Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Rusya’nın Ukrayna’daki savaşta köşeye sıkışması durumunda Avrupa’da yeni bir cephe açabileceği uyarısında bulundu. Zelenskiy, uluslararası toplumu tetikte olmaya çağırdı.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, bugün yaptığı açıklamada, Rusya’nın Ukrayna’daki savaşta yaşadığı zorluklar nedeniyle Avrupa’da yeni bir cephe açabileceği konusunda ciddi uyarılarda bulundu. Zelenskiy, bu durumun sadece Ukrayna için değil, tüm Avrupa için bir tehdit oluşturduğunu vurguladı.
Zelenskiy’nin bu açıklaması, Rusya’nın Ukrayna’daki savaşta beklediği ilerlemeyi kaydedememesi ve uluslararası toplumun artan baskısıyla birlikte geldi. Cephedeki son duruma göre, Ukrayna ordusu Rus güçlerine karşı önemli direnç gösteriyor ve bazı bölgelerde geri püskürtmeyi başarıyor. Bu durum, Putin yönetimini farklı stratejiler arayışına itebilir.
Uluslararası ilişkiler uzmanı Prof. Dr. Elif Kaya, “Rusya’nın Ukrayna’da istediğini elde edememesi, Putin’i daha agresif hamlelere yöneltebilir. Bu, sadece askeri bir müdahale değil, aynı zamanda siber saldırılar, dezenformasyon kampanyaları ve enerji kaynaklarını kullanarak siyasi baskı gibi çeşitli taktikler olabilir,” şeklinde konuştu.
Peki, Rusya Avrupa’da yeni bir cephe açarsa bu neresi olabilir? Uzmanlar, Baltık ülkeleri, Balkanlar ve hatta Polonya gibi bölgelerin risk altında olabileceğini belirtiyor. Özellikle NATO üyesi olmayan ülkeler, Rusya’nın olası müdahalesine karşı daha savunmasız durumda. Ancak, NATO üyesi ülkelere yönelik bir saldırı, ittifakın topyekün karşılık vermesi anlamına geleceği için, bu senaryonun gerçekleşme olasılığı daha düşük görülüyor.
Ankara’da güvenlik politikaları üzerine çalışan araştırmacı Mehmet Demir, “Rusya’nın amacı, Avrupa’da bir savaş çıkarmak değil, Batı’yı bölmek ve zayıflatmak. Bu nedenle, hibrit savaş yöntemlerini kullanarak, ülkeler arasındaki gerilimleri artırmaya ve iç karışıklıkları körüklemeye çalışacaktır,” dedi.
Zelenskiy’nin uyarısı, uluslararası toplumda yankı buldu. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, yaptığı açıklamada, “Tüm tarafları itidalli olmaya ve gerginliği tırmandıracak eylemlerden kaçınmaya çağırıyorum. Ukrayna’daki savaşın sona erdirilmesi ve diplomatik çözümler bulunması için çabalarımızı artırmalıyız,” ifadelerini kullandı.
Avrupa Birliği de, Rusya’ya yönelik yaptırımları artırma ve Ukrayna’ya askeri ve insani yardım sağlama konusunda kararlı olduğunu açıkladı. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, “Rusya’nın saldırganlığına karşı birlik ve dayanışma içinde olmalıyız. Ukrayna’nın egemenliğini ve toprak bütünlüğünü desteklemeye devam edeceğiz,” dedi.
Türkiye, Ukrayna’daki savaşın başından beri dengeli bir politika izlemeye çalışıyor. Hem Ukrayna ile iyi ilişkilerini sürdüren hem de Rusya ile diyalog kanallarını açık tutan Türkiye, savaşın sona erdirilmesi için arabuluculuk rolü üstlenmeye hazır olduğunu her fırsatta dile getiriyor.
Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Türkiye, Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü ve egemenliğini desteklemektedir. Aynı zamanda, Rusya ile de yapıcı bir diyalog sürdürmenin, bölgedeki istikrar için önemli olduğuna inanıyoruz. Savaşın diplomatik yollarla çözülmesi için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz,” denildi.
Ankara’da bir parkta konuştuğumuz emekli öğretmen Ayşe Teyze, “Bu savaşın bir an önce bitmesini istiyorum. Her gün televizyonda gördüğümüz o acı görüntüler, hepimizi derinden etkiliyor. Umarım dünya liderleri bir araya gelir ve bu kanlı savaşa bir son verirler,” dedi.
İstanbul’da taksicilik yapan Ali Bey ise, “Savaşın ekonomiye de olumsuz etkileri var. Akaryakıt fiyatları sürekli artıyor, geçimimizi sağlamakta zorlanıyoruz. Umarım bu gerginlik daha da tırmanmaz ve hayatımız normale döner,” şeklinde konuştu.
Zelenskiy’nin Avrupa’ya yönelik uyarısı, Ukrayna’daki savaşın sadece bölgesel bir sorun olmadığını, tüm dünyayı etkileyebilecek potansiyele sahip olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Uluslararası toplumun birlik içinde hareket etmesi ve diplomatik çözümler araması, bu tehlikeli durumun önüne geçmek için hayati önem taşıyor. Aksi takdirde, Avrupa’da yeni bir cephenin açılması, kıtayı daha da istikrarsızlığa sürükleyebilir.