Yaklaşık 500 yıllık geçmişe sahip Uşak halısı, 30 yıl sonra ait olduğu topraklara geri döndü. İtalyan koleksiyoner Adrian Stefan Ionescu’nun duyarlılığı sayesinde Türkiye’ye iade edilen halı, Ankara Vakıf Eserleri Müzesi’nde yeniden hayat buldu.
Uşak, 14 Temmuz 2025 – Kültür dünyamız için sevindirici bir haber Uşak’tan geldi. Osmanlı zanaatının nadide örneklerinden, yaklaşık beş asırlık tarihiyle göz kamaştıran Uşak halısı, tam 30 yıl süren hasretin ardından yeniden doğduğu topraklara döndü. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, bu anlamlı gelişmeyi sosyal medya hesabından duyurarak, halının sadece bir eşya olmadığını, aynı zamanda kültürel kimliğimizin ve estetik anlayışımızın da bir yansıması olduğunu vurguladı. Bakan Ersoy, böylesine değerli bir eserin ait olduğu yere dönmesinin büyük bir gurur kaynağı olduğunu belirtti.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Osmanlı halıcılığının en kıymetli örneklerinden biri olan bu Uşak halısı, uzun yıllar kayıp kaldıktan sonra yurt dışında bir koleksiyonda gün yüzüne çıktı. Bu durum, adeta kayıp bir evladın yuvasına dönmesi gibi, bizleri heyecanlandırdı.
Halının izine, İtalyan vatandaşı Adrian Stefan Ionescu’nun özel koleksiyonunda rastlandı. Ionescu’nun, bu eşsiz eseri bir başka İtalyan sanatsever olan Ermininio Bottini’den aldığı öğrenildi. Ancak asıl kahramanlık hikayesi burada başlıyor. Koleksiyoner Ionescu, halının Suzan Bayraktaroğlu’nun “Vakıf Halılar” adlı kitabında yer alan ve “06.456” envanter numarasıyla kayıtlı eserle birebir aynı olduğunu fark etti. İşte o an, bir sanatseverin sorumluluk bilinciyle attığı adım, bu değerli mirası ait olduğu topraklara geri getirdi. Ionescu, hiçbir maddi karşılık beklemeden, tamamen gönüllü olarak halının Türkiye’ye iade sürecini başlattı. Bu örnek davranış, tüm sanatseverlere ilham kaynağı olacak nitelikte.
Peki, bu Uşak halısını bu kadar özel kılan ne? Halıyla ilgili verilen teknik bilgilere göre, eser lacivert bir zemin üzerine pastel kırmızı, sarı ve kirli beyaz tonlarında desenlerle bezenmiş. Stilize edilmiş natüralist çiçek motifleri ve iri madalyonlardan oluşan kompozisyonuyla görenleri büyülüyor. Ama işin asıl sırrı, Uşak halısının inceliğinde gizli. Öyle ki, küçük bir karenin içine binin üzerinde düğüm sığdırılabiliyor. Bu da, o dönemin zanaatkârlarının ne denli büyük bir ustalıkla çalıştığının en açık kanıtı.
Ancak zaman, bu nadide eseri de yıpratmıştı. Halının eski fotoğraflarına bakıldığında, bordürlerinin bir bölümünün kesildiği ve ciddi hasarların oluştuğu görülüyor. Neyse ki, halı Türkiye’ye getirildikten sonra hemen restorasyon sürecine alındı. Uzman ekipler, büyük bir titizlikle çalışarak halının eksik bölümlerini tamamladı ve onu özgün kompozisyonuna kavuşturdu. Restorasyonun ardından halı, Ankara Vakıf Eserleri Müzesi’ne teslim edildi. Artık, müzeyi ziyaret eden herkes, bu eşsiz eseri yakından görme fırsatı bulacak.
Bu olay, kültürel mirasımızın korunması ve gelecek nesillere aktarılması konusunda ne kadar hassas olmamız gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor. Bir dönemin estetik anlayışını ve ustalığını yansıtan bu eşsiz halının, ait olduğu topraklara dönmesi, sadece bir halının değil, aynı zamanda tarihimizin ve kimliğimizin de bir parçası olan değerlerimizin korunması anlamına geliyor.
Uşaklı bir vatandaş olarak, bu haber beni ziyadesiyle mutlu etti. Sanki dedelerimizin, ninelerimizin el emeği göz nuruyla dokuduğu bir parça, yıllar sonra evine dönmüş gibi hissediyorum. Umarım bu olay, diğer kayıp eserlerimizin de bulunmasına ve ülkemize geri getirilmesine vesile olur.
Yetkililer, bu türden kültürel mirasın korunması ve iadesi için çalışmaların aralıksız sürdürüleceğini belirtiyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bu konudaki hassasiyeti takdire şayan. Unutmayalım ki, geçmişimize sahip çıkmak, geleceğimize de sahip çıkmaktır.