Eğitimci Dr. Feyyaz Öztop, aileleri çocukların dijital cihazlarla uzun süre ve kontrolsüz şekilde vakit geçirmesi konusunda uyardı. Öztop, bu durumun dijital bağımlılığa yol açabileceğini ve ciddi sağlık sorunlarına davetiye çıkarabileceğini belirtti.
ANKARA – BHA – Yaz tatili geldi, okullar kapandı. Çocuklar için uzun ve dinlendirici bir tatil dönemi başladı. Ancak bu dönemde ebeveynlerin dikkat etmesi gereken önemli bir konu var: Dijital cihazlar. Çocukların elinden düşmeyen akıllı telefonlar, tabletler, bilgisayarlar… Peki, bu cihazlar gerçekten masum birer eğlence aracı mı, yoksa farkında olmadan çocuklarımızı bir tehlikeye mi sürüklüyoruz?
Eğitimci-Yazar Dr. Feyyaz Öztop, tam da bu noktaya dikkat çekiyor. Öztop’a göre, günümüzde birçok ebeveyn çocuklarını oyalamak, susturmak ya da sadece meşgul etmek için dijital cihazları adeta birer “bakıcı” gibi kullanıyor. Ancak bu durum, çocukların fiziksel ve zihinsel gelişimleri açısından ciddi riskler taşıyor.
Dr. Öztop, “Çocuklar tatil dönemlerinde dinlenme için çok fazla boş vakitlere sahip olmaktadırlar. Tatil sürecinde de en fazla tercih edilen boş zaman aktiviteleri arasında da akıllı telefon, tablet bilgisayar gibi dijital cihazları kullanmak yer alıyor. Bu cihazların oyun oynama, sosyal medyada gezinme, iletişim kurma ve bilgi edinme gibi birçok farklı amaçla kullanıldığına rastlanıyor,” diyor. Ancak buradaki tehlike, bu cihazların aşırı ve kontrolsüz kullanımının dijital bağımlılığa yol açabilmesi.
Peki, dijital bağımlılığın çocuklar üzerindeki olumsuz etkileri neler? Dr. Öztop bu konuda oldukça çarpıcı açıklamalarda bulunuyor:
“Dijital bağımlılığın, beyin, ortopedik, göz ve hormonal vb. çeşitli alanlarda sağlık sorununa yol açabiliyor. Örneğin dijital cihazlara bağımlı olan bireylerin bilgi edinme süreçlerinin sekteye uğradığını görüyoruz. Yapılan araştırmalar bu cihazları aşırı kullanan bireylerin odaklanmada sorun yaşadıklarını gösteriyor. Bireyler bir bilgi üzerinde uzun süre sabrederek çalışmakta zorlanabiliyorlar. Yine dijital bağımlılıkla birlikte anksiyete ve depresyon gibi psikolojik rahatsızlıkların arttığını görüyoruz.”
Yani, çocuklarımız sadece eğlenmek için eline aldıkları o cihazlar yüzünden, aslında dikkat eksikliğinden depresyona kadar birçok sorunla karşı karşıya kalabiliyorlar. Bu durum sadece okul başarısını değil, sosyal ilişkileri ve genel yaşam kalitesini de olumsuz etkiliyor.
Dr. Öztop, dijital bağımlılığın sadece psikolojik değil, fiziksel sağlığı da tehdit ettiğini vurguluyor. “Ayrıca bu tür bağımlılıklar bireylerin beslenme ile uyku düzeni, sosyal ilişkileri, bilgi edinme süreçleri yönünden de zararları olabiliyor,” diyor.
Düşünsenize, saatlerce ekrana kilitlenmiş bir çocuk, sağlıklı beslenmeyi ve düzenli uyumayı unutuyor. Hareketsizlik obeziteye davetiye çıkarırken, sosyal ilişkilerin zayıflaması da yalnızlığa ve mutsuzluğa yol açabiliyor. Sanki görünmez bir el, çocuklarımızın geleceğini karartıyor gibi.
Peki, bu tehlikenin önüne nasıl geçeceğiz? Dr. Öztop, bu konuda en büyük görevin ebeveynlere düştüğünü belirtiyor. “Çocukların dijital teknolojik cihazların olumsuz etkilerine maruz kalmaması için anne babalar bilinçli olmalılar. İlk önemli görev onlara düşüyor. Bu cihazlar anne babalar tarafından çocuklar için masum bir oyuncak ya da oyalanma aracı olarak görülmemeli,” diyor.
Yani, dijital cihazları birer “bakıcı” gibi kullanmak yerine, çocuklara bu konuda bilinçli birer rehber olmamız gerekiyor. Onlara dijital dünyanın sadece eğlence değil, aynı zamanda riskler de içerdiğini anlatmalıyız.
Dr. Feyyaz Öztop, ailelere bilinçli dijital teknoloji kullanımı konusunda şu önerilerde bulunuyor:
Özellikle son madde çok önemli. Çocuklarımıza dijital dünyanın dışında da keyif alabilecekleri, mutlu olabilecekleri alternatifler sunmalıyız. Onları sporla, sanatla, doğayla buluşturmalıyız. Unutmayalım ki, gerçek mutluluk ekranın parlak ışığında değil, hayatın renkli dünyasında saklı.
Dr. Öztop, çocukların arkadaşlarından ve çevresindeki kişilerden etkilenerek dijital cihazları daha fazla kullanabildiklerini de belirtiyor. Bu nedenle, çocuklarının akranlarının ve akrabalarının aileleri ile bu konularda iletişim kurulması ve iş birliği yapılması da dijital bağımlılığın önlenmesinde yarar sağlayacaktır.
Yani, bu sadece bizim ailemizin sorunu değil, hepimizin sorunu. Komşularımızla, akrabalarımızla bir araya gelip, bu konuda ortak bir bilinç oluşturabilirsek, çocuklarımızı bu tehlikeden daha kolay koruyabiliriz.
Sonuç olarak, çocuklarımızın geleceği bizim ellerimizde. Onları dijital dünyanın tehlikelerinden koruyarak, sağlıklı ve mutlu bireyler olarak yetişmelerini sağlamak için bilinçli, dikkatli ve kararlı olmalıyız. Unutmayalım, çocuklarımızın elindeki tablet sadece bir oyuncak değil, aynı zamanda bir sorumluluktur.