Ayasofya-i Kebir Camii, 2020’de yeniden ibadete açılmasının ardından beş yılda yaklaşık 40 milyon ziyaretçiyi ağırladı. Hem ibadet hem de kültürel miras olarak yaşatılan yapı, yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı olmaya devam ediyor.
İstanbul, 28 Ağustos 2025 – İstanbul’un tarihi silüetinin ayrılmaz bir parçası olan Ayasofya-i Kebir Camii, yeniden ibadete açıldığı 2020 yılından bu yana adeta ziyaretçi akınına uğruyor. Fetihten sonra 481 yıl boyunca cami olarak hizmet veren ve 1934’te müzeye dönüştürülen yapı, 86 yıllık hasretin ardından 24 Temmuz 2020’de kılınan ilk cuma namazıyla yeniden cami statüsüne kavuşmuştu. Aradan geçen beş yılda, Ayasofya’yı ziyaret edenlerin sayısı 40 milyona yaklaştı. Bu rakam, yapının sadece bir ibadethane değil, aynı zamanda önemli bir kültürel miras ve turistik cazibe merkezi olduğunu da gözler önüne seriyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün koordinasyonunda yürütülen çalışmalarla Ayasofya Camii, hem Müslümanlar için bir ibadet mekânı hem de tüm dünya için korunması gereken bir kültürel miras olarak yaşatılıyor. Yetkililer, yapının tarihi dokusunu korurken, ziyaretçilerin de en iyi şekilde ağırlanması için titizlikle çalıştıklarını belirtiyor. Özellikle pandemi sonrası dönemde artan ziyaretçi ilgisi, yönetimi daha da dikkatli olmaya sevk ediyor.
Peki, böylesine yoğun bir ziyaretçi akını yaşanırken, ibadet edenlerin huzuru nasıl korunuyor? Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden yapılan açıklamaya göre, yapının alt katı Müslümanların ibadetine ayrılmış durumda. Üst kat galeri bölümü ise yabancı turistlerin ziyaretine açık tutuluyor. Bu düzenlemeyle hem ibadet edenler rahatça ibadetlerini yerine getirebiliyor, hem de turistler yapının tarihi ve kültürel zenginliğini keşfedebiliyor.
Ayasofya Camii’nin UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alması, yapının korunması ve gelecek nesillere aktarılması sorumluluğunu da beraberinde getiriyor. UNESCO’nun önerileri doğrultusunda hazırlanan ziyaretçi yönetim planı çerçevesinde, yabancı turistlere çok dilli rehberler eşliğinde bilgilendirme yapılıyor. Bu sayede ziyaretçiler, yapının tarihi ve kültürel önemi hakkında doğru ve kapsamlı bilgi edinebiliyor. Rehberler, ziyaretçilere Ayasofya’nın Bizans döneminden Osmanlı’ya uzanan zengin tarihini aktarırken, yapının mimari özelliklerini ve sanatsal değerini de vurguluyorlar.
Ayasofya-i Kebir Camii’nin yeniden ibadete açılmasıyla birlikte, yapının tarihi rolünü yeniden üstlendiği belirtiliyor. Sadece bir ibadethane olmanın ötesinde, aynı zamanda bir ilim ve kültür merkezi olarak da faaliyet gösteriyor. Cami bünyesinde düzenlenen çeşitli etkinlikler ve seminerlerle, hem İslam dini hakkında bilgi veriliyor, hem de farklı kültürler arasında diyalog kurulmasına katkı sağlanıyor. Özellikle gençlerin ilgisini çekmek amacıyla düzenlenen programlar, Ayasofya’nın gelecekte de önemli bir merkez olarak kalmasını hedefliyor.
İstanbul’un manevi ve kültürel hafızasında önemli bir yere sahip olan Ayasofya-i Kebir Camii, hem ibadet yeri hem de kültürel ve manevi rehberlik noktası olarak kentin en çok ziyaret edilen yapılarından biri olmaya devam ediyor. Yerli ve yabancı turistlerin akın akın ziyaret ettiği Ayasofya, İstanbul’un kalbinde bir maneviyat durağı olarak varlığını sürdürüyor. Cami çevresindeki esnaf da bu yoğun ilgiden memnun. Özellikle hediyelik eşya satan dükkanlar ve yöresel lezzetler sunan restoranlar, ziyaretçi akınının bereketiyle yüzleri gülüyor.
Geçtiğimiz günlerde Ayasofya’yı ziyaret eden Ayşe Teyze, “Yıllardır buraya gelmek istiyordum. Sonunda hayalim gerçek oldu. İçeri girince bambaşka bir atmosfere büründüm. Hem hüzünlendim, hem de gurur duydum. Bu tarihi yapıyı görmek, her Türk vatandaşının yaşaması gereken bir deneyim,” dedi.
Uzmanlar, Ayasofya’nın bu denli ilgi görmesinin nedenini, yapının hem tarihi hem de dini açıdan taşıdığı öneme bağlıyor. Ayasofya, Bizans İmparatorluğu’nun en önemli yapılarından biri olmasının yanı sıra, Osmanlı İmparatorluğu döneminde de cami olarak hizmet vermiş ve İslam dünyası için de büyük bir öneme sahip. Bu nedenle, farklı inanç ve kültürlerden insanların ilgisini çekmeyi başarıyor.
Önümüzdeki yıllarda da Ayasofya-i Kebir Camii’nin ziyaretçi sayısının artmaya devam etmesi bekleniyor. Yetkililer, yapının tarihi dokusunu koruyarak, ziyaretçilere en iyi hizmeti sunmak için çalışmalarına aralıksız devam edeceklerini belirtiyorlar.