TÜİK’in açıkladığı son verilere göre ücretli çalışan sayısı arttı ancak sektörler arasındaki değişim dikkat çekiyor. Sanayi gerilerken, inşaat ve hizmet sektörü yükselişte.
Ankara, 16 Temmuz 2025 – Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Mayıs ayına ilişkin ücretli çalışan istatistiklerini kamuoyuyla paylaştı. Rakamlar, başkent Ankara’da ve ülke genelinde işgücü piyasasının nabzını tutuyor. Peki, bu veriler ne anlama geliyor? Hangi sektörlerde hareketlilik var? İşte detaylar…
TÜİK’in açıkladığı verilere göre, sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörlerini kapsayan genel tabloda ücretli çalışan sayısı, bir önceki yılın aynı ayına kıyasla yüzde 1,2’lik bir artış gösterdi. Bu, yaklaşık 15 milyon 883 bin 683 kişinin ücretli olarak çalıştığı anlamına geliyor. Geçtiğimiz yılın Mayıs ayında bu rakam 15 milyon 698 bin 674 olarak kayıtlara geçmişti. Yani, bir yılda yaklaşık 185 bin yeni ücretli çalışan iş hayatına katılmış.
Ancak bu genel artışın ardında, sektörler arasında önemli farklılıklar göze çarpıyor. Özellikle sanayi sektöründeki düşüş, dikkat çekilmesi gereken bir nokta. Yıllık bazda sanayi sektöründe ücretli çalışan sayısı yüzde 3,1 oranında azalmış durumda. Bu durum, üretimde bir yavaşlama mı yoksa otomasyona geçişin bir sonucu mu, sorularını akla getiriyor. Konuyla ilgili görüştüğümüz bir sanayi uzmanı, “Sanayideki bu düşüşün temel nedeni, artan maliyetler ve rekabet koşulları. Birçok firma, ya küçülmeye gidiyor ya da daha az sayıda personelle daha çok iş yapmaya çalışıyor” dedi.
Buna karşılık, inşaat sektörü adeta bir canlanma yaşıyor. Sektördeki ücretli çalışan sayısı, yıllık bazda yüzde 4,6 oranında artış gösterdi. Bu artış, özellikle büyük şehirlerdeki konut projelerinin ve altyapı yatırımlarının etkisiyle açıklanabilir. İnşaat sektöründeki bu hareketlilik, beraberinde demir, çimento gibi yan sektörlerde de bir canlılık yaratıyor.
Ticaret ve hizmet sektöründe de durum umut verici. Bu sektörde ücretli çalışan sayısı, yıllık bazda yüzde 2,9 oranında arttı. Özellikle turizm sezonunun açılmasıyla birlikte, otel, restoran ve ulaşım gibi hizmet sektörlerinde istihdamın arttığı gözlemleniyor. Ankara’da bir otel işletmecisi, “Yaz aylarında personel ihtiyacımız artıyor. Özellikle deneyimli garson ve aşçı bulmakta zorlanıyoruz” şeklinde konuştu.
Mayıs ayındaki aylık değişimlere baktığımızda, genel tablonun bir önceki aya göre neredeyse sabit kaldığını görüyoruz. Ancak, sektörler arasındaki farklılıklar burada da kendini gösteriyor.
Sanayi sektöründe ücretli çalışan sayısı, bir önceki aya göre yüzde 0,6 oranında azalmış. Bu, kısa vadede bir toparlanma sinyali vermiyor. Belki de, Ramazan Bayramı’nın etkisiyle üretimde yaşanan geçici bir düşüşten kaynaklanıyor olabilir. Ancak, uzmanlar, sanayi sektöründeki bu durumu yakından takip etmek gerektiğini vurguluyor.
İnşaat sektöründe ise, bir önceki aya göre yüzde 0,1’lik bir artış yaşanmış. Bu, çok büyük bir artış olmasa da, sektördeki canlılığın devam ettiğini gösteriyor. Özellikle Ankara’daki kentsel dönüşüm projeleri, inşaat sektörünü ayakta tutan önemli bir faktör olarak öne çıkıyor.
Ticaret ve hizmet sektöründe de, bir önceki aya göre yüzde 0,3’lük bir artış kaydedilmiş. Bu, sektörün istikrarlı bir şekilde büyümeye devam ettiğini gösteriyor. Özellikle online alışverişin yaygınlaşması ve e-ticaret sektöründeki gelişmeler, ticaret sektöründeki istihdamı olumlu yönde etkiliyor.
TÜİK’in açıkladığı bu veriler, Türkiye ekonomisinin genel durumu hakkında önemli ipuçları veriyor. Özellikle sektörler arasındaki farklılıklar, ekonomik politikaların belirlenmesinde ve sektörel teşviklerin yönlendirilmesinde dikkate alınması gereken bir husus. Sanayi sektöründeki düşüşün nedenleri detaylı bir şekilde araştırılmalı ve bu sektöre yönelik destekleyici politikalar geliştirilmeli. Aksi takdirde, sanayide yaşanacak bir daralma, diğer sektörleri de olumsuz etkileyebilir.
Öte yandan, inşaat ve hizmet sektörlerindeki büyüme, ekonominin genel olarak iyiye gittiğini gösteriyor. Ancak, bu büyümenin sürdürülebilir olması için, nitelikli işgücünün yetiştirilmesine ve sektörlerdeki rekabetin artırılmasına yönelik çalışmalar yapılması gerekiyor. Özellikle turizm sektöründe, dil bilen ve alanında uzman personel ihtiyacı her geçen gün artıyor.
Sonuç olarak, TÜİK’in açıkladığı bu veriler, Türkiye ekonomisinin karmaşık bir tablo çizdiğini gösteriyor. Sektörler arasındaki farklılıklar, ekonomik politikaların daha dikkatli bir şekilde belirlenmesini ve sektörel teşviklerin daha etkin bir şekilde kullanılmasını gerektiriyor. Önümüzdeki aylarda açıklanacak veriler, bu tablonun daha net bir şekilde ortaya çıkmasına yardımcı olacaktır.