200’den fazla sivil toplum kuruluşu, Türk dünyası için Ankara’da bir araya geldi. Peki, bu tarihi buluşma, yıllardır dillendirilen Türk Birliği idealine somut adımlar getirecek mi, yoksa sadece bir “laf üstadlığı” gösterisi mi olacak?
Ankara, 12 Haziran 2025… Sıcak bir yaz günü, Türk dünyası için çalışan 200’ü aşkın sivil toplum örgütü temsilcisi, başkentte tarihi bir zirve için toplandı. Bu buluşma, sadece bir araya gelmekten öte, Türk dünyası sivil toplumunun ilk kez iktidarla doğrudan temas kurduğu, dertlerini ve beklentilerini en yetkili ağızlara duyurduğu bir platform oldu.
Yıllardır meydanlarda, toplantılarda, hatta aile sohbetlerinde bile dillendirilen “Türk Birliği” ideali, sonunda devlet politikası olma yolunda ilerliyor mu? Cumhur İttifakı’nın iki önemli ismi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Türk dünyasının kederi ortak, sevinci ortak, geleceği de ortak olmalı” vurgusu ve MHP lideri Bahçeli’nin Türk milliyetçiliğini sahiplenen duruşu, bu umudu yeşertiyor. 250 milyondan fazla insanın yaşadığı, 1.9 milyar dolarlık ticaret hacmine sahip, tarihi, dini ve kültürel bağlarla örülü bu coğrafyanın birliği, artık sadece bir hayal olmaktan çıkmalı.
Bizim gibi “Turan” sevdalısı nice nesiller geldi geçti. Benim yaşım olmuş 43, hala somut bir adım göremedik. Ben göremezsem bari kızım Almila görsün o “Türk Birliği”ni… Bu beklenti, sadece benim değil, milyonlarca insanın ortak arzusu.
AK Parti bünyesinde kurulan Türk Devletleri İlişkiler Başkanlığı ve başına getirilen Prof. Dr. Kürşad Zorlu, bu süreçte önemli bir rol üstleniyor. Zorlu’nun makamı, Türk dünyası sevdalılarının uğrak yeri haline gelmiş durumda. İstişareye önem veren, her fikri dinleyen, notlar alan, “ben bilirim” havalarında olmayan bir profil çiziyor. Hangi partiden, hangi görüşten olursa olsun, Türk dünyası için faydalı her projeye destek veriyor. Hatta bazıları, AK Parti Genel Merkezi’ndeki bu başkanlığın, bir bakanlık gibi çalıştığını söylüyor.
Ancak burada kritik bir soru var: Acaba bu heyecan, bu umut, sadece lafta mı kalacak? Kürşad Hoca, bu beklentiyi karşılayabilecek mi? Eğer konuşmalar sadece konuşmada, kararlar sadece kağıt üzerinde kalırsa, Türk dünyası sivil toplumu hayal kırıklığına uğrayabilir. Başaramazsa, “lafta usta, icraatta sıfır” eleştirilerine maruz kalabilir. İşin zorluğu ortada, ama bahane üretme lüksü yok. Elinde, Türk dünyası ideali için kendini adamış, yetişmiş müthiş bir güç var. O gücü harekete geçirebilirse, “Turan” için çeri olmaya hazır milyonlarca insan var. O güç düşüncede, medyada, sivil toplumda, ticarette… Yeter ki, Kürşad Hoca o gücün önüne düşebilsin.
Zirvenin sonunda 10 maddelik bir sonuç bildirgesi yayınlandı. Merak edenler, “Türk Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Zirvesi” başlığıyla internette arama yaparak bu bildirgeye ulaşabilir. Bildirgede, Türk dünyası sivil toplum örgütlerinin etkinliğinin artırılması, ortak veri tabanı oluşturulması, vize, göç, oturum ve çalışma izinleri sorunlarına çözüm aranması, ortak alfabe çalışmaları gibi bir dizi önemli konu yer alıyor.
Peki, bu 10 madde yeterli mi? Elbette değil. Türk dünyasının ihtiyaçları çok daha fazla. Ancak bu 10 maddenin bile hayata geçirilmesi, önemli bir zafer olacaktır. Özellikle, Türk dünyası sivil toplum örgütlerinin destekleyici değil, yön veren, sonuç odaklı ve dönüştürücü bir güç olarak tanımlanması, yeni bir vizyonun kamuoyuna ilanı anlamına geliyor. Biz de Türk dünyası kamuoyu olarak gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Bakalım, bu kararlar sadece kararda mı kalacak, yoksa hayata geçirilecek mi?