Türkiye Havacılıkta Eğitim Üssü Olabilir mi? Uzmanlar Umutlu

Yayınlama: 15.08.2025
A+
A-

KKTC’de düzenlenen havacılık kongresinde Türkiye’nin havacılık eğitimindeki potansiyeli masaya yatırıldı. Uzmanlar, doğru adımlarla Türkiye’nin bu alanda önemli bir merkez haline gelebileceğini vurguladı.

Türkiye Havacılıkta Eğitim Üssü Olabilir mi? Uzmanlar Umutlu

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, geçtiğimiz Nisan ayında havacılık dünyasının önemli isimlerini ağırladı. Girne Üniversitesi’nin ev sahipliğinde gerçekleşen SafeandGreenTomorrow 2025 Uluslararası Havacılık Kongresi, sektörün geleceğine ışık tuttu. Kongrede, sürdürülebilir havacılık vizyonu çerçevesinde önemli konular ele alındı, fikir alışverişinde bulunuldu. Peki, bu kongreden Türkiye için ne gibi mesajlar çıktı?

Kongrede Öne Çıkanlar: Sürdürülebilirlik ve Eğitim

Kongrenin açılışında KKTC Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı Müsteşarı Enver Öztürk, Girne Amerikan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Serdar Yurtsever gibi isimlerin yanı sıra Türkiye’den de önemli temsilciler yer aldı. İstanbul Nişantaşı Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Uğur Yozgat, TÜBİTAK’tan Dr. Abdullah Zahid Turan ve Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nden Prof. Dr. Himmet Karadal konuşmalarıyla dikkat çekti. Konuşmalarda, havacılık sektörünün geleceği, sürdürülebilirlik ve eğitim konuları ön plana çıktı. Sanki gökyüzü kadar geniş bir vizyon, konuşmacıların sözlerinde yankılanıyordu.

Türkiye’nin Havacılık Eğitimindeki Rolü

Kongreye davetli konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Himmet Karadal, sunumunda Türkiye’nin havacılık eğitimindeki potansiyeline dikkat çekti. Karadal, Türkiye’nin hem mevcut sektör sorunlarına çözüm üretebileceğini hem de sürdürülebilirlik politikalarıyla dünyaya örnek olabileceğini vurguladı. Özellikle eğitim altyapısının bu konudaki stratejik önemine değinen Karadal, Türkiye’nin coğrafi konumu ve gelişmiş altyapısıyla havacılık eğitiminde küresel bir merkez olabileceğini savundu. Sanki Karadeniz’in hırçın dalgaları gibi, Türkiye’nin potansiyeli de bir o kadar güçlü ve keşfedilmeyi bekliyor.

Karadal, İstanbul’un uluslararası havacılıktaki merkezi rolünün yanı sıra Antalya, Aksaray ve Niğde gibi şehirlerin de havacılık eğitim üssü haline gelebileceğini belirtti. “Bu şehirler neden olmasın?” der gibiydi adeta. Özellikle son yıllarda bu bölgelerde yapılan yatırımlar ve artan öğrenci sayıları, Karadal’ın bu öngörüsünü destekler nitelikte.

Havacılık Sektöründeki Büyüme ve Sürdürülebilirlik

Türkiye’de havacılık sektörünün dünya ortalamasına göre üç kat daha hızlı büyüdüğünü belirten Karadal, bu büyümenin sürdürülebilir ve teknolojik temellere dayanmasının önemine işaret etti. Yani, sadece hızlı koşmak değil, doğru yönde koşmak gerekiyor. Çevre dostu teknolojiler, yenilikçi eğitim yaklaşımları ve uluslararası iş birlikleri, bu ivmeyi daha da artırabilir. Bu noktada Türk Dünyası ile geliştirilecek stratejik ortaklıkların bölgesel güç birliğini de beraberinde getireceği vurgulandı.

“Yenilikçi eğitim anlayışı ve sürdürülebilirlik vizyonumuzla, daha güvenli, çevreci ve başarılı bir havacılık geleceğini birlikte inşa edebiliriz.”

Prof. Dr. Himmet Karadal

Karadal, konuşmasının sonunda tüm paydaşları işbirliğine davet etti. Ortak vizyonla hareket ederek Türkiye’nin dünya havacılığına yön verecek bir geleceği inşa edebileceğini söyledi. Bu çağrı, sanki bir orkestra şefinin notaları bir araya getirmesi gibi, tüm sektörün aynı amaç doğrultusunda çalışması gerektiğinin altını çiziyordu.

Peki, Türkiye Bu Potansiyeli Nasıl Gerçeğe Dönüştürebilir?

Kongrede dile getirilen bu umut verici tablo, akıllara şu soruyu getiriyor: Türkiye, havacılık eğitiminde gerçekten küresel bir merkez olabilir mi? Uzmanlara göre bu mümkün. Ancak bunun için bazı adımların atılması gerekiyor. Öncelikle, mevcut eğitim altyapısının güçlendirilmesi ve modern teknolojilerle donatılması şart. Ayrıca, uluslararası standartlarda eğitim veren kurumların sayısının artırılması ve yabancı öğrenci çekme konusunda daha aktif olunması gerekiyor. Örneğin, İngilizce veya diğer yaygın dillerde eğitim veren programların sayısı artırılabilir.

Bunun yanı sıra, sektörle işbirliği içinde uygulamaya yönelik eğitimlerin verilmesi de büyük önem taşıyor. Öğrencilerin teorik bilgilerini pratikle birleştirebilmeleri için staj imkanlarının artırılması ve sektör profesyonellerinin derslere katılması faydalı olabilir. Havacılık sektörünün sürekli geliştiği ve yeniliklerin ardı arkası kesilmediği düşünüldüğünde, eğitim programlarının da bu gelişmelere ayak uydurması gerekiyor.

Sonuç olarak, Türkiye’nin havacılık eğitiminde küresel bir merkez olma potansiyeli oldukça yüksek. Ancak bu potansiyeli gerçeğe dönüştürmek için tüm paydaşların işbirliği içinde çalışması ve doğru stratejilerle hareket etmesi gerekiyor. Gökyüzü sınırsız, yeter ki biz doğru adımları atalım.

REKLAM VERMEK İÇİN ARAYIN
0532 659 8130