Dışişleri Bakanlığı, İsrail’in Suriye’nin başkenti Şam’a yönelik saldırılarını sert bir dille kınadı. Yapılan açıklamada, bu tür eylemlerin bölgedeki barış ve istikrarı hedef aldığı vurgulandı.
Ankara – İsrail’in Suriye’nin güneyindeki askeri hareketliliği ve ardından Şam’a yönelik gerçekleştirdiği saldırılar, Ankara’nın sert tepkisine yol açtı. Dışişleri Bakanlığı, yaptığı yazılı açıklamada, bu saldırıların bölgedeki hassas dengeyi bozmaya ve barış umutlarını baltalamaya yönelik bir girişim olduğunu belirtti.
Bakanlık açıklamasında, Suriye halkının önünde barış ve huzur içinde yaşayabileceği, küresel sistemle bütünleşebileceği tarihi bir fırsatın bulunduğuna dikkat çekildi. “Suriye halkının önünde, barış ve huzur içinde yaşamak ve küresel sistemle bütünleşmek adına tarihi bir imkan söz konusudur. Bu fırsatın değerlendirilmesi, bölgede kalıcı istikrarın sağlanması açısından kritik önemdedir” ifadeleri kullanıldı. Bu ifadeler, Türkiye’nin Suriye’deki çatışmaların sona ermesi ve kalıcı bir çözüm bulunması yönündeki beklentisini net bir şekilde ortaya koyuyor.
Dışişleri Bakanlığı, ayrıca, barışa katkı sunmak isteyen tüm ülkelerin ve uluslararası aktörlerin, Suriye yönetiminin çatışmasızlık ortamını sağlama çabalarına destek vermesi gerektiğini vurguladı. Bu çağrı, bölgedeki diğer aktörlere de sorumluluk yükleyen bir nitelik taşıyor.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Dış Politika ile Güvenlik Kurulu Başkanı Akif Çağatay Kılıç da konuyla ilgili sosyal medya hesabından bir açıklama yaptı. Kılıç, İsrail’in bölgeye yönelik saldırılarını sert ifadelerle eleştirerek, “İsrail yönetimi tarafından Ortadoğu’da oluşturulmak istenen savaş ve korku ortamı, uluslararası hukuku açıkça ihlal eder niteliktedir” dedi. Bu açıklama, Türkiye’nin İsrail’in eylemlerine karşı duyduğu rahatsızlığı en üst düzeyde dile getirdiğini gösteriyor.
Kılıç, Türkiye’nin bölgesel barış ve istikrar için kararlılıkla mücadelesini sürdüreceğini de vurgulayarak, barış yanlısı tüm tarafları bu süreçte sorumluluk almaya davet etti. Bu çağrı, sadece devletlere değil, aynı zamanda sivil toplum kuruluşlarına ve bireylere de yönelik bir sorumluluk çağrısı olarak değerlendirilebilir.
Ankara’nın Kızılay meydanında mikrofon uzattığımız vatandaşlar da konuya ilişkin endişelerini dile getirdi. Emekli öğretmen Ayşe Teyze, “Yeter artık bu savaşlar. Çocuklar ölüyor, insanlar evlerinden oluyor. Bizim de içimiz yanıyor,” derken, üniversite öğrencisi Ali de, “Bölgede zaten yeterince sorun var. Bir de İsrail’in bu saldırıları eklenince işler daha da karmaşık hale geliyor. Umarım bir an önce akıllarını başlarına alırlar,” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin bu sert tepkisi, İsrail’in bölgedeki politikalarına nasıl bir etki yapacak, merak konusu. Uzmanlar, Türkiye’nin bu tutumunun, uluslararası platformlarda da yankı bulabileceğini ve İsrail üzerindeki baskıyı artırabileceğini belirtiyor. Ancak, bölgedeki karmaşık ilişkiler ve farklı aktörlerin çıkarları göz önüne alındığında, durumun kısa sürede çözüme kavuşması pek de mümkün görünmüyor.
Önümüzdeki günlerde, Türkiye’nin konuyla ilgili olarak hangi adımları atacağı, uluslararası kamuoyunun da yakından takip ettiği bir konu olacak. Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, konuyla ilgili olarak farklı ülkelerin temsilcileriyle temasların sürdüğünü ve diplomatik girişimlerin devam edeceğini belirtiyor.
Sonuç olarak, İsrail’in Şam’a yönelik saldırıları, sadece Suriye’de değil, tüm bölgede tansiyonu yükseltmiş durumda. Türkiye’nin bu duruma karşı gösterdiği sert tepki ise, bölgedeki barış ve istikrarın sağlanması için atılan önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Ancak, bu adımın ne kadar etkili olacağını zaman gösterecek.