daha da önemli bir konuma geleceğini öngörüyor. Özbekistan’ın bu denli iddialı bir şekilde fuarda yer alması, ülkenin ekonomik büyüme hedeflerine paralel bir strateji olarak değerlendirilebilir.
Fuarın en önemli sonuçlarından biri, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) sergilediği başarılı performans oldu. KKTC’nin standı, organizasyonun mimarı Aygün Aliyeva’nın stratejik yaklaşımı sayesinde Macaristan’ın standıyla yan yana konumlandırıldı. Bu durum, Macaristan’ı istemese de KKTC ile muhatap olmak zorunda bıraktı. KKTC Başbakanı, Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı, Ekonomi Bakanı gibi üst düzey yetkililer fuarda hazır bulundu. Murat Anar’a göre, KKTC’nin bu denli yüksek düzeyde bir katılımla fuarda yer alması, milyonlarca dolar harcayarak elde edilemeyecek bir tanıtım fırsatı yarattı. KKTC, fuarda “Biz Türk Devletlerinin ayrılmaz bir parçasıyız, Türk dünyasında varız ve var olmaya devam edeceğiz” mesajını tüm dünyaya duyurdu. KKTC’nin bu kararlı duruşu, Türk dünyası adına önemli bir mesaj olarak algılandı.
Aygün Aliyeva’nın “Bir sonraki fuarımız Özbekistan’da, ondan sonraki fuarımız da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde olacak” şeklindeki açıklaması, KKTC’nin Türk dünyasındaki yerinin daha da sağlamlaşacağına dair umutları artırdı. Bu açıklama, Azerbaycan başta olmak üzere diğer kardeş Türk devletlerinin KKTC’yi en kısa sürede tanıyacağına olan inancı pekiştirdi.
Murat Anar, yazısında Türkiye’nin fuardaki rolüne de değindi. Türkiye’nin Türk dünyasının beyni konumunda olduğunu belirten Anar, Türkiye’den fuarda daha aktif bir rol oynamasını beklediğini ifade etti. Özellikle Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) ve Türk Yatırım Fonu’nun fuara daha fazla destek vermesi gerektiğini vurgulayan Anar, Türkiye başta olmak üzere TDT üyesi ülkelerin 1.9 trilyon dolarlık ticaret hacminin neden 43 milyon dolarda kaldığını sorgulaması gerektiğini belirtti. Türk Ticaret Fuarı’nın incelenmesi ve bu fuarın Türk dünyasına kattıklarının göz ardı edilmemesi gerektiğini savundu.
Anar’a göre, Türk devletleri ekonomik yönden gelişmediği ve ticaret kapasitelerini artırmadığı sürece “Türk Birliği” fikri romantizmden öteye geçemez. Son 10 yıldır atılan adımlar olumlu olsa da, 1.9 trilyon dolarlık ticaret hacmi ile 43 milyon dolarlık ticaret hacmi arasındaki uçurumun kapatılması gerekiyor. Türk Devletleri Teşkilatı’na üye ülkelerin kendi aralarındaki ticaret hacmini, Birlik dışındaki ülkelerle yaptığı ticaret hacminden düşük tutması durumunda işlerin zorlaşacağını ifade etti.
Murat Anar, II. Türk Ticaret Fuarı’nın başta TRT Avaz olmak üzere Türkiye ve Azerbaycan medyası ile tüm Türk dünyası medyasında geniş yer bulmasının, fuarın önemini bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti. Fuarın “AnewZ” gibi dünyaya hitap eden bir kanalda İngilizce olarak yayınlanması, Rusça yayın yapan televizyon kanallarında ve yazılı basında yer alması, “Türk Birliği” ve Türk Devletleri Teşkilatı’nın tüm dünya tarafından duyulmasını sağladı. KKTC’nin isminin ve katılımının dünyanın gözü önünde zihinlere kazınması, fuarın sadece bir ticaret etkinliği olmaktan öte, Türk dünyası adına ticari ve diplomatik bir zafer anlamına geldiğini gösterdi.
Anar, Aygün Aliyeva’ya açık çağrıda bulunarak, Türk dünyasını Turizm ve Yatırım Fuarı’nda da bir araya getirmesini ve bu alandaki büyük bir eksikliği gidermesini önerdi. Türkiye’nin Türk Birliği’nin beyni konumunda olduğunu ve bu birliğin büyümesi için daha fazla çaba göstermesi gerektiğini vurguladı. Türk Ticaret Fuarı’nın yetkililerin dikkatini çekmesi ve desteklenmesi gerektiğini belirten Anar, TİKA ve ilgili bakanlıkların yerli ve milli markaları teşvik ederek fuara katılımlarını sağlaması gerektiğini ifade etti. Milli otomobil markası TOGG’un Türk Devletleri Teşkilatı’na üye ülkelerin sokaklarında neden olmaması gerektiğini sorgulayan Anar, Türkiye’nin bu konuda daha aktif bir rol oynaması gerektiğini savundu.
Türk Devletleri Teşkilatı’nın Türk dünyasının tamamına hitap eden Türk Ticaret Fuarı’nı mutlaka değerlendirmesi ve desteklemesi gerektiğini belirten Anar, Türk Yatırım Fonu’nun da bu fuara ilgi göstermesi gerektiğini ifade etti. Türk devletlerinin hem Aygün Aliyeva’yı daha güzel fuarlar yapması için desteklemesi, hem de fuara katılacak firmalarını desteklemesi gerektiğini vurguladı. Bir kişinin kendi çabalarıyla ve az destekle bu işi yapmasının önemli olduğunu, ancak bu fuarlara Türk Devletleri Teşkilatı ülkelerinin her birinin sahip çıkmasının daha da önemli olduğunu belirtti. Bu kadarının bile dünyaya “Türk Birliği”ni duyurduğunu, gerekli destek verildiği takdirde “Turan”ın mührünü dünya ticaretine vurmanın artık hayal olmadığını sözlerine ekledi.