Amerika Türk Kadınlar Birliği’nin davetiyle New York’ta düzenlenen “Sanatın ve Sözün Birleştiği Gün” etkinliği, Türk çini sanatının zarafetini gözler önüne serdi. Etkinlik, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk kadınına verdiği değeri bir kez daha hatırlattı.
New York’ta, baharın o tatlı telaşının yaşandığı günlerde, Türkevi bambaşka bir atmosfere büründü. Amerika Türk Kadınlar Birliği’nin çağrısıyla, Türkiye Cumhuriyeti New York Başkonsolosluğu’nun ev sahipliğinde “Sanatın ve Sözün Birleştiği Gün” etkinliği düzenlendi. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün o unutulmaz sözleri yankılanıyordu sanki: “Kahraman Türk kadını sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde yükselmeye layıksın.” Bu sözler, etkinliğin ruhunu özetler gibiydi.
9-12 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşen etkinlik, sanatın farklı dallarını bir araya getirdi. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Çini Sanatçısı Almula İdil Kılıç, birbirinden güzel çini eserleriyle göz kamaştırırken, Patchwork Tasarımcısı Olcay Seçilmiş el emeği göz nuru patchwork tasarımlarıyla, Yazar Çağla Ural ise edebiyatın büyülü dünyasıyla etkinliğe renk kattı. Sanki bir bahar bahçesi kurulmuştu Türkevi’nin içinde; her köşesinde ayrı bir güzellik, ayrı bir emek vardı.
Açılışa katılan isimler de etkinliğin önemini vurgular nitelikteydi. Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ahmet Yıldız, Türkiye Cumhuriyeti New York Başkonsolosu Büyükelçi Ahmet Yazal ve Amerika Türk Kadınlar Birliği Başkanı Berna Gürdal, New Yorklu sanatseverlerle birlikte bu özel günde bir araya geldi. Gözlerdeki ışıltı, yüzlerdeki tebessüm, sanatın birleştirici gücünün en güzel kanıtıydı.
Etkinliğin yankıları Washington’a kadar ulaştı. Washington Büyükelçisi Sedat Önal ve eşi de sergiyi ziyaret ederek, sanatçılara desteklerini gösterdi. Bir ülkenin elçisi, başka bir ülkedeki sanat etkinliğine katılıyor. İşte sanatın sınırları aşan gücü tam da bu olsa gerek.
Törende bir konuşma yapan Almula İdil Kılıç, duygularını şu sözlerle dile getirdi: “2017 yılından bu yana Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından ‘Yaşayan Miras Taşıyıcısı’ unvanına layık görüldüm. Geleneksel Türk çini sanatını hakkıyla uygulayıp, öğrencilerime öğretmeye ve sanatseverlerle paylaşmaya gayret ediyorum.” Kılıç’ın sözleri, adeta bir sanatçının vasiyeti gibiydi. Bir mirası devralmış ve onu gelecek nesillere aktarmak için çabalıyor.
Kılıç, konuşmasının devamında Türk evinde eserlerinin sergilenmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, Büyükelçi Ahmet Yazal’a, dernek başkanı Berna Gürdal’a, Rahmi Koç’a ve tüm ekibe teşekkürlerini sundu. Bir sanatçının başarısı, tek başına elde ettiği bir zafer değil; arkasında birçok insanın desteği, emeği ve inancı var.
Bu etkinlik, sadece bir sanat sergisi değil, aynı zamanda Türk kadınının gücünün ve potansiyelinin bir göstergesiydi. Atatürk’ün sözlerinden ilham alan kadınlar, sanatla, edebiyatla, emekle yükseliyor ve ülkemizi dünyanın dört bir yanında temsil ediyor.
Amerika Türk Kadınlar Birliği’nin bu anlamlı etkinliği, Türk kültürünü ve sanatını tanıtmanın yanı sıra, kadınların toplumdaki yerini ve önemini bir kez daha vurguladı. New York’ta esen bahar rüzgarı, Türk çini sanatının büyüsüyle birleşince, unutulmaz bir anı olarak hafızalara kazındı. Kim bilir, belki de bu etkinlik, gelecekte nice sanatçıların ilham kaynağı olacak, nice kadınların omuzlarda yükselmesine vesile olacaktır.