Eskişehir’in Seyitgazi ilçesinde çıkan ve günlerdir süren orman yangınında 10 kişi hayatını kaybetti. Şehit düşenlerin 5’i orman işçisi, 5’i ise AKUT gönüllüsü.
Özet: Eskişehir’in Seyitgazi ilçesinde çıkan ve günlerdir süren orman yangını, 10 can aldı. Alevler arasında kalan kahramanların arasında orman işçileri ve AKUT gönüllüleri de bulunuyor. Türkiye, yitirdiği evlatlarına ağlıyor.
Ankara, 24 Temmuz 2025 – Türkiye, yüreğine düşen bir ateşle sarsıldı. Eskişehir’in Seyitgazi ilçesinde günlerdir devam eden ve bir türlü kontrol altına alınamayan orman yangını, acı bir insanlık dramına dönüştü. Alevlerin ortasında mahsur kalan 24 kişilik kurtarma ekibinden 10’u, ne yazık ki hayata tutunamadı. Şehit olanların 5’inin orman işçisi, diğer 5’inin ise AKUT gönüllüsü olduğu belirtildi. Yangın, sadece ormanları değil, tüm Türkiye’nin umutlarını da küle çevirdi.
Olayın vahameti, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın yaptığı açıklamayla daha da netleşti. Bakan Yumaklı, “24 kahraman görevlimiz, aniden yön değiştiren alevlerin arasında kaldı. Maalesef, 10 canımızı kaybettik. Bu büyük acı, hepimizin yüreğini dağladı” dedi. Yön değiştiren alevler… Sanki kaderin acı bir cilvesi gibi, kahramanların umutlarını söndürdü.
Peki, o an neler yaşandı? Alevlerin yön değiştirmesiyle birlikte ekip nasıl bir anda bu kadar çaresiz kaldı? Bu sorular, yetkililer tarafından yürütülen soruşturmanın en önemli noktalarından biri olacak gibi görünüyor.
Hayatını kaybeden orman kahramanlarının ve gönüllülerin isimleri yüreklere kazındı. Şehit düşenler: Sercan Utmi, Hilmi Şahin, Eyip Dereli, Tolunay Kocaman, Enes Kızılyel, Muharrem Can, İlker Onarıcı, Tekin Enes Sarıyıldız, Bayram Eren Arslan ve Alperen Özcan. Her biri, bu toprakların yeşili için canını feda eden birer kahraman.
Bu isimler, sadece birer isim değil. Onlar, arkalarında gözü yaşlı aileler, dostlar ve sevdikler bıraktılar. Onlar, bu ülkenin geleceği için umut besleyen, fedakar insanlardı. Şimdi, onların anıları, Türkiye’nin kalbinde sonsuza dek yaşayacak.
Şehitlerin cenazeleri, Afyonkarahisar Devlet Hastanesi’nden alınarak, Ankara Adli Tıp Kurumu’na getirildi. Burada yapılacak kimlik tespiti ve DNA çalışmaları, acılı aileler için son bir umut ışığı. Ancak, Adli Tıp Kurumu önünde toplanan aileler ve AKUT gönüllülerinin gözyaşları, umudun yerini acıya bıraktığını gösteriyordu.
Adli Tıp önündeki feryatlar, Türkiye’nin dört bir yanından duyuldu. Anneler, babalar, eşler ve çocuklar… Hepsinin yüreği yangın yerine dönmüş, gözlerinden yaş yerine kan akıyordu sanki. Onlar, sadece sevdiklerini değil, bu ülkenin geleceğine duydukları inancı da kaybetmişlerdi.
AKUT Arama Kurtarma Derneği, şehit düşen gönüllüleri için yürek burkan bir mesaj yayımladı. Mesajda, “Aziz şehitlerimiz; Alperen Özcan, Bayram Esen Arslan, İlker Onarıcı, Muharrem Can ve Tekin Enes Sarıyıldız, kahramanca ülkemizin ormanlarını, yeşil vatanı korumak uğruna en yüce bedeli ödeyerek aramızdan ayrıldılar. Her biri AKUT ailemizin çok değerli birer üyesi ve bu toprağın gerçek kahramanıydılar” ifadeleri yer aldı.
Bu veda, sadece AKUT ailesinin değil, tüm Türkiye’nin ortak duygusunu yansıtıyordu. Onlar, bu ülkenin gerçek kahramanlarıydı. Onlar, canlarını hiçe sayarak, başkalarının hayatını kurtarmak için mücadele eden fedakar insanlardı. Onların anıları, AKUT ailesinin ve tüm Türkiye’nin kalbinde sonsuza dek yaşayacak.
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, yangında yaralanan 7 kişiden 6’sının sağlık durumunun iyi olduğunu, ancak bir orman işçisinin yoğun bakımda tedavi gördüğünü açıkladı. Bakan Memişoğlu, “Tüm imkânlarımızı seferber ettik” dedi. Umuyoruz ki, yoğun bakımda tedavi gören orman işçisi de bir an önce sağlığına kavuşur ve ailesine kavuşur.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, yangınla ilgili Eskişehir ve Afyonkarahisar Cumhuriyet Başsavcılıkları tarafından soruşturma başlatıldığını duyurdu. Soruşturmada, ihmal ya da sabotaj ihtimali üzerinde duruluyor. Yangının çıkış nedeni, tüm detaylarıyla araştırılıyor. Bu acı olayın arkasında bir ihmal mi var, yoksa kasıtlı bir sabotaj mı? Bu soruların cevabı, soruşturmanın sonucunda ortaya çıkacak.
Soruşturmanın selameti açısından, tüm detayların titizlikle incelenmesi gerekiyor. İhmal varsa sorumlularının, sabotaj varsa faillerinin en ağır şekilde cezalandırılması, bu acının bir nebze olsun dinmesine yardımcı olabilir.
Seyitgazi’deki bu trajedi, orman yangınlarıyla mücadelede görev alan personelin karşılaştığı riskleri bir kez daha gözler önüne serdi. Türkiye, yeşil vatan için hayatını veren 10 kahramanını saygı ve minnetle anıyor. Onların anıları, bu ülkenin vicdanında sonsuza dek yaşayacak. Bu acı, Türkiye’nin yüreğine bir kor gibi düştü. Ancak, bu kor, aynı zamanda bir umut ışığı da olabilir. Bu acıdan ders çıkararak, orman yangınlarıyla mücadelede daha etkili yöntemler geliştirmek, bu tür trajedilerin bir daha yaşanmaması için önlemler almak, şehitlerimize karşı en büyük sorumluluğumuz olacaktır.
Unutmayalım ki, yanan sadece ormanlar değil, aynı zamanda umutlarımız, hayallerimiz ve geleceğimizdir. Bu yüzden, ormanlarımıza sahip çıkmak, geleceğimize sahip çıkmak demektir.