Ankara Sanayi Odası (ASO), Türkiye’nin küresel ticaretteki yerini güçlendirecek ve yüksek katma değerli üretime geçişini hızlandıracak stratejik bir rapor yayınladı. Rapor, Ankara’yı teknoloji geliştiren bir merkez haline getirme hedefini destekliyor.

ASO’dan Küresel Değer Zincirinde Güçlü Türkiye Raporu

ANKARA-BHA – Ankara Sanayi Odası (ASO), Türkiye’nin küresel üretim ve ticaret ağlarındaki payını artırmasına ve yüksek katma değerli üretime geçişini hızlandırmasına destek olacak bir rapor yayınladı. “Küresel Değer Zincirlerinde Stratejik Konum: Ankara Sanayi Ekosistemi için Yönelimler ve Politika Önerileri” başlıklı bu çalışma, mevcut sanayi politikalarını ve yapısal dönüşüm alanlarını mercek altına alırken, uygulanabilir çözüm önerileri sunuyor.

Küresel Rekabette Ankara’nın Yeni Rotası

Günümüz küresel ekonomisinin hızla değiştiği bu dönemde, sanayi politikalarının sadece üretim miktarıyla değil, aynı zamanda inovasyon yeteneği, sürdürülebilirlik ve küresel değer zincirlerine (KDZ) entegrasyon seviyesiyle de değerlendirilmesi gerektiği vurgulanıyor. ASO Başkanı Seyit Ardıç, bu kapsamlı çalışmanın Türkiye’nin ve özellikle Ankara’nın bu dönüşüme nasıl ayak uydurabileceğine dair bir yol haritası sunduğunu belirtiyor. Ardıç, “Sanayimizin sadece bugünü değil, geleceğini de tasarlıyoruz. Ankara’yı sadece imalat ve üretim merkezi olmaktan çıkarıp, teknoloji geliştiren bir merkeze dönüştürmek için çabalıyoruz” dedi.

Peki, bu dönüşüm Ankara için ne anlama geliyor? Esnafından sanayicisine, öğrencisinden akademisyenine herkesin kafasında aynı soru: Ankara bu değişime nasıl hazırlanacak? İşte bu sorunun cevabını arayan ASO, hazırladığı raporla bir nevi pusula görevi görmeyi amaçlıyor.

Değer Zincirleri: Küresel Rekabetin Yeni Arenası

Raporda dikkat çekilen önemli bir nokta, küresel ticaretin yaklaşık %70’inin doğrudan veya dolaylı olarak küresel değer zincirleri (KDZ) üzerinden yapılıyor olması. Gelişmiş ülkelerin ihracatının yarısı, gelişmekte olanların ise %60’ından fazlası bu zincirler içinde gerçekleşiyor. Bu da demek oluyor ki, küresel rekabette öne çıkmak isteyen ülkeler sadece üretim miktarıyla değil, nitelikli istihdam ve teknolojiye erişimleriyle de fark yaratmak zorunda.

Düşünün ki, bir otomobilin parçaları dünyanın farklı yerlerinde üretiliyor, sonra bir araya getirilip satılıyor. İşte bu, küresel değer zincirinin en basit örneği. Türkiye de bu zincirin bir parçası olmak, hatta zincirin halkalarını güçlendirmek istiyor.

Ar-Ge, Tasarım ve Sürdürülebilirlik: Başarının Anahtarı

Artık küresel değer zincirlerinin merkezinde düşük maliyet değil, teknoloji kullanımı ve nitelikli insan kaynağı var. Ar-Ge’den tasarıma, lojistikten satış sonrası hizmetlere kadar uzanan süreçlerdeki yetkinlikler, ülkelerin küresel arenadaki yerini belirliyor. Ne yazık ki, Türkiye’nin KDZ içindeki payı %1,08 seviyesinde takılıp kalmış durumda. Bu durum, kalkınma hedeflerine ulaşmayı zorlaştırıyor.

Türkiye’nin yüksek teknolojili ürün ihracatı ise OECD ortalamasının oldukça altında, sadece %3 seviyesinde. Bu tabloyu değiştirmek için, Ar-Ge, tasarım ve sürdürülebilirlik odaklı bir “akıllı üretim” modeline geçmek şart.

Ankara’nın Potansiyeli: Teknoloji, İnsan Kaynağı ve İnovasyon

Ankara, dijital altyapısı, iş gücü ve yenilikçi araştırma kapasitesiyle Türkiye’nin önde gelen şehirlerinden biri. Savunma, sağlık teknolojileri, yazılım, ileri malzeme ve makine imalatı gibi sektörlerde adından söz ettiriyor. Şehirde 14 organize sanayi bölgesi, 13 teknopark, 154 Ar-Ge merkezi ve 22 üniversite bulunuyor. Bu da Ankara’yı Türkiye’nin en güçlü inovasyon altyapısına sahip illerinden biri yapıyor.

Ancak bu potansiyeli tam olarak kullanabilmek için, üniversite-sanayi iş birliğinin ticarileşme ve uluslararasılaşma boyutunda güçlendirilmesi gerekiyor. Ayrıca, KOBİ’lerin dijitalleşme ve Ar-Ge süreçlerinde desteklenmesi de büyük önem taşıyor. Ankara’daki organize sanayi bölgelerinde teknik liseler ve meslek yüksekokullarıyla yapılacak iş birlikleri, nitelikli iş gücünün yetiştirilmesine katkı sağlayacak.

ASO Teknoloji Üssü: Dönüşümün Merkezi

ASO’nun hayata geçirmeye hazırlandığı ASO Teknoloji Üssü, sanayi ile teknoloji tabanlı girişimciliği bir araya getirecek. Bu üs, Türkiye’nin yüksek teknoloji üretiminde küresel bir oyuncu olma hedefi doğrultusunda önemli bir adım olacak. ASO Teknoloji Üssü, Ankara’nın küresel değer zincirlerine entegrasyonunu hızlandıracak ve değer zincirleri içinde yükselme potansiyelini artıracak.

Ancak bu potansiyeli değerlendirmek için, KOBİ’leri merkeze alan, koordinasyonu yüksek ve kapsayıcı bir yönetim anlayışı gerekiyor. Bilgiye dayalı ve uzun vadeli inovasyon politikalarına öncelik verilmesi şart. ASO ve diğer paydaşların atacağı stratejik adımlar, Ankara sanayisinin küresel rekabette daha üst sıralara yükselmesini sağlayacak.

Lisans Anlaşmaları Bilgi Transferini İçermeli

ASO’nun raporunda, Türkiye’nin küresel değer zincirlerindeki konumunu güçlendirmesi için somut önerilere de yer veriliyor. Özellikle teknoloji transferini zorunlu kılan lisans anlaşmalarının, ürün tasarımı, yazılım, prototipleme ve Ar-Ge dokümantasyonuna erişim gibi bilgi transferi unsurlarını içermesi gerektiği vurgulanıyor. Bu sürecin başarısında, güçlü kurumsal liderlik, ortak altyapı yatırımları ve nitelikli insan kaynağının geliştirilmesine yönelik politikalar belirleyici olacak.

Ardıç: “Ankara’yı Teknoloji Geliştiren Bir Merkeze Dönüştürüyoruz”

ASO Başkanı Seyit Ardıç, raporla ilgili yaptığı açıklamada, dijitalleşme, sürdürülebilirlik ve yenilikçilik ekseninde dönüşen küresel ekonomide Ankara’nın iddialı bir oyuncu olabileceğini söyledi. Ardıç, “Bu süreçte sadece üretimi artırmak yeterli değil. Verimlilikle birlikte ekonomik çeşitliliğimizi ve ürün kalitemizi artırarak küresel değer zincirlerinde daha güçlü bir yer edinmeliyiz” dedi.

Ankara’yı sadece üretim merkezi olmaktan çıkarıp, teknoloji geliştiren bir merkeze dönüştürmek için tüm paydaşlarla iş birliği içinde çalıştıklarını belirten Ardıç, sanayi dönüşümünü ölçebilecek veri setleri geliştirerek, izleme ve değerlendirme mekanizmalarıyla süreçleri takip edip iyileştireceklerini söyledi. Ayrıca, hızlı büyüyen ve potansiyel gösteren KOBİ’leri hedefli destek mekanizmalarıyla küresel değer zincirlerine entegre edeceklerini vurguladı.

Ardıç, ASO bünyesinde hayata geçirmeyi planladıkları “Finansa Erişim Merkezi”, “KOBİ Yönlendirilmiş Fon Programı” ve “Küresel Ölçekli Tedarikçi Yükseltme Platformu” gibi projelerin, firmaların kapasite, kaynak ve yetkinliklerini artıracağını belirtti. Bu projelerin sadece Ankara için değil, Türkiye’nin sanayi vizyonu açısından da stratejik öneme sahip olduğunu vurguladı.

ASO Serbest Bölgesi ve Teknoloji Üssü ile KDZ’lerde Güçlenme Hedefi

Ankara Sanayi Odası’nın sanayi ve teknolojinin gelişimindeki öncü rolüyle iki yeni projeyi hayata geçirmeye hazırlandığını belirten ASO Başkanı Seyit Ardıç, Temelli Sanayi Havzası’nda kurulacak ASO Teknoloji Üssü ve ASO Serbest Bölgesi’nin Ankara’nın küresel değer zincirlerine daha güçlü bir şekilde bağlanmasını sağlayacağını ifade etti. Ard