Bir yıl önce kapılarını açan Yıldız Sarayı, ziyaretçi akınına uğruyor. Yakında açılacak dört yeni müze ile Osmanlı saray hayatına ışık tutmaya hazırlanıyor.
Özet: Geçtiğimiz yıl kapılarını açan Yıldız Sarayı, ziyaretçi rekorları kırarken, yakında açılacak dört yeni müze ile Osmanlı tarihine yeni bir soluk getirmeye hazırlanıyor. Saray, özellikle gençlerin ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor.
İstanbul’un kalbinde, Beşiktaş’ta saklı bir cevher gibi duran Yıldız Sarayı, uzun bir aradan sonra yeniden parlıyor. Geçtiğimiz yıl, 19 Temmuz 2024’te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla kapılarını ziyaretçilere açan saray, ilk yılında beklenenin üzerinde bir ilgiyle karşılaştı. Tam 694 bin 327 kişi, bu tarihi mekanı ziyaret ederek Osmanlı İmparatorluğu’nun ihtişamına tanıklık etti.
Peki, bu kadar ilgi nereden geliyor? Belki de sarayın uzun yıllar boyunca halka kapalı kalması, merakı körükledi. Ya da belki de, Osmanlı tarihine duyulan ilgi hiç dinmedi. Her ne sebeple olursa olsun, Yıldız Sarayı, açıldığı günden beri özellikle gençler ve yabancı turistler tarafından yoğun bir şekilde ziyaret ediliyor. Rusya, Orta Doğu ve Arap ülkelerinden gelen misafirler, sarayın ihtişamına hayran kalıyor.
Milli Saraylar Başkanı Dr. Yasin Yıldız, bu tarihi yapının önemini şu sözlerle vurguluyor: “Yıldız Sarayı, 19. yüzyıl sarayları arasında ziyarete açılmayan tek saraydı. Geçtiğimiz yıl bu durum değişti ve bir yılın ardından ne kadar doğru bir karar verdiğimizi görüyoruz.” Gerçekten de, Yıldız Sarayı’nın yeniden halka kazandırılması, tarihi bir dönüm noktası niteliğinde.
Daha önce farklı kurumların yönetiminde olan saray, adeta bir yapboz gibiydi. Her bölüm farklı bir el tarafından yönetiliyor, bütünlük sağlanamıyordu. Ancak, açılışla birlikte bu durum değişti. Artık Yıldız Sarayı, tek bir elden yönetiliyor ve ziyaretçilere daha planlı, daha kapsamlı bir deneyim sunuluyor.
Şimdi ise, Yıldız Sarayı’nda yepyeni bir dönem başlıyor. Yakın zamanda dört yeni müzenin kapılarını açmasıyla birlikte, saraydaki tarihi atmosfer daha da zenginleşecek. Bu müzeler, Osmanlı saray hayatına dair daha önce hiç bilinmeyen detayları gün yüzüne çıkaracak.
1889 yılında inşa edilen Saray Tiyatrosu, batı tipi mimarisiyle dikkat çekiyor. Yaldızlı tavanları, kadife koltukları ve özel padişah locasıyla adeta bir zaman kapsülü. Daha önce hiç halka açılmayan bu tiyatro, Osmanlı seyir kültürüne ışık tutacak. İnsanların o dönemde nasıl eğlendiğini, tiyatroya nasıl bir önem verdiklerini gözler önüne serecek.
Sarayda kullanılan birbirinden kıymetli halıların sergileneceği Halı Müzesi, aynı zamanda Osmanlı dokuma sanatının inceliklerini de gözler önüne serecek. Burası, sadece bir halı müzesi değil, aynı zamanda bir ahşap eşya üretim atölyesi olarak da kullanılmış. Yani, el emeği göz nuru eserlerin doğduğu bir mekan.
Çukur Saray’da kurulacak olan Mobilya Müzesi, 19. yüzyıla ait saray mobilyalarını sergileyecek. Bu mobilyalar, sadece birer eşya değil, aynı zamanda Osmanlı dekorasyon anlayışının da birer yansıması. Ziyaretçiler, bu müzede Osmanlı saraylarının nasıl döşendiğini, hangi renklerin ve desenlerin kullanıldığını yakından görebilecek.
Padişaha en yakın isimlerin, yani musahip ağaların dairesinde yer alacak olan Nadir Eserler Galerisi, Milli Saraylar koleksiyonuna ait birbirinden değerli eserleri tematik bir şekilde sergileyecek. Bu galeri, Osmanlı İmparatorluğu’nun gizli kalmış hazinelerini gün yüzüne çıkaracak.
Yıldız Sarayı’nda devam eden restorasyon çalışmaları, sadece tarihi yapıları korumakla kalmıyor, aynı zamanda sarayı modern ihtiyaçlara da uygun hale getiriyor. Altyapı sistemleri yenileniyor, müze donanımları çağdaş standartlara yükseltiliyor. Tüm bu çalışmalar, Milli Saraylar Bilim ve Danışma Kurulları’nın rehberliğinde yürütülüyor.
Amaç, sadece klasik bir tarih gezisi sunmak değil. Ziyaretçilerin etkileşimde bulunabileceği, dokunabileceği, hissedebileceği bir müze deneyimi yaratmak. Sesli rehberlik sistemleri, ziyaretçilere eserler hakkında detaylı bilgi sunacak ve saray mekanlarını kendi tempolarında gezmelerine olanak tanıyacak.
Milli Saraylar Başkanı Yasin Yıldız, hedeflerinin büyük olduğunu belirtiyor: “Geçtiğimiz yıl 8 müzeyle başladığımız bu serüven, bu yıl 12 müzeye çıkacak. Bu yıl 1 milyon ziyaretçiyi geçeceğimize inanıyoruz.” Yıldız, geçtiğimiz yıl gördükleri yoğun ilginin bu yıl da artarak devam edeceğini öngörüyor.
Yıldız Sarayı, çarşamba günleri hariç haftanın her günü 09.00–17.30 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor. Eğer yolunuz İstanbul’a düşerse, bu tarihi mekanı ziyaret etmeyi unutmayın. Osmanlı İmparatorluğu’nun ihtişamını soluyacağınız, tarihin derinliklerine yolculuk yapacağınız unutulmaz bir deneyim sizi bekliyor.
Unutmayın, Yıldız Sarayı sadece bir saray değil, aynı zamanda bir kültür mirası. Bu mirası korumak ve gelecek nesillere aktarmak hepimizin sorumluluğu. Belki de en güzel koruma yöntemi, onu ziyaret etmek, anlamak ve değerini bilmek.