Türkiye Susuzluğa Doğru Mu? Son 52 Yılın En Kurak Dönemi Yaşanıyor

Yayınlama: 15.10.2025
A+
A-

Türkiye genelinde yağış oranları son 52 yılın en düşük seviyesine geriledi. Uzmanlar, su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı konusunda acil önlemler alınması gerektiği konusunda uyarıyor.

Türkiye Susuzluğa Doğru Mu? Son 52 Yılın En Kurak Dönemi Yaşanıyor

Özet: Ülkemiz genelinde yağışlar alarm veriyor! Son yarım asrın en kurak dönemini yaşadığımız şu günlerde, uzmanlar ve yetkililer su kaynaklarının korunması için seferberlik çağrısında bulunuyor. Peki, bu durum hayatımızı nasıl etkileyecek?

Ankara – BHA – Gözler gökyüzünde, dualar yağmur için… Ama son haberler pek iç açıcı değil. Türkiye, maalesef, son 52 yılın en kurak dönemlerinden birini yaşıyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na bağlı Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün hazırladığı “2025 Su Yılı Raporu” adeta bir alarm zili gibi çalıyor. Rapora göre, 1 Ekim 2024 ile 30 Eylül 2025 tarihleri arasında Türkiye genelinde metrekareye düşen ortalama yağış miktarı sadece 422,5 kilogram olarak ölçülmüş. Bu ne demek mi? Uzun yılların ortalamasının tam %26 altında bir yağış almışız. Geçen yılla kıyaslarsak, durum daha da vahim: %29 daha az yağmur yağmış!

Bölgesel Farklılıklar Endişe Verici

Peki, bu kuraklık tüm ülkeyi aynı şekilde mi etkiliyor? Maalesef hayır. Rapora göre, bazı bölgelerimiz diğerlerine göre daha büyük bir tehlike altında. Marmara Bölgesi’nde yağışlar normalin %34 altında seyrederken, Ege Bölgesi’nde bu oran %28. Akdeniz Bölgesi’nde %31, İç Anadolu Bölgesi’nde ise %35’lik bir azalma söz konusu. Doğu Anadolu Bölgesi %25 ile nispeten daha iyi durumda olsa da, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde durum tam bir felaket: Yağışlar normalin tam %53 altında!

Karadeniz Bölgesi’nde ise düşüş oranı %4 olarak kaydedilmiş. Yani, Karadeniz’de durum diğer bölgelere göre biraz daha iyi. Ama bu, rahat bir nefes alabileceğimiz anlamına gelmiyor. Çünkü sonuçta, su kaynaklarımız bir bütün ve bir bölgedeki kuraklık, diğer bölgeleri de dolaylı olarak etkileyecektir.

En Çok Yağışı Rize Aldı, Şanlıurfa İse Susuzlukla Boğuşuyor

İller bazında baktığımızda ise durum daha da çarpıcı. En çok yağışı alan ilimiz, metrekareye 1812,1 kilogram ile Rize. Rize’nin yemyeşil doğası, bol yağışlarına borçlu desek yeridir. Ancak, diğer tarafta susuzlukla boğuşan bir ilimiz var: Şanlıurfa. Şanlıurfa’da metrekareye düşen yağış miktarı sadece 182,8 kilogram. Bu, Rize’nin yaklaşık onda biri kadar bile değil! Normaline göre en fazla artış %30 ile Giresun’da yaşanırken, en fazla azalma ise %66 ile Hatay’da gerçekleşmiş. Hatay’daki bu durum, deprem felaketinin ardından yaşanan sorunlara bir de kuraklık eklendiği anlamına geliyor. Yani, Hataylı vatandaşlarımız için hayat daha da zorlaşıyor.

Alarm Zilleri Çalan İllerimiz Var

Bazı illerimizde ise durum gerçekten alarm veriyor. Bilecik, Gaziantep, Hatay, Konya, Şanlıurfa ve Yalova’da yağışlar son 40 yılın en düşük seviyesinde tespit edilmiş. Bu illerimizde yaşayan vatandaşlarımız, su kullanımına daha da dikkat etmek zorunda kalacaklar. Belki de bahçe sulamaktan, araba yıkamaktan, hatta gereksiz yere duş almaktan bile kaçınmamız gerekecek. Çünkü su, artık lüks değil, hayati bir ihtiyaç haline geldi.

Eylül Ayı da Rekor Sıcaklarla Geçti

Sadece yağışlar değil, sıcaklıklar da rekor seviyelere ulaşıyor. Eylül ayında Türkiye genelindeki ortalama sıcaklık 21,7 derece olarak ölçülmüş. Bu, 1991-2020 ortalamasının 0,8 derece üzerinde bir değer. Yani, son 55 yılın en sıcak 11’inci Eylül ayını yaşamışız. En düşük sıcaklık Erzurum’da sıfırın altında 2,4 dereceyle ölçülürken, en yüksek sıcaklık ise Şırnak’ın Cizre ilçesinde 44,6 dereceyle kaydedilmiş. Bu sıcaklıklar, sadece insan sağlığını değil, aynı zamanda tarımı ve hayvancılığı da olumsuz etkiliyor.

Marmara ve Ege’de Kuraklık Tehlikesi Büyüyor

Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarını kapsayan 3 aylık kuraklık değerlendirme raporuna göre, Marmara Bölgesi’nin tamamında ve Ege Bölgesi’nin bazı kesimlerinde orta ve üzeri şiddette meteorolojik kuraklık yaşanıyor. Bu durum, özellikle İstanbul, Bursa, İzmir gibi büyük şehirlerimizde yaşayan vatandaşlarımızı yakından ilgilendiriyor. Çünkü bu şehirlerimizin su kaynakları, zaten sınırlı. Ayrıca Akdeniz, İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’nun birçok noktasında da farklı düzeylerde kuraklık tespit edilmiş. Yani, Türkiye’nin dört bir yanında susuzluk tehlikesi kapıda.

Uzmanlar Uyarıyor: Su Kaynaklarını Korumak Zorundayız

Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Türkiye genelinde yağışların azalmasına bağlı olarak su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı konusunda uyarılarda bulunuyor. Uzmanlar, su tasarrufu konusunda bireysel ve toplumsal olarak bilinçlenmemiz gerektiğini vurguluyorlar. Çünkü su, hepimizin ortak geleceği. Eğer suyumuza sahip çıkmazsak, gelecekte çok daha büyük sorunlarla karşılaşabiliriz. Belki de çocuklarımıza, torunlarımıza susuz bir Türkiye bırakmak zorunda kalırız. Bu yüzden, hepimiz elimizden geleni yapmalı ve suyumuzu korumalıyız.

Peki, ne yapmalıyız? Öncelikle, evlerimizde su tasarrufu yapmaya başlamalıyız. Muslukları tamir etmeli, gereksiz yere su akıtmamalıyız. Duş süremizi kısaltmalı, bulaşık ve çamaşır makinelerini tam doluyken çalıştırmalıyız. Bahçe sularken daha az su kullanmalı, damlama sulama yöntemlerini tercih etmeliyiz. Ayrıca, su kaynaklarımızı kirleten davranışlardan kaçınmalıyız. Fabrikaların atıklarını arıtmadan nehirlere bırakmasını engellemeli, tarımda aşırı gübre ve ilaç kullanımını azaltmalıyız. Çünkü suyumuzu korumak, sadece devletin değil, hepimizin sorumluluğu.

Unutmayalım ki, su hayattır. Suyumuza sahip çıkmak, geleceğimize sahip çıkmaktır.

REKLAM VERMEK İÇİN ARAYIN
0532 659 8130