Özet: Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar, artan gübre fiyatları ve üretici-market fiyat farklarını sert bir dille eleştirdi. Bayraktar, çiftçilere destek için temel tarım desteklerinin acilen artırılması gerektiğini vurguladı. Karpuzdaki fiyat farkının yüzde 600’ü aşması, durumun vahametini gözler önüne seriyor.
Ankara’dan gelen son dakika haberine göre, Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Başkanı Şemsi Bayraktar, tarım sektöründeki kara tabloyu tüm çıplaklığıyla ortaya koydu. Artan gübre fiyatları, mazot zamları ve üreticinin elinden çıkan ürünün market raflarına ulaşana kadar katlanarak artan fiyatları, Bayraktar’ın sert eleştirilerine neden oldu. Özellikle karpuzdaki üretici-market fiyat farkının yüzde 600’ü aşması, bardağı taşıran son damla oldu.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, “Çiftçimiz tarlasını ekmek için kara kara düşünüyor. Gübre fiyatları aldı başını gidiyor. Mazot desen desen aynı şekilde. Bu girdi maliyetleriyle nasıl rekabet edeceğiz? Nasıl üretim yapacağız? Artık tarlalarımızı ekemez hale geldik” ifadelerini kullandı. Gübre fiyatlarındaki artışın, son bir yılda yüzde 200’ü aştığı belirtiliyor. Bu durum, özellikle küçük ve orta ölçekli çiftçileri derinden etkiliyor. Birçok çiftçi, gübre kullanmaktan kaçınarak verimi düşürmek zorunda kalıyor.
Peki, bu gübre fiyatları neden bu kadar arttı? Uzmanlara göre, döviz kurundaki dalgalanmalar, enerji maliyetlerindeki yükseliş ve küresel tedarik zincirlerindeki aksamalar, gübre fiyatlarını tetikleyen başlıca faktörler arasında. Rusya-Ukrayna savaşı da bu durumu daha da karmaşık hale getirdi. Türkiye’nin gübre ihtiyacının önemli bir bölümünü ithalat yoluyla karşıladığı düşünüldüğünde, dış kaynaklı bu sorunların çiftçiyi ne kadar zor durumda bıraktığı daha net anlaşılıyor.
Şemsi Bayraktar’ın en çok üzerinde durduğu konu ise üretici ile market arasındaki fahiş fiyat farkı oldu. “Tarlada 2 liraya satılan karpuz, markette 14 liraya nasıl çıkıyor? Bu vicdansızlık değil de nedir?” diye soran Bayraktar, aradaki bu uçurumun kabul edilemez olduğunu vurguladı. Karpuz örneği, aslında diğer birçok üründe de yaşanan benzer durumların sadece bir yansıması. Domates, biber, salatalık gibi temel sebzelerde de üretici ile tüketici arasındaki fiyat farkı oldukça yüksek. Bu durum, hem üreticiyi mağdur ediyor hem de tüketicinin cebini yakıyor.
Peki, bu fiyat farkının nedeni ne? Uzmanlara göre, nakliye maliyetleri, komisyoncuların payı, marketlerin kar marjları ve fire oranları gibi faktörler, fiyatı artıran unsurlar arasında. Ancak, bu faktörlerin tek başına bu kadar büyük bir farkı açıklaması mümkün değil. Burada, bazı aracıların ve marketlerin fırsatçılık yaptığı ve haksız kazanç elde ettiği iddiaları da gündeme geliyor. Rekabet Kurulu’nun bu konuda daha etkin bir denetim yapması ve haksız rekabetin önüne geçilmesi gerektiği belirtiliyor.
Şemsi Bayraktar, çözüm önerilerini de sıraladı. En önemli talepleri, tarım desteklerinin artırılması. Özellikle gübre, mazot ve tohum gibi temel girdilerde çiftçiye doğrudan destek verilmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca, üretici birliklerinin güçlendirilmesi, pazarlama kanallarının iyileştirilmesi ve kooperatifçiliğin teşvik edilmesi de çözüm önerileri arasında yer alıyor.
“Devletimizden acil destek bekliyoruz. Çiftçimize sahip çıkılmazsa, üretim durma noktasına gelir. Bu da demek oluyor ki, sofralarımız boş kalır. Gıda güvenliğimiz tehlikeye girer” diyen Bayraktar, tarımın stratejik bir sektör olduğunu ve devletin bu sektöre gereken önemi vermesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Peki, bu durumdan en çok etkilenen vatandaş ne diyor? Pazar yerlerinde ve marketlerde konuştuğumuz birçok kişi, fiyatların yüksekliğinden şikayetçi. “Eskiden bir pazar filesiyle eve dönerdik, şimdi yarısını bile dolduramıyoruz” diyen emekli Ayşe Teyze, geçim sıkıntısının her geçen gün arttığını belirtiyor. Özellikle dar gelirli vatandaşlar, sebze ve meyve tüketimini kısmak zorunda kalıyor. Bu durum, halk sağlığı açısından da ciddi bir tehdit oluşturuyor.
Ankara’daki yetkililerin, TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar’ın bu feryadına kulak verip vermeyeceği merak konusu. Çiftçiye destek verilmezse, tarlalar boş kalacak, sofralarımızdaki çeşitlilik azalacak ve gıda fiyatları daha da artacak. Bu kısır döngüyü kırmak için acil ve etkili önlemler alınması gerekiyor. Aksi takdirde, tarım sektöründeki bu kriz, hepimizi derinden etkileyecek.