Ankara’da gerçekleşen zirvede, Türk dünyası sivil toplum kuruluşları ilk kez iktidarla bir araya geldi. Ortak sorunlara çözüm arayışı ve birlik hedefi masaya yatırıldı.

Türk Dünyası STK’ları Ankara’da Buluştu: Birlik Yolunda Yeni Adımlar mı?

Ankara, 12 Haziran 2025… Türk dünyası için çalışan sivil toplum kuruluşları adına tarihi bir gün yaşandı. 200’den fazla STK temsilcisi, başkentte düzenlenen zirvede bir araya geldi. Bu buluşma, STK’ların ilk defa iktidarla doğrudan temas kurması ve sorunlarını devletin ilgili mercilerine iletebilmesi açısından büyük önem taşıyor. Peki, bu zirve Türk Birliği fikrine giden yolda somut adımlar atılmasını sağlayacak mı?

Türk Birliği Artık Devlet Politikası mı Oluyor?

Zirvenin en çok konuşulan konularından biri, Türk Birliği’nin devlet politikası haline gelip gelmeyeceğiydi. Cumhur İttifakı’nın önde gelen isimleri, bu konuda önemli mesajlar verdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Türk Dünyasının kederi ortak, sevinci ortak, geleceği de ortak olmalıdır” sözleri, bu birliğe verilen önemi açıkça gösteriyor. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli’nin de Türk milliyetçiliğinin sembolü olarak bu konuya verdiği destek, beklentileri artırıyor. 250 milyondan fazla nüfusa sahip, 1.9 milyar dolar ticaret hacmi olan bu büyük coğrafyanın bir araya gelmesi, uzun zamandır dillendirilen bir arzu. Artık bu arzunun somut adımlarla hayata geçirilmesi bekleniyor. “Turan” ülküsüyle büyüyen nice nesillerin hayallerinin gerçekleşme vakti geldi mi?

Hepimiz biliyoruz ki, bu birlik kolay kurulacak bir şey değil. Farklı coğrafyalarda, farklı siyasi sistemlerde yaşayan Türk topluluklarının ortak bir paydada buluşması zaman alacak. Ama bu zirve, en azından başlangıç için umut verici bir adım oldu.

Kürşad Zorlu Faktörü: AK Parti’nin Türk Dünyası Hamlesi

AK Parti bünyesinde kurulan Türk Devletleri İlişkiler Başkanlığı ve bu başkanlığa getirilen Prof. Dr. Kürşad Zorlu, zirvenin önemli aktörlerinden biriydi. Zorlu’nun göreve gelmesiyle birlikte, başkanlık makamında gözle görülür bir hareketlilik yaşanıyor. Türk dünyasıyla ilgili her konuda, her kesimden insanın uğrak yeri haline gelmiş durumda. Anlaşılan o ki, Kürşad Bey istişareye önem veriyor, farklı fikirleri dinliyor ve notlar alıyor. “Ben zaten her şeyi bilirim” havasında değil, aksine Türk dünyası için faydalı olacak her türlü fikre açık olduğunu gösteriyor. AK Parti Genel Merkezi’nde bulunmasına rağmen, Türk Devletleri İlişkiler Başkanlığı adeta bir bakanlık gibi çalışıyor. Bu durum, AK Parti’nin Türk dünyasına verdiği önemi net bir şekilde ortaya koyuyor.

Vakit Daralıyor Kürşad Hocam!

Ancak, bir de uyarı yapmadan geçmeyelim. Kürşad Hoca’mızın omuzlarındaki yük ağır. Türk dünyası sivil toplumu, kendisinden büyük beklentiler içinde. Eğer bu beklentiler karşılanmazsa, alınan kararlar sadece lafta kalırsa, o zaman bu umutlar da suya düşer. O yüzden, Kürşad Zorlu’nun işi gerçekten “ZORLU”. Ama bahane üretme lüksü yok. Çünkü elinde, Türk dünyası ideali için kendini adamış, yetişmiş müthiş bir güç var. Eğer Kürşad Bey bu gücün önüne düşerse, o güç “Turan” için seve seve “çeri” olur. Bu güç düşüncede, medyada, sivil toplumda, ticarette… Yeter ki, doğru yönlendirilsin.

Zirveden Çıkan Sonuç Bildirgesi: Vaatler ve Beklentiler

Zirvenin sonunda 10 maddelik bir sonuç bildirgesi yayınlandı. Merak edenler, “Türk Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Zirvesi” başlığıyla internette arama yaparak bu bildirgeye ulaşabilirler. Bildirgede, Türk dünyasıyla ilgili sivil toplum örgütlerinin etkinliğinin artırılması, ortak veri tabanı oluşturulması, Türk dünyasının ortak vize, göç, oturum ve çalışma izinleri sorunlarına çözüm aranması, ortak alfabe çalışmaları, Türk Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları zirvesinin kurumsallaştırılması gibi önemli konular yer alıyor. Bu 10 madde, Türk dünyası için yeterli mi? Belki değil. Ama bu 10 maddenin bile hayata geçmesi, büyük bir zafer olacaktır. Özellikle Türk Dünyası sivil toplum örgütlerinin destekleyici değil, Türk Dünyası’na yön veren, sonuç odaklı ve dönüştürücü bir güç olarak tanımlanması, oluşan yeni vizyonun kamuoyuna ilanıdır. Bakalım, bu kararlar sadece kağıt üzerinde mi kalacak, yoksa hayata geçirilecek mi? Türk dünyası kamuoyu olarak, gelişmeleri yakından takip ediyoruz.

Sonuç olarak, Ankara’daki zirve Türk dünyası için bir dönüm noktası olabilir. Ancak, bu potansiyelin gerçeğe dönüşmesi için somut adımlar atılması ve verilen sözlerin tutulması gerekiyor. Aksi takdirde, bu zirve de diğerleri gibi sadece bir “hatıra fotoğrafı” olarak kalacaktır.