Türkiye’yi sarsan ‘Yenidoğan Çetesi’ davasının ilk duruşmasında gergin anlar yaşandı. Tutuklu sanık avukatının savcıya yönelik suçlamaları ve tehditler üzerine salonda tansiyon yükseldi.

‘Yenidoğan Çetesi’ Davasında Tansiyon Yükseldi: Sanık Avukattan Şok İddia!

Türkiye’nin gündemine bomba gibi düşen ve uzun süredir konuşulan ‘Yenidoğan Çetesi’ davasının ilk duruşması bugün yapıldı. Duruşma salonunda, henüz yargılama başlamadan gergin anlar yaşandı. Tutuklu sanıklardan birinin avukatı Aylin Arslantatar’ın, duruşma salonuna girerken sarf ettiği sözler ortalığı karıştırdı. Arslantatar, yüksek sesle “Yavuz beni tutuklattın! Bu ülkede bir savcı avukata kumpas kurdu!” diye bağırdı.

Savcıya Tehdit İddiası: “Devlet Kumpas Kurmaz, Haddini Bil!”

Avukat Arslantatar’ın bu ani çıkışı, salonda bulunan herkesi şoke etti. İddiaların hedefindeki müşteki savcı Yavuz Engin ise bu sözlere sert tepki gösterdi. Savcı Engin, “Devlet kumpas kurmaz. Haddini bil!” diyerek Arslantatar’a karşılık verdi. Bu sözlü atışma, duruşmanın daha en başında tansiyonun ne kadar yüksek olacağının sinyallerini verdi.

Olayın fitilini ateşleyen sadece bu sözler değildi. Savcıyı tehdit ettiği iddia edilen bir diğer tutuklu sanık Mustafa Kemal Zengin’in de benzer ifadeler kullanması, gerginliği daha da tırmandırdı. Zengin’in ne söylediği tam olarak bilinmese de, üslubunun ve tavrının savcı Engin’i rahatsız ettiği açıkça görüldü.

Peki, bu ‘Yenidoğan Çetesi’ davası neyin nesi? Neden bu kadar çok konuşuluyor? Dava, son yıllarda Türkiye’de görülen en büyük organize suç örgütü davalarından biri olarak biliniyor. İddialara göre, çete; sahte doğum belgeleri düzenlemek, çocuk kaçırmak ve yasa dışı yollarla evlat edindirmek gibi bir dizi suça karışmış durumda.

Çetenin Kirli Çamaşırları: Sahte Doğum Belgeleri ve Çocuk Kaçırma İddiaları

Çetenin faaliyetleri, özellikle son bir yılda yapılan operasyonlarla gün yüzüne çıkmaya başladı. Emniyet güçlerinin titiz çalışmaları sonucunda, çetenin birçok üyesi yakalandı ve tutuklandı. Ancak, davanın en önemli sanıklarından bazılarının hala firarda olduğu belirtiliyor.

Davanın iddianamesinde yer alan bilgilere göre, çete; özellikle maddi durumu yetersiz ailelerin çocuklarını hedef alıyordu. Aileleri çeşitli vaatlerle kandırarak çocuklarını ellerinden alan çete üyeleri, bu çocukları daha sonra yüksek meblağlar karşılığında varlıklı ailelere evlatlık olarak veriyordu. Bu yasa dışı evlat edinme işlemlerini gerçekleştirmek için ise sahte doğum belgeleri düzenliyorlardı.

Bu belgeler sayesinde, çocukların gerçek kimlikleri gizleniyor ve yasal olarak evlat edinilmeleri mümkün hale geliyordu. İddianamede, çetenin bu yöntemle yüzlerce çocuğu yasa dışı yollarla evlat edindirdiği belirtiliyor. Bu durum, davanın ne kadar büyük bir skandal olduğunu ve ne kadar çok aileyi etkilediğini gözler önüne seriyor.

Duruşma Salonunda Neler Yaşandı? Tanıklar ve İfadeler

Bugünkü duruşmada, sanıkların kimlik tespitleri yapıldıktan sonra, iddianamenin okunmasına geçildi. İddianamenin okunması sırasında, sanık avukatları sık sık itirazlarda bulundu. Avukatlar, iddianamede yer alan bazı bilgilerin gerçeği yansıtmadığını ve müvekkillerinin suçsuz olduğunu savundu.

Duruşmada, bazı tanıkların da ifadelerine başvuruldu. Tanıklar, çetenin faaliyetleri hakkında önemli bilgiler verdi. Özellikle, çetenin mağduru olan bazı ailelerin ifadeleri, salonda duygusal anların yaşanmasına neden oldu. Aileler, çocuklarının nasıl kandırıldığını ve ellerinden alındığını anlatırken gözyaşlarına hakim olamadı.

Davanın seyrini değiştirebilecek önemli bir detay ise, duruşma sırasında ortaya atılan yeni bir iddia oldu. Bir tanık, çetenin bazı kamu görevlileriyle de bağlantısı olduğunu iddia etti. Bu iddia, salonda büyük bir şaşkınlık yarattı. Eğer bu iddia doğruysa, davanın kapsamı daha da genişleyebilir ve yeni soruşturmalar başlatılabilir.

Duruşma, ilerleyen saatlerde ertelendi. Bir sonraki duruşma tarihi henüz belirlenmedi. Ancak, davanın önümüzdeki günlerde de gündemden düşmeyeceği kesin gibi görünüyor. Özellikle, savcıya yönelik tehdit iddiaları ve çetenin kamu görevlileriyle bağlantısı olduğu yönündeki iddialar, davanın daha da derinleşmesine neden olabilir.

Bu davanın sonucu, sadece sanıkların geleceğini değil, aynı zamanda Türkiye’deki adalet sisteminin itibarını da yakından ilgilendiriyor. Umuyoruz ki, adalet yerini bulur ve suçlular hak ettikleri cezayı alır.