Türkiye’de 2024 yılında yapılan ürün güvenliği denetimlerinde 13 binin üzerinde uygunsuz ürün tespit edildi ve üreticilere toplamda 1.8 milyar lirayı aşan ceza kesildi. En fazla denetim Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yapılırken, gıda ürünlerindeki uygunsuzluk oranı dikkat çekti.
Ankara’dan gelen son dakika haberine göre, Türkiye genelinde geçtiğimiz yıl yapılan ürün güvenliği denetimleri adeta bir karnaval havasında geçti. Ama bu karnavalda gülen taraf maalesef ne üreticiler ne de tüketiciler oldu. Ticaret Bakanlığı’nın koordinasyonunda yürütülen denetimlerde tam 262 bin 898 parti ürün didik didik incelendi. Sonuç mu? 13 bin 520 parti ürünün standartlara uymadığı tespit edildi ve bu durum üretici ile satıcılara tam 1 milyar 825 milyon lira ceza olarak geri döndü.
Ticaret Bakanlığı’nın yayınladığı 2024 yılı piyasa gözetim ve denetim raporu, denetim sayısında bir önceki yıla göre yüzde 26’lık bir artış olduğunu gösteriyor. Bu artış, hükümetin ürün güvenliğine verdiği önemin bir göstergesi olarak yorumlanabilir. Ancak, artan denetim sayısı aynı zamanda piyasada ne kadar çok sayıda güvensiz ürün bulunduğunu da gözler önüne seriyor.
Peki, bu kadar çok denetimi kim yaptı dersiniz? Listenin başında Tarım ve Orman Bakanlığı var. Tam 128 bin 735 parti ürün denetleyerek zirveye oturdular. Onları 64 bin 16 denetimle Sağlık Bakanlığı takip etti. Ancak en dikkat çekici artış, Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü’nde yaşandı. Bu kurum, denetimlerini tam yüzde 74 oranında artırarak adeta radarlarını açmış durumda.
Gelelim en can alıcı noktaya: Hangi ürünlerde sorun yaşandı? Maalesef, listenin başında yine gıda ürünleri var. 65 bin 600 parti gıda ve gıda ile temas eden madde ve malzeme denetlendi. Bu grubu kimyevi ve organik gübreler, böcek ilaçları (biyosidal ürünler) ve asansörler izledi. Yani, sofralarımıza gelenlerden tutun da bindiğimiz asansöre kadar her şey mercek altında.
Uygunsuzluk oranlarına baktığımızda da tablo değişmiyor. 13 bin 520 uygunsuz üründen 4 bin 21’i riskli, 213’ü ciddi riskli olarak sınıflandırıldı. Geri kalan 9 bin 286 ürün ise etiket ve işaretleme gibi bilgi eksiklikleri yüzünden uygunsuz kabul edildi. Bu da demek oluyor ki, marketten aldığımız bir ürünün etiketini okumadan sepete atmamak gerekiyor. Zira, o etiket üzerinde yazanlar sağlığımızı doğrudan etkileyebilir.
Gıda ürünlerinin ardından en fazla uygunsuzluk tespit edilen diğer ürün grupları ise asansörler ve kozmetik ürünler oldu. Düşünsenize, her gün defalarca bindiğimiz asansörlerin güvenli olmadığının ortaya çıkması gerçekten ürkütücü. Kozmetik ürünlerdeki uygunsuzluklar ise daha çok etiket bilgisi eksikliği veya sağlığa zararlı maddeler içermesinden kaynaklanıyor.
Bu üçlüyü tıbbi cihazlar, elektrikli ekipmanlar ve makineler takip ediyor. Yani, hastanelerde kullanılan cihazlardan evlerimizde kullandığımız elektrikli aletlere kadar geniş bir yelpazede sorunlu ürünler tespit edilmiş durumda.
Denetlenen ürünlerin 45 bin 862’si ithal ürünlerden oluşuyordu. Bu ürünlerin 1.870’inde uygunsuzluk tespit edildi. İthal ürünlerde en çok sorun çıkaran gruplar ise elektrikli ekipmanlar, kozmetik ürünler, tıbbi cihazlar, makineler ve telsiz ekipmanları oldu. Bu durum, sadece yerli üretimde değil, ithal ürünlerde de sıkı denetimlerin şart olduğunu gösteriyor.
Yetkililer, ürün güvenliğinin sağlanmasının sadece yerli üretimle sınırlı olmadığını, ithal ürünlerde de yoğun ve teknik denetimlerin sürdüğünü vurguluyor. Yani, gözümüz sadece yerli malında değil, yabancı mallarda da olmalı.
Bu kadar çok denetimin yapılabilmesi için tabii ki denetçi sayısının da artırılması gerekiyordu. 2024 yılında ürün güvenliği alanında görev yapan denetçi sayısı bir önceki yıla göre yüzde 22 artarak 16 bin 894’e ulaştı. Bu, sahada daha fazla gözün olduğu anlamına geliyor. Ama bu gözlerin ne kadar etkili olduğu, denetim sonuçlarına ne kadar yansıdığı da ayrı bir tartışma konusu.
Yetkililer, ürün güvenliğinde çağın gereklerine uygun, dijitalleşmiş ve güçlü bir denetim altyapısının önemine dikkat çekiyor. Tüketicilerin de güvenli ürüne erişiminin bu sistem sayesinde güçlendiğini belirtiyorlar. Ancak, bu sistemin ne kadar dijitalleştiği, ne kadar güçlü olduğu ve tüketicilerin güvenli ürüne erişimini gerçekten ne kadar kolaylaştırdığı da merak konusu.
Sonuç olarak, 2024 yılı ürün güvenliği denetimleri, hem olumlu hem de olumsuz birçok noktayı ortaya koydu. Denetim sayısının artması sevindirici olsa da, uygunsuz ürün sayısının yüksekliği düşündürücü. Tüketiciler olarak bizlere düşen ise, bilinçli alışveriş yapmak, etiketleri dikkatle okumak ve şüpheli durumlarda yetkililere bildirmek. Unutmayalım, sağlığımız her şeyden önemli.