Kuzey Kıbrıs’ta düzenlenen havacılık kongresinde, Türkiye’nin havacılık eğitimindeki potansiyeli vurgulandı. Ülkenin stratejik konumu ve gelişmiş altyapısıyla küresel bir merkez olabileceği belirtildi.

Türkiye Havacılıkta Yükselişe Geçiyor: Eğitimde Küresel Üs Olma Yolunda

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, geçtiğimiz Nisan ayında önemli bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Girne Üniversitesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen SafeandGreenTomorrow 2025 Uluslararası Havacılık Kongresi, sektörün geleceğine ışık tuttu. 16-18 Nisan tarihleri arasında gerçekleşen kongreye, 40’tan fazla üniversiteden akademisyenler ve havacılık sektörünün önde gelen isimleri katıldı. Kongrede, sürdürülebilir havacılık vizyonu çerçevesinde önemli mesajlar verildi, sektörün geleceği masaya yatırıldı.

Kongrenin açılış konuşmaları da oldukça dikkat çekiciydi. KKTC Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı Müsteşarı Enver Öztürk, Girne Amerikan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Serdar Yurtsever, Sivil Havacılık Dairesi Müdürü Mustafa Sofi, İstanbul Nişantaşı Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Uğur Yozgat, TÜBİTAK’tan Dr. Abdullah Zahid Turan ve Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nden Prof. Dr. Himmet Karadal, açılış oturumunda söz alarak havacılık sektörünün önemine vurgu yaptılar.

Türkiye’nin Havacılık Eğitimindeki Gücü Vurgulandı

Kongreye davetli konuşmacı olarak katılan Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nden Prof. Dr. Himmet Karadal, yaptığı sunumla dikkatleri üzerine çekti. Karadal, Türkiye’nin havacılık eğitimindeki potansiyelini ele aldı. Sadece mevcut sorunlara değil, aynı zamanda çözüm odaklı sürdürülebilirlik politikalarına da değinerek, eğitim altyapısının stratejik önemine dikkat çekti. Karadal, “Türkiye, stratejik konumu, gelişmiş altyapısı ve üniversitelerimizin katkılarıyla, havacılık eğitiminde küresel düzeyde bir merkez olabilecek potansiyele sahip” dedi. Bu sözleri, salonda büyük yankı uyandırdı.

Karadal’ın konuşmasında özellikle vurguladığı bir nokta vardı: İstanbul’un uluslararası havacılıktaki merkezi rolü. Ancak Karadal, sadece İstanbul’la sınırlı kalınmaması gerektiğini, Antalya, Aksaray ve Niğde gibi şehirlerin de havacılık eğitim üssü haline gelebileceğini belirtti. Bu şehirlerin potansiyelinin değerlendirilmesi, Türkiye’nin havacılık eğitimindeki gücünü daha da artırabilir.

Havacılık Sektörü Dünya Ortalamasının Üç Katı Hızla Büyüyor

Prof. Dr. Karadal, Türkiye’deki havacılık sektörünün büyüme hızına da dikkat çekti. Dünya ortalamasına kıyasla üç kat daha hızlı bir büyüme yaşandığını belirten Karadal, bu büyümenin sürdürülebilir ve teknolojik temellere dayanmasının önemine işaret etti. “Çevre dostu teknolojiler, yenilikçi eğitim yaklaşımları ve uluslararası akademik iş birlikleri, bu ivmeyi daha da artıracaktır” diyen Karadal, sektördeki büyümenin sadece rakamlara değil, aynı zamanda kaliteye de odaklanması gerektiğini vurguladı.

Sürdürülebilirlik konusuna özellikle vurgu yapan Karadal, “Bu süreçte Türk Dünyası ile geliştirilecek stratejik ortaklıklar, bölgesel güç birliğini de beraberinde getirecektir” dedi. Bölgesel iş birliğinin önemine dikkat çeken Karadal, Türkiye’nin bu alanda öncü rol üstlenebileceğini belirtti.

Ortak Vizyonla Dünya Havacılığına Yön Verebiliriz

Konuşmasının sonunda Prof. Dr. Himmet Karadal, önemli bir çağrıda bulundu. Ülkenin ortak bir vizyonla hareket ederek dünya havacılığına yön verecek bir geleceği inşa edebileceğini belirten Karadal, tüm paydaşları işbirliğine davet etti. “Yenilikçi eğitim anlayışı ve sürdürülebilirlik vizyonumuzla, daha güvenli, çevreci ve başarılı bir havacılık geleceğini birlikte inşa edebiliriz” sözleriyle konuşmasını tamamladı.

Kongre sonrasında sektör temsilcileri ve akademisyenler, Karadal’ın konuşmasının havacılık sektörünün geleceği için önemli bir yol haritası çizdiğini dile getirdiler. Türkiye’nin havacılık eğitimindeki potansiyelinin değerlendirilmesi, sektörün büyümesine ve gelişmesine büyük katkı sağlayacak gibi görünüyor. Ankara’daki bir havacılık uzmanının da dediği gibi: “Bu kongre, Türkiye’nin havacılıkta yeni bir sayfa açmasına vesile olabilir.”

Kongrede konuşulanlar, havacılık sektörünün sadece uçaklardan ibaret olmadığını, aynı zamanda eğitim, teknoloji ve sürdürülebilirlik gibi unsurları da içerdiğini gösteriyor. Türkiye’nin bu unsurlara odaklanarak havacılıkta küresel bir oyuncu olma yolunda ilerlemesi bekleniyor. Bakalım önümüzdeki yıllar, bu beklentileri ne kadar karşılayacak?